MESTANLI'DA NELER OLDU

Bulgaristan Türkleri olarak, cümle aleme karşı, Naim'in ruhunu ve şanını bir kere daha canlandırıp yaşattıktan sonra, şimdi hep beraber biraz durumu analiz edelim.

AK Parti ve CHP kurmayları, ilk önce macır kızının güçlü Balkanlar çıkarmasını belleğine iyi kazısınlar, çünkü yarın öbür gün, göçmenler Meral Akşener'in arkasına takılabilir.

AK Parti temsilcileri ve Meclis Başkanımız Mustafa Şentop, Gümülcine'ye kadar yol teptiler ama sınırı atlayıp, Mestanlı meydanındaki coşkulu atmosferi görmeyi, nedense tercih etmediler. İktidarla aramızı düzeltmediğimiz müddetçe, belli ki, sadece meydanlarda bayrakla ve beyaz şapkalarla dolaştığımız kalacak...

Mestanlı'daki kutlamalar esnasında, CHP deputatları ise, Akşener'in gölgesinde kaldılar, bu durum karşısında CHP, herhalde Bursa'dakilerin kulağını mutlaka çekecektir. Bilmem ileride, İsmail Tatlıoğlu, göçmenlerin gönlünü kazanabilecek mi ama anlı şanlı bazı göçmenler çoktan onun partisine göz dikmiş durumda, zaten bundan dolayı, Meral Akşener, Mestanlı'ya ısrarla davet edilmedi mi...

Aslında, büyük ve güçlü Bulgaristan'daki Türk topluluğuna karşı uzatılan her dost eline, hepimiz çok sevinmeliyiz. Bizler o elleri saygıyla öpmeyi de biliriz. İşte o zaman, yüreklerin büyük ve tek şampiyonu Naim Süleymanoğlu, mezarında rahat uyuyacaktır.

Bu geniş çaplı ve yararlı organizasyondan dolayı, buradan Mestanlı Belediyesi'nin yöneticilerini kutluyor ve kendilerine daha büyük başarılar dilemekteyiz.

Ayrıca, geçen ki yazımızdaki bariz bir hatadan dolayı, Mestanlı Belediye Meclisi Başkanı Sayın Ömer Hüseyin'den özür diliyoruz. Edindiğimiz bilgilere göre, kendisi genç, çok başarılı ve gelecek vaat eden yerel bir yöneticimiz.

Mestanlı'da perde arkasında kalan, ne gibi başka gizli gelişmelere sahne olundu.

Aldığımız duyumlara göre, DPS lideri Mustafa Karadayı, aslında bu törene gelmeyecekmiş ama Meral Akşener'in Lütvi Mestan'la görüşmesinden sonra, karar değiştirip, gövde gösterisinde bulunmayı tercih etmiş ama her nedense partisinin, konuk parti liderinle görüşmesinde, kendisini yine göremedik.

Bu arada aynı partinin aktivistleri, Meral Akşener'i verdiği randevulardan dolayı, tenkit etmeye kalkışmışlar ama verilen cevaba pek üzülmüşler...

Mestanlı'daki kutlamalara, Bal- Göç heyeti de davetliydi ama belediyenin ve DPS'nin basın açıklamalarından, göçmen örgütünün ve liderinin adını göremedik. Birileri eski hocaları gibi yine sansüre başvurmuştu. Adı ve sanı hiç duyulmamış şahıslar sıralanırken, acaba neden Bal-Göç'ün adından tedirgin olundu?

Nedeni belli, vaktinde komünist sansürcü zihniyeti sahneden indirenlerin başında, bu güzide derneğimiz de bulunmakta. Bunu aklınızdan çıkarmayınız, beyler, biraz da diploması öğrenin, çünkü yarın ilk Bal-Göç'ün kapısına dayanabilirsiniz.

Ayrıca, bir Kırcaali medyasına verilen demeçle ilgili ise, sadece şunu belirtebiliriz. Bal-Göç yetkilileri, hiç bir davet edildiği etkinliğin organizatörlerinden asla randevu istemez ve Mestanlı'da kimseden bir görüşme randevusu talep edilmemiştir. 

Rüyasında, kendini köylü kabadayısı olarak görenlere, günaydınlar!

Mümin TOPÇU