KÖPRÜLÜ KÖYÜ
Yaşlıların iddialarına göre köyümüzün temellerini Osmanlı veziri Mehmet Köprülü atmıştır. Paşa, 1648-1656 yılları arasında Köstendil valisidir. Rivayete göre, maiyeti ile birlikte bu yörede denetimlerini sürdürürken bir gün mezarlığın olduğu yerde konaklıyor ve bu yerde birkaç gece kalıyor. Havanın temizliğinden çok etkilenmiş olacak ki, 'Burada köy olur diyor ve göçebe halindeki ailelerin sürekli yerleşmelerini sağlıyor. Ve o gün bu gün köyün adı da 'Köprülü' oluyor.
KÖPRÜLÜ KÖYÜ
Köyümüzün adı nereden geliyor?
Bu çok ilginç bir öyküdür ve birkaç şıkkı vardır. Köyümüzü ilk ziyaret edenler bir çıkmaz içinde kalmışlardır her zaman. Çünkü onların bir bildikleri vardır: Köprü, köprülü deyince sağa sola bakınırlar, bir dere ararlar ve üzerinde de bir köprü olur. Oysa ilk ve en akla yakın şık şöyledir: Yaşlıların iddialarına göre köyümüzün temellerini Osmanlı veziri Mehmet Köprülü atmıştır. Paşa, 1648-1656 yılları arasında Köstendil valisidir. Rivayete göre, maiyeti ile birlikte bu yörede denetimlerini sürdürürken bir gün mezarlığın olduğu yerde konaklıyor ve bu yerde birkaç gece kalıyor.
Havanın temizliğinden çok etkilenmiş olacak ki, "Burada köy olur diyor ve göçebe halindeki ailelerin sürekli yerleşmelerini sağlıyor. Ve o gün bu gün köyün adı da "Köprülü" oluyor.
Köyümüzün adını bazıları, "köpürmek" sözcüğü ile de açıklarlar. Mezarlık sırtı aslında bir gediktir. Kuzeyden ta Tuna ve Kocabalkan'dan gelen rüzgarlar, bu yerde biraz aralık bulup ta Karlık dağına kadar üfürür de üfürürler. Kimi zaman bu üfürüş şiddetli olur, tozu dumana katarak olur. Tek sözle ortalık, alimallah köpürür, bir köpürür…Oradan da "Köpüren yer, köpürülü, köprülü" biçiminde bir değişime uğrar.
Köyümüz, Kırcaali iline bağlı bir Türk köyüdür. Nüfusu, 1985 sayımına göre, 2396 kişi olup, 1934 senesinde adı Bulgarcaya çevriliyor. Most adı veriliyor.
Köy halkı yakın zamana kadar başlıca tütün ve hayvancılıkla uğraşırdı.1985 yılında köy, Haskova iline bağlanıyor.
Köyümüz, 1885-86 bir de 1912-13 Bulgar işgaline uğrar. 1913 yılında Balkan Savaşı'nda bütün köy yakılır. Köy halkı, Yunanistan-Gümülcine'ye kaçar. İki ev kalır. Kır Hasanların ve Deli Mehmetlerin evi.
Köyümüzden ilk kez 1920'den sonra Sofya'ya mebus Hüsnü Efendi seçilmiştir. Bu da Bulgaristan'daki Türk ahalisine daha sıcak bir yaklaşımı olan Aleksandır Stamboliyski zamanına gerçekleşmiştir.
Hüsnü Efendi, Haskova Kırcaali ve Podkova demiryolunun oradan geçmesinde büyük çaba sarfetmiştir. Bulgar mebuslar Çernooeçene tarafından geçmesini istemişlerdir. Fakat Kırcaali mebusları Hüsnü Efendi-Hacı Ahmet-Molla Mustafa demiryolunun Köprülü tarafından geçmesini sağlamışlardır. Bunun üzerine 10-15 Bulgar mebusu meclis çıkışı Hüsnü Efendi'ye saldırarak küfür etmişlerdir. Bu küfürler üzerine Hüsnü Efendi bütün çoluğunu çocuğunu toplayarak yeni evlenen kızı Necibe'yi Bulgaristan'da bırakarak Türkiye'ye 1927'de kaçar, anavatana sığınır. Ve Lüleburgaz'ın Ahmetbey köyüne yerleşir.
Karşıdaki mahalleden Yunuz Efendi, Şumnu Nuvap Okulu'nu bitirerek Kırcaali'ye müftü olmuştur.
Yine karşıdaki mahalleden 1. ve 2. Balkan savaşları gazisi, Dermenci İhsan, 1930 yılında bir yel değirmeni kurmuştur.Ve bu değirmen, 1965 yılına kadar çalışmıştır.
Aynı mahalleden Edirne'de okumuş büyük bir usta yetişmiştir: Çilingir Galip Aga. Galip Usta işliğinde saat ve tabanca yapıyordu. Sofya'da 1960 yılında Narodna Spestovna bankasındaki merkez kasa bozuluyor ve bir türlü açamıyorlar. Bir yerlerden duyum alıyorlar ki, bu iş yapsa yapsa Kırcaali'de bir usta yapabilir. Böylece ta Sofya'dan kalkıp Galip Usta'nın kapısına geliyorlar. Usta kasayı hiçbir zorluk güçlük karşılamadan tamir ediyor. Bugün torunu Yusuf'da onun izinde.
Yine aynı mahalleden Ziyaddin Nuri şu anda dünyaca ünlü heykeltraştır. İstanbul Marmara Üniversitesi'nde görev yapmaktadır. 15 milyonluk dünyanın incisi İstanbul'un geleceği, 50-100 yıllık planlamasında Ziyaddin Nuri Türkiye Cumhuriyeti'nde 10 kişi arasında gösterilmektedir. Ziyaddin Nuri'nin Veli amcasının torunu Mehmet Karakaş ABD'de 6 yıl öğrenim gördükten sonra, halen Artvin-Çoruh Üniversitesi rektör yardımcısıdır.
Gelelim köyümüzün mederi iftiharı Kırcaali belediye başkanı Hasan Aziz'e. Bunca ilklere imza atan yöremiz, Hasan Azis'in iki dönem, Kırcaali gibi bir önemli yerleşim yerine başarılı bir yönetici olması, yediden yetmişe onur verici bir hadisedir.
Kendisine, tüm hemşerilerime sağlık, hoşluk ve başarılar diliyorum. İki Bin Ondört hepimize hayırlı uğurlu olsun!
Most köyü ünlüleri, hem köyüne, hem yöre halkına büyük hizmetleri geçmiş kişilerin listesi bu saydıklarımla bitmez. Savaşlarda canlarını feda eden şehitlerimiz vardır, gazilerimiz vardır. Onları da bir başka yazımızda, inşallah rahmetle anarız...
( Bu yazımızın müellifi, Ali Kerim Güler, halen ailesiyle Bursa'da oturmasına rağmen, şairin dediği gibi" kalbinin yarısı orada ise, yarısı burada, Köprülü'dedir..." Burada atmaktadır. Uzun yıllar göçmen derneklerinde görev almış, yurdundan yuvasından kovulan hemşerilerine candan gönülden, bir şeyini esirgemeden yardımcı olmuş ve olmaktadır.M. A.)
2013, ALEV – kültür dergisi.
Editörün notu; Üçlü fotograftakiler, merhum Fuat Köprülü'nün torunlaı ve merhum Ali Güler'dir.