ÖZ BE ÖZ TÜRKÜZ İŞTE, BUNDAN NEDEN GOCUNUYORSUNUZ?

* Son zamanlarda hiç aklımızın ucundan bile geçmeyen, hayal bile etmediğimiz bir çirkeflik, bizim güzide toplumumuzun başına çöreklendi ve bütün huzurumuzu kaçırmaya yetiyor. * En son HaberTürk televizyonunda, Veysi Ateş tarafından hadsizce sarf edilen 'Belene kampından gelen Bulgarlar' cümlesi, Bulgaristan kökenli göçmen camiasının fertlerini çok derinden yaralamıştır ve üzmüştür. * Asıl cezaevlerinde ve temerküz kamplarında bulunan bizim yüzlerce  Milli Kahramanımız, vaktinde Türk ruhunun varolması ve yaşatılması için cezalandırılmışlardır. * Zamanın birinde, Jivkov'un eli kanlı haydutları bizlere Bulgar demeye kalkıştığında, Bursa'da Bal-Göç kurulmuştu. Şimdi ise Türkiye'de bizlere Bulgarlar diye hitap edilmekte. Bizi savunmak için, Bulgaristan'da yaşayan kardeşlerimiz mi, bu tür dernekler kursunlar...

PAYLAŞ

 

Son zamanlarda hiç aklımızın ucundan bile geçmeyen, hayal bile etmediğimiz bir çirkeflik, bizim güzide toplumumuzun başına çöreklendi ve bütün huzurumuzu kaçırmaya yetiyor.

Bizleri Bulgaristan'da, zalim komünist rejim esnasında bile, sadece bir dönem hariç, öz be öz Türkler diye adlandırıyorlardı. Şimdi ise öz vatanımızda bir gün geçmiyor, bazı tamamen şuurdan ve herhangi bir tarih bilgisinden yoksun medya şarlatanları ve tamamen pusulasını şaşırmış siyasetçi bozuntuları, maksatlı ve ısrarlı bir şekilde bizlerin etnik kökenimizi ve aidatımızı rencide edici ifadeler kullanmaya kalkışıyorlar.

En son HaberTürk televizyonunda, Veysi Ateş tarafından hadsizce sarf edilen “Belene kampından gelen Bulgarlar" cümlesi, Bulgaristan kökenli göçmen camiasının fertlerini çok derinden yaralamıştır ve üzmüştür.

Asıl cezaevlerinde ve temerküz kamplarında bulunan bizim yüzlerce  Milli Kahramanımız, vaktinde Türk ruhunun varolması ve yaşatılması için cezalandırılmışlardır.

Bu onurlu şahsiyetlerin milli onur ve gururunla oynamak kimsenin haddinde değildir ve kimseye bir hayır getirmez. Bunlar, yüce Allah'ımızın gazabından ve cezasından kurtulamazlar. 

Bilmeyenler, Bulgaristan'daki Türklerin ve oradan gelen göçmenlerin tarihçesini, tarih kitaplarından fazlasıyla öğrenebilirler, fakat son yıllarda, bu tür gerçek dışı ifadelerle ve sözlerle bizlerin saldırılara uğramamız, toplumumuz içinde büyük infial, kin ve nefret yaratmakta.

30 yıl boyunca, bizler, bu tür kendini bilmezlere karşı tepki dolu sözler yazdık, tepki koyduk. Bu tür her saldırıdan sonra, göçmen dernekleri protesto deklarasyonlarıyla çıktılar ama hepsi bu kadar. Bu deklarasyonları okuyan ve duyan olmadı. Yaptırım gücü olmayan bütün protestolarımız cılız kaldı ve daha ertesi günü, yeni bir saldırıya kadar, her şey unutuldu bitti...

Bu son provokasyondan sonra, Bulgaristan göçmenlerinin sivil toplum kuruluşları, şimdilik topyekun suskun kalmayı tercih ediyorlar ama böyle olmamalı işte. Kutladıkları Cumhuriyet balolarına biraz ara verip, biraz da toplumu ilgilendiren sorunlara ciddi bir şekilde el atmaları gerekmiyor mu?

