SAFRAN NEDEN TÜTÜNÜN YERİNİ ALAMIYOR

Bu sorunun cevabı bayağı zor olsa gerek, çünkü yıllar boyunca bir türlü safranı tütünün yerine geçiremedik.

SAFRAN NEDEN TÜTÜNÜN YERİNİ ALAMIYOR

Bu sorunun cevabı bayağı zor olsa gerek, çünkü yıllar boyunca bir türlü safranı tütünün yerine geçiremedik.

Nedenlerini saymaya kalksam, adeta  roman olur ama başı çeken genel sebepler siyasal  ve coğrafi konum. Ayrıca tütünü, genelde azınlık etnosundan Türkler işler ve bundan dolayı bazı sorumlu makamlar, herhalde Türklerin zenginleşeceğinden dolayı bayağı endişelenmekte. Aslında ise, bizim gönüllerimiz  zengin, fakat bu meramımızı anlatmakta zorlanmaktayız...

Alman Radyosu'nun, "Tütün ve Safran" konulu bir saatlik programında;

"Bulgaristan'da tütün üreticiliğini rafa kaldırmak, bu işle uğraşan Türk azınlığı yok etmek demektir," sonucuna varıldı.

Şahsen ben, Bulgaristan'da safran üreticilerinin haddinden fazla çoğalması ve bu ürünün yaygınlaşması için  uzun yıllardır tek başıma büyük çaba sarf eden birisiyim ama belli ki bazı çevreler buna karşı koymaya meyilliler...

Bu fütursuzca hareketin kaynak adresini bulmak pek de zor sayılmaz, çünkü ülkemizde tütün ve sigara üretiminde halihazırda büyük yolsuzluklar gerçekleştirilebiliyor, fakat safran üretiminde bir tek üreticiler ve devletimiz zenginleşecek, hem de çok...

Herhalde bundan dolayı, Kırcaali bölgesindeki vatandaşlarımıza benimle  diyalog kurma yasağı getirildi, hatta,  safranı bir uyuşturucu bitkisi olarak tanıtmaya ve lanse etmeye devam ediyorlar. Ne yazık ki, bazı göçmen derneği yöneticileri bile buna katıldı  ve beni nedense Türk düşmanı olarak ilan etti. Belki de, kendileri Peevski ve çevresinin tütünden sağladıkları kazanç ve kayıp için kaygılıdırlar...

Vaktinde komünizmin "cennetinden" bir şekilde kaçmayı başardım. Ömrümün yarısı Batı'da geçti. Orada, kendimi eğittim, haddinden çok çalıştım ve şimdi zengin sayılırım. Memleketime tam 28 yıl sonra dönebildim, fakat gördüm ki bu esnada bizim insanımız çok değişmiş, artık maddi imkanları kısıtlı, zor duruma düşmüş, yardıma ve yol göstericiye muhtaç.

Bu aıklı ve üzüntü verici manzara karşısında, kendi halkımın biraz da olsa, refaha kavuşması için bir şeyler yapmayı akıl edindim ve neden bu safran yetiştiriciliği olmasın dedim.

On yıldır, tamamen kendi imkanlarımla, 45 000 kilometre yol katettim, cebimden 50 000 avrodan fazla para harcadım.

Bulgaristan'ın belki yüzlerce köyünde deneme ekimleri yaptık, ayrıca Devlet Araştırma Çiftlikleri'nde safran ekimi gerçekleştirk. İran'da Safran Araştırma Merkezi'nde eğitim gördüm. Daha sonra İranlı ve Holandalı bilim adamlarıyla Bulgaristan topraklarında bir sürü araştırmalarımız oldu.

Ya sonuç ne çıktı, diye soracaksınız? İngiltere, Fransa, İsviçre ve Holanda gibi ülkelerde yapılan analizler neticesinde, Bulgaristan'da dünyanın en kaliteli safranı yetişebileceği ispatlandı. Bu iş için, eğer devlet bize sahip çıkarsa, önümüzdeki beş yıl içinde, Bulgaristan'ın, safran üretiminde dünyada birinci sırada yer alma fırsatları yakalanmıştır.

Bugün ülkemizde 4 500 dönüm safran tarlası işlenmekte.Bulgaristan Milli Safran Üreticileri Cemiyeti olarak, önümüzdeki beş yıl içinde, ülke bazında on binlerce ailenin bu işle uğraşmasını hedefliyoruz.

( Devam edecek)

 

Hasan TAHİROV

Bakmadan Geçme