Şair Yahya Akbulut'un anlatımıyla

 

Geçmişten günümüze kadar bakıldığında dengelem hanemde, muhtelif zamanlarda yayımladığım şiir kitapları (biri Bulgarca olmak üzere), iki çeviri kitabın yer aldığı, ömrün diğer yarısında zamanın sessiz ve derinden hızla ilerlediği ve 65’e merdiven dayadığım gerçeğidir.

Her insanın yaşlılık yolculuğunda nihayet varacağı bir duraktır. Yolculuk süresini kestirmek imkânsız olduğuna göre okuma zevkini, yazma ve derleme hazzı tadında şiirleri tek bir çatı altında yayınlama düşüncesi düştü aklıma. Her kuşağın fazlasıyla bu tavrı taşıdığı gibi, üzerinde çalıştığım yapıt aylarca sürdü.

Bu yeni çalışma, Türkiye’de yayımladığım 4 şiir kitabı olmak üzere, 3 başlık altında derlediğim seçme ve yeni eserler, 3 şairin Türkçe’ye çevirilerinden sınırlı sayıda yapıtları ve bir öykü içermektedir.

Amacım, bütün eserleri yenileriyle birlikte tek kitapta toplayarak okuyucuya kolaylık sağlayacak şekilde sunmaktır. Çünkü her yazarın, birçok eserini aynı kitapta yayınlaması zengin okuma imkânı tanır ve aynı zamanda biriktirdiklerinin bir muhasebesidir. Bu çerçeveden bakıldığında her insanın kendi iç dünyasına ait geliştirdiği bir yaşam felsefesi vardır, esas duruştur ve ileriye gidişin adımları olarak nitelendirilir.

Neden Zamane Sezi başlığı ve anlamı nedir?

Şiir dünyasında “varoluş ve zaman” konuları önemli bir yer tutmaktadır. Farklı rejimler arasında sürdürdüğüm bir yaşam çizgisinde, özellikle göç dalgasının yarattığı varlık ve yokluk arasındaki bir sarmalda, yazdığım şiirlerin birçoğunda esas düşünceyi içeren ve irdeleyen konu “zaman” kavramıdır. Zamane Sezi başlığı soyut bir düşüncenin ifadesidir aslında ve okuyucuda daha farklı bir bakış açısı sağlayabilir, her iki sözcüğün duyumlarını bir bütün içerisinde birleştirebilir, sezinleyebilir. Örneğin, “gündüz, şafak, sabah, ikindi, öğle, akşam, yıllar, mevsimler...” vb. sözcükler zaman kavramını ifade eder.

Türk ve dünya edebiyatında da olduğu gibi, yayınladığım kitap başlıklarında içerik olarak ve birçok konular dahilinde bu kavram zaten yer almaktadır. Eserler üzerinden yürütmek istenilen esas düşünce, bireylerin zaman tünelindeki yolculuğu üzerinedir. Şiirlerde zaman kavramına yüklenen çeşitli manalar insan psikolojisinin sürekli parçalanmışlığını yansıtma çabasıdır. Dolayısıyla her edebî şahsiyet, şiirin merkezine kendi geliştirdiği üslûbuyla benliğini, kendi iç dünyasını, yaşam üzerine duygu ve düşüncelerini okura aktarma eğilimindedir.

Her okuyucu şiirleri kendi anlayış tarzına göre yorumlar. Derinlemesine iletişimi sağlamak için derlediğim şiirlerin algılanması, yorumu ve değerlendirilme hususları konusunda basım yıllarına göre kitaplarda yer alan değerli hocalarımın incelemelerine yer vermeyi ve paragraflar arası kendilerinin görüşlerini kaynakça olarak eklemeyi uygun gördüm.

Türkiye’de yayımladığım kitaplar hakkındaki bu görüşlerini dile getiren şair, yazar ve araştırmacı Mehmet Çavuş, şair öğretmen Hüseyin R. Güler, şair Özlem Ağırgan, yazar İslâm Beytullah Erdi, şair ve yazar Latif Karagöz, çalışmalarımda bilgi ve tecrübeleriyle sürekli destek olan başta Doç. Haşim Akif ve Dr. Öğr. Üyesi Vejdi Hasan, çevirmen ve şair Rüstem Aziz, gerekli basım izinlerini sağlayan şair, yazar ve araştırmacı Jivodar Duşkov, şair ve yazar Gülser Mazlum, şair ve yazar Aleksandrina Şahanova ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederim.

Yahya Akbulut,

Razgrad

Bakmadan Geçme