İşte bu tür olaylarda, bu camianın bütün fertleri daha hızlı bir biçimde kenetleneceklerdir, nihayetinde beklenen birlik ve beraberlik de sağlanacaktır. Bunun başka bir çaresi bulunmuyor...

Bizim anlı şanlı derneklerimiz, şimdiye kadar neden tek bir medya kuruluşunu veya siyasetçiyi mahkemeye ver(e)mediler?

Yarın İstanbullu göçmenler, HaberTürk televizyonu stüdyolarının önüne protesto için davet edilseler, onbinlerce kardeşimiz, belirlenen saatte orada olmaz mı dersiniz? Bal gibi de olurlar, tabi ki!

Boşnak kökenli kardeşlerimizi örnek alalım, geçenlerde zibidinin tekine, mahkeme yoluyla haddini bildirdiler mi? Evet, kendisine çok ta güzel bir ders verdiler. Şimdi sıkıysa ekranlara çıkıp ta gene saçma sapan yorumlar yapsın da bir görelim.

Bizler ise, laf gelişi çok büyük bir camiayız, milyonları aşmışız bir kere ama bu tür olaylarda sesimizi duyurmakta pek de aciz ve yetersiziz.

Ey, dernek yöneticilerimiz, nerelerde gizleniyorsunuz? Bazı aymazların ve kendini bilmezlerin küfürlerine karşı bizleri ne zamana kadar maruz ve sahipsiz bırakacaksınız?

Zamanın birinde, Jivkov'un eli kanlı haydutları bizlere Bulgar demeye kalkıştığında, Bursa'da Bal-Göç kurulmuştu. Şimdi ise Türkiye'de bizlere Bulgarlar diye hitap edilmekte. Bizi savunmak için, Bulgaristan'da yaşayan kardeşlerimiz mi, bu tür dernekler kursunlar...

Bizim kendi öz derneklerimiz suskunluğa ve kendini beğenmişliğe kapılırken, kardeş Rumeli Türk Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Av.Necmettin Hüseyin, Veysi Ateş tarafından hadsizce sarf edilen “Belene Kampı'ndan gelen Bulgarlar" sözüne büyük tepki göstererek, kendisini özür dilemeye davet etti ve özür dilenmemesi durumunda kendisi hakkında suç duyurusunda bulunulacağına ifade etti.

Av.Necmettin Hüseyin açıklamasında “İçinde bulunduğumuz günlerde 30. yılı yaşanan ve acıların anıldığı rejim tarafından asimilasyon uygulanarak adeta bir soykırım şeklinde yaşanan zorunlu göçün anımsanarak sebep olanların lanetlenmesi gerekirken hayretle ve ibretle izliyoruz ki, Veysi Ateş HaberTürk ekranlarında aynen şu sözü sarf ediyor; “Belene kampından gelen Bulgarlar. Söylediğinin nereye gittiğini dahi fark etmeyen bir üslupla Veysi Ateş, “ÖZ BE ÖZ TÜRK” olan, sırf bu nedenle bedel ödeyen bizim insanımıza siz hangi hakla hem Bulgar hem de Türkiye’de “azınlık” dersiniz? Bunu merak ediyorum, Balkanlar'dan Anavatan’a göç etmiş tüm Türklerden özür dileyin ve haddinizi bilin...

Rumeli – Balkan Camiası olarak bunu kaç defa daha söyleyeceğiz. Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutulanlar, Belene Kampında bedel ödeyenler sadece ve sadece “ÖZ BE ÖZ TÜRK” oldukları için bedel ödedi. Veysi Ateş ve HaberTürk" Televizyonunu şiddetle kınıyoruz. Tüm Rumeli – Balkan insanından ve Türk milletinden derhal özür dileyin. “ dedi.

Mümin TOPÇU

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN