KUAFÖR SALONU DEYİP GEÇMEYİN
* Göçmen kadın Laf açılırsa, 'Çalış çalış, sonu yok!' diye kısık sesle mırıldanır. *İstanbullu kadın Çok acelesi olan bu müşteri, bana anasından emdiği süte kadar anlatır durur *Bir kuaför salonuna giden göçmen kadının ve yerli İstanbul hanımefendisinin arasındaki davranış ve kültür farkı nedir?
KUAFÖR SALONU DEYİP GEÇMEYİN
* Göçmen kadın; Laf açılırsa, "Çalış çalış, sonu yok!" diye kısık sesle mırıldanır.
*İstanbullu kadın; Çok acelesi olan bu müşteri, bana anasından emdiği süte kadar anlatır durur
*Bir kuaför salonuna giden göçmen kadının ve yerli İstanbul hanımefendisinin arasındaki davranış ve kültür farkı nedir?
Göçmen kadın;
Selam verir, hemen pozisyona bakar ve oturur. Eline bir katalog alır ve önerilen modelleri incelemeye başlar. Eğer, çok acelesi varsa, bir saate kadar hazır olur muyum diye nezaketli bir şekilde bana sorar. Sırası gelince, ben şu modeli istiyorum der ve koltuğa yaslanır. Laf açılırsa, "Çalış çalış, sonu yok!" diye kısık sesle mırıldanır. İşlemi bittikten sonra, teşekkür eder, memnun kaldığını belirtip, usulca salonu terk eder...
İstanbullu kadın;
Ön yargısı daha kapı girişinden belli olur. Evde yemeği yokmuş, çocuğun okuldan alınması gerekiyormuş, yani çok acelesi var ve hanımefendi, bizden, diğer işlerimizi bırakıp, yalnız onunla ilgilenmemizi bekliyor. Bir nefeste bütün özel dertlerini anlattıktan sonra, kataloğu filan hiç incelemeden, benden filanca falanca şarkıcının veya artistin saç modelini ister. Uzun bir tartışmadan sonra ise, ilk tavsiyeme razı gelir. Çok acelesi olan bu müşteri, bana anasından emdiği süte kadar anlatır durur, adeta acelesini bile unutur. Saçını kesmeye başladığımda, yine uzman kesilir başıma. Fazla kesme, kocam kızar, diye negatifçe hayıflanmaya başlar. İşlemi bittiğinde, yine bana döner ve mutlaka fikrimi alır, hatta bana kocasının yeni saç modelini beğenip beğenmeyeceğini bile sorar. Birkaç kez daha aynaya doğru uzanıp, saçını başını inceler. Erkek milletine yaranılmaz, eğer kocam saçımı beğenmezse, yeniden düzeltirsin, diyerek salına salına salonun kapısına doğru ilerler. Ben de böylece, İstanbullu kadınların sayesinde Peygamber sabrıyla kuşandım...
Fatoş ÇİLEKLİ