Osmanlı Döneminde Tekke Kozluca Köyü

*** 1586 yılı Mihaloğulları Akıncılar Defteri'nde kayıtlı Tekke Kozluca köyündeki aile reislerinin isimleri 1. Bekir Dede Balı, 2.Hızır Balı Bekir, 3.Kut Hüda Verdi, 4. Kurt Balı İbrahim, 5. Mehmet Ramazan, 6.Selim Şehsüvar, 7. Revane Abdullah, 8. Tatar Pir Gaib, 9. Nebi Gazi.

PAYLAŞ

Balkanlar'ı fetheden Osmanlı orduları, sağ kol komutanı Candarlı Ali Paşa'nın yönettiği 30 bin kişilik ordu ile Kuzey-Doğu Bulgaristan topraklarına girmiş ve art arda Pravadı, Madara, Preslav, Ağa Baba ve Şumnu gibi kaleleri hiç savaşmadan teslim almış. Fetih edilen kalelere kendi askerlerini yerleştirmiş, yerleşmiş olan eski yönetim şeklini ilk zamanlarda değiştirmemiş. Hristiyan halktan yalnız vergi almakla yetinmiş.

Leh-Macar Kralı Vladislav Varnençik komutasındaki Haçlı Ordusu'nun, 1444 tarihinde, Şumnu'nun kuşatması esnasında yürüttüğü çetin savaşlardan biri, bugün Tekke Kozulca ( İzbul ) köyünün bulunduğu yerde olmuş. Bu köyün kuzey kısmında Latin mezarlığı denilen bir yer bulunuyordu. Bu mezarlığa savaş esnasında ölen haçlıların gömüldüğü söyleniyordu, fakat zamanla sürülüp tarlaya dönüştürülmüştü.

Tekke Kozluca köyüne adını veren Musa Baba Tekkesi, Timur Baba vilayetnamesi ve Paşa Sancağı kayıtlarına göre, 16. yüz yıl başlarında, 1515-1516 yıllarında kurulduğu hesap ediliyor. Tekke kurulduktan sonra, onun etrafına Tekke Kozluca köyü de kurulmuş. Köyün kurulduğu yerde ve etrafında ceviz ağaçlarının bol olduğundan dolayı Tekek Kozluca denmiş.

İlk defa Tekke Kozluca köyü adı,1573 yılı Pravadı kazası Celep Keşan defteri kayıtlarında geçmekte. Celep Keşan defteri kayıtlarında bulunmasından, Tekke Kozulca ailelerinin genel olarak hayvancılıkla geçindiklerini anlamış oluyoruz. Celep ( celepçiler ), büyük ve küçük baş hayvan toplayıp satan kişiye denir. Pravadı kazası celepçileri, köylerden topladıkları koyunları İstanbul'a götürüp Celep Keşan emrine teslim ederler ve devletten malın parasını alırlarmış. Celep kelimesi, koyun, keçi ve sığır anlamına da gelmekte.

Tekke Kozluca köyü ilk olarak eski Bulgar köyünün bulunduğu Kışla denen yere kurulmuş. Bugünkü yerine ise 1828 -1829 yıllarındaki Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra taşındığı zannediliyor. 1517 yılı Tahrir Defterleri'nde Yeni Pazar yerleşim yeri olarak kayıtta yok. Tekke Kozluca Pravadı nahiyesine bağlı imiş. Osmanlı zamanında Ağa Baba ovasında dokuzar (9) haneden oluşan 17 Türk köyü kurulmuş. Bu yörede bulunan Bulgar nüfuslu köyler, Türk köylerinden dört kere daha fazlamış. Bütün köylerde 129 hane Müslüman ve 266 hane Hristiyan nüfus yaşıyormuş. İlk zamanlarda, bu yörede Hristiyan nüfus iki kat daha fazlaymış.

1586 yılı Mihaloğulları Akıncılar Defteri'nde kayıtlı Tekke Kozluca köyündeki aile reislerinin isimleri; 1. Bekir Dede Balı, 2.Hızır Balı Bekir, 3.Kut Hüda Verdi, 4. Kurt Balı İbrahim, 5. Mehmet Ramazan, 6.Selim Şehsüvar, 7. Revane Abdullah, 8. Tatar Pir Gaib, 9. Nebi Gazi.

Akıncı Ocağı'nın temeli Osman Gazi döneminde Köse Mihal tarafından atılmış. Akıncı beyi, emirleri doğrudan Padişahtan alıyormuş. Akıncılar düzenli birlik değillermiş. Rumeli Akıncıları sınır boylarında görev yapıyorlarmış, düşman ülkelerine akınlar yapıyorlarmış. Sefer esnasında, ordunun 5 gün önünde olup düşman hakkında bilgi toplarlarmış. Türk kökenli olmaları şartmış. Maaş almıyorlarmış. Akınlar ve savaş esnasında elde ettikleri ganimetlerin beşte birini devlet hazinesine verip, diğer kısmı akıncılara kalıyormuş. Boş zamanlarında her akıncı, kendi işini yapıyormuş. 1586 yılı Akıncılar Defteri üzerinde çalışmalar yapılmış ve yayınlanmış. 1472 ve 1560 tarihli Akıncılar Defterleri, ayrı nüshalar halinde Bulgaristan'ın Osmanlı arşivlerinde bulunmaktadır.

1598 yılında, Yeni Pazar tek bir nahiye merkezi olmuş ve Ağa Baba ovası köyleri Yeni Pazar'a bağlı imişler. Osmanlı Devleti, 1568-1570 yıllarında yeni göçmenler getirmiş. 12 Eylül 1573 yılı Celepçiler Defteri'ne göre, Pravadı kazasına bağlı Tekke Kozluca, Söğütlü, Damargöz, Nebi Voyvoda, Kaykı köy ve diğer köylerde hayvancılıkla geçinen aileler, her sene İstanbul'a belirli sayıda koyun göndermeleri şartının yazılı olduğu görülmekte. Nisan ayı başlarında koyunların kuzulaması bitince, İstanbul'dan kaza merkezlerine sayım emini gönderiliyormuş ve köyleri dolaşıp sayım yapıyorlarmış. Celepçi, bu sayıma göre belli sayıda koyunu vermek zorundaymış.

Tahsin HÜSEYİN

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN