• Haberler
  • Güncel
  • RAFET ULUTÜRK KÜLLİYE'YE MI GİDİYOR, SEBİHAN MEHMET AVREN'DE HALAY ÇEKİYOR...

RAFET ULUTÜRK KÜLLİYE'YE MI GİDİYOR, SEBİHAN MEHMET AVREN'DE HALAY ÇEKİYOR...

Negatif söylemlerin ardı kesilmiyor. Suni bir şekilde, tek taraflı kin ve öfke üretilmekte. Tabi ki, hiç bir etnik ayrıştırma yapmadan, bundan kaybeden de bütün toplum oluyor. Bu kirli oyundan karlı çıkan olmayacaktır...

RAFET ULUTÜRK KÜLLİYE'YE MI GİDİYOR, SEBİHAN MEHMET AVREN'DE HALAY ÇEKİYOR...

Bulgaristan'da veya göçmenlerin arasında, nerede bir başarılı Türk birazcık ismini duyurmuş olsa, hemen birileri bunun üzerine çullanmaya ve tezelden kendisini susturmaya çalışıyor.

Bazen bu bir siyasetçi, dernekçi, gazeteci veya iş adamı olabiliyor. Tabi ki, bu tür hareketlere maruz kalanlar, doğru yolda yürüyenler, kendine güvenenler, hiç bir şekilde bunlara taviz vermeden ve aldırış etmeden, bildiğini okumaya devam ediyorlar.

Hele Bulgaristan'da, belirli merkezler tarafından, orada yaşayan Türklerin veya Türkiye'deki göçmenlerin önünü bir şekilde kesmek için, ya da huzurlarını bir şekilde kaçırmak için, herhangi bir özgür ve bağımsız teşebbüslerini engellemek için, bayağı büyük ve beyhude bir caba sarf edilmekte. Her zaman olduğu gibi, perde arkasındakiler, bu iş için de bizim tanıdık ve hiç bir işe yaramayan ayakçı takımını çok güzel bir şekilde kullanmakta. Bu sefer yevmiyeciye ücret peşin ödenmekte. Böylece doğrular ve gerçekler, yanlış olarak sergilenmekte, ip ve saman bilinçli olarak biri birine karıştırılarak, dumanı vatandaşın zihnine hava gazı olarak pompalanmakta...

Ülkede bir sürü medya kuruluşu, buna bazı ulusal televizyon, radyo, gazete ve dergiler de dahil, gece gündüz sadece Türkleri ve Türkiye'yi ağızlarında sakız etmekte. Hatta bu amaç doğrultusunda siyasi partiler bile kurulmuş, sivil toplum kuruluşları harıl harıl çalışmakta. Negatif söylemlerin ardı kesilmiyor. Suni bir şekilde, tek taraflı kin ve öfke üretilmekte. Tabi ki, hiç bir etnik ayrıştırma yapmadan, bundan kaybeden de bütün toplum oluyor. Bu kirli oyundan karlı çıkan olmayacaktır...

Toplumu tedirgin etmek ve tetikte tutmak için tasarlanan, Rus menşeli bir proje olan Skat tivinin bir yazarı, geçenlerde, yine sivri ve matrak çıkışları ile tanıdığımız Bultürk Derneği Başkanı Rafet Ulutürk'ün ismini dillendiriyordu. Nereden bir duyum aldıysa, kendisinin yakında Cumhurbaşkanlığı'nda önemli bir görev alacağından bayağı rahatsız olmuş. Düşünebiliyor musunuz, İstanbul merkezli bir göçmen derneğin sade ve kendi halinde bir  başkanından bile korkuyor bunlar. İllaki dilleri kaşınıyor ya, hemen aldıkları bu duyuma başka süs vererek, zikrettikleri otoriteyi küçümsemeye kalkışıyorlar. Güya, Rafet bey, bunlara göre, mecliste bir vekilin sekreteri olacakmış. Belli ki, Skotçu faşistleri, feci bir Tayyip korkusu sarmış...

Ayrıştırma ve ötekileştirme derken, başka bir örnek daha. Bu sabah ki posta ile önüme bir sürü fotograf düştü. Koşukavak ilçesinde Avren diye bir büyük Pomak köyü vardır. Geçen gün bu köyde büyük törenler düzenlenmiş. Bilindiği gibi, Bulgaristan'da, Trakyalıların aşırı bir milliyetçi tipi örgütlenmesi mevcut. Bu yapılanmanın üyeleri, Mübadele ile Türkiye'den giden Bulgarların soylarından oluşuyor. Bilindiği gibi, Balkan Harpleri esnasında her iki taraftan da ölüm vakaları var. Bu kayıpların anısına, insani açıdan törenler düzenlenebilir ama bu tek taraflı ve sadece Bulgarlar için olmamalı. Örnek olarak Avren köyünün, komşu köyü olan Tihomir'de o dönemde elliden fazla Pomak, Bulgarlar tarafından katledilmiş. Sonuçta, bu şehit Müslümanlar için kimse anma töreni yapmıyor. Ne de anıt dikiyor. Aynı yıllarda Rodoplar'da az mı Türk katledilmiş?Bu insanlar da Bulgaristan vatandaşı değil mi? Trakyalılar derneklerinde genelde ve her zaman Türk ve Türkiye düşmanlığı yelleri esmiştir. Koşukavak Belediye Başkanı Sebihan Mehmet'in Türk seçmenler tarafından seçildiğine göre, bu milliyetçi Trakyalılarla bunca içli dışlı olmasına pek anlam çıkaramıyoruz. Ayrıca bu tutunduğu halayda acaba neyi kutlamakta?

Aslında bizler, Türk milleti olarak, ülkemizi istila etmek için gelip, bizim topraklarımızda öldürülen başka devletlerin askerleri önünde saygı duruşunda duran bir toplumun fertleriyiz. Bunun bariz örneğini her yıl Çanakkale Şehitliği'nde görebiliriz. Avren'deki anıtın önüne de çelenk bırakabiliriz ama şimdilik bu mümkün gözükmüyor, çünkü bir takım siyasi partiler, aşırı milliyetçilerin birer uydusu haline dönüştürülmüş durumda.

Türkan Çeşme'deki anma merasimlerinde, siz hiç Kırcaali Valisi'ni gördünüz mü? Ya da General Radev'i? Korneliya'yı? Boyko'yu?

Mümin TOPÇU

 

Bakmadan Geçme