Yaşasın "Zorunlu Göç"! Bugün yıldönümü - 27.05.1989. Hayatımızın dönüm noktası!
Madem ki, burayı beğenmiyorsunuz, gidin orasını görün, isterseniz kalın, istemiyorsanız, buyurun, geri dönün! Ve bu Anavatan zırvalarına artık bir son verin denmişti o gün…
Gece gündüz resim çektirmek ve pasaport çıkartmak için banklarda bekledik, uyuduk, uyandık ve o çok arzu edilen kırmızı pasaportlara kavuştuk.
Hiç tereddüt etmeden, yok pahasına bütün ev eşyamızı sattık; eski püskü otomobillere yepyeni otomobillerimizi takas ettik; çarptık kapıları ve arkamıza hiç bakmadan bile yollara düştük.
Bu yolculuk, bizim için hayatımızın kaçınılmaz fırsatıydı!
Annelerimizin bizleri küçükken uyuturken söylediği sözler gerçek oluyordu:
"Bir gün mutlaka ana vatanımız Türkiye'ye gideceğiz!”
Ve gittik! Her şeyi göze alarak uzun bir yolculuğa koyulduk.
Ana vatana dört elle sarıldık, o da bizi sardı sarmaladı ve sahip çıktı.
Yıllarca görmediğimiz akrabalarımıza, anne baba, kardeşlerimize ve Anadolulu soydaşlarımıza kavuştuk.
Bundan daha büyük bir mutluluk olabilir mi?
İyi ki, oldu! İyi ki, göç ettik!
İyi ki ,çocuklarımızı Bulgara daha ziyade ezdirmedik ve ikinci sınıf vatandaş olarak kabul edilmedikleri ana vatanımızda yetiştirdik...
İyi ki, trenden iner inmez toprağı ve bayrağı öptük!
Ve bizim yerimiz burası dedik!
Burası!
Leyla ÖNER
Fotoğraf: Süleyman AKMAN
"Sizin yeriniz orası" dediler. Kaçıyoruz sandık, oysa adamlar bizi kovdular, etnik temizlik yaptılar. Aksi takdirde insan güzelim yurdunu neden bıraksın ki...