Radev, Boyko, Çanev, Doğan, Peevski ve Danço'nun hanesine eksi çizik atıyoruz...

Radev, Boyko ve Çanev  gene yoktular.

Ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve Valisi, zaten hiç bir zaman gelmediler.

Yoksa, acımızı bizimle paylaşmaktan çekinenler, hiç davet mi edilmiyorlar?

Ahmet Doğan, Peevski ve Danço Mentata'nın hanelerine de eksi çizik atıyoruz.

Acaba, onlar neden adeta kayıplara karıştı?

Neden matem dolu günümüzde, devlet erkanı asla aramızda bulunmuyor?

Yoksa, biz mi karıncaları ezdik, ya da yüksekten bize el sallayanlar pot mı kırdı ?

Aslında devletçiyiz, her zaman onun safındayız, fakat devlet bize yaklaşmıyor...

Neden Ekselansları Büyükelçi emrindeki diplomatlar, sessiz sedasız duasını edip, bizimle kucaklaşmadan uzaklaşıyorlar?

Son yıllarda, neden Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler, gelip üzüntümüzü paylaşmıyorlar, derdimizi dinlemiyorlar?

Siyasi mahküm ve gazileri bile aramızda göremez olduk.

Belli ki, objektive sırıtarak selfi çektirenlerle yan yana durmak istemiyorlar.

Bu selficilerden neden bunca nefret edilir?

Türkan Bebek anıtının ilk anma törenine toplanan yüzbinler, kayıp Mu kıtasına mı göç etti?

O yüzbinleri, kimler küstürdü? Uçan kanatları kimler kırdı?

Lütfen, şehit mezarlarını daha fazla çiğnemeyin? Çarpılırsınız!

Sahi, Sofya Merkez Cezaevi'nin ölüm hücresinde şehit edilen Saatçi Ömer'in kabrini, bu sefer kaç kişi ziyaret etti? Nedense kameralar yoktu yanıbaşında...

Şehitler, sadece dua, sükunet ve saygı istemekte...

Mümin TOPÇU