Komitacı Fuat Balkan'ın anılarından

 

Balkan Harbi'nden beri Bulgar idaresine boyun eğmeyerek dağlarda çetecilik, eşkıyalık yapan gurupları tümüyle etrafımda toplamaya teşebbüs ettim.

Koşukavak'tan Topal Kadir, Eğridere'den Kopuk Sait, Paşmaklı'dan Kara Cehennem namında dağlarda gezen üç gurup ile bizzat faaliyet gösterdikleri yerlere giderek anlaşıp hepsini emrim altına aldım.

O ana kadar hiç bir kuvvetin itaat etmemiş, hiç bir emir tanımamış olan, bu eşkıya ruhlu adamlar, kendilerine memlekete hizmet edeceklerini anlatığım anda bir an bile tereddüt etmeden, vatana vazifemiz canımıza kurban, diye maiyetlerindeki kuvvetlerle beraber ve ittifakla gelip müfrezelerime katıldılar...

Yunanlılarla gırtlaklaşmaya dünden hazır Bulgarlar da vardı, Çiftci Partisi Hükümeti zamanında, Filibe Polis Müdürü Gospodin Karanfilov, harakete geçtiğinde benide al, sakın unutma, der dururdu ve zamanı gelince bir bir niceleri geldi.

Maksada göre, İskeçe'nin kuzeyinde Şahin köy - Çapaladi köyü istikametinde intişaf etmek üzere, Küçükdere köyünde, iki yüz tüfekli, Teğmen Abdülgani kumandasında, İpdere köyünde yüz tüfekli üç eşkiya çetesi, Fuat Balkan nezdinde hazırdı.

21 Kasım 1922 gecesi, hareketle şafakla beraber, Şahin - Mahkova - Çalapedi köyleri sarılarak 3. Yunan tümeninin 6. alayı basılmış, Şahin köyünde yüzden fazla nefer öldürülerek askeri barakalarda yakılmış yıkılmış.

Mahkova - Ilıca köylerinde subaylarla beraber, altı nefer haklanarak iyice sarılan alayın birinci bölüğünün bulunduğu Çalaperdi köyünde de bölük etrafı tümüyle imha edilmiş. Çalaperdi köyü iyi sarıldığından bölükten kimse kurtulamamış; fakat maalesef çatışma neticesinde eşkıya gurubundan Topal Kadir ile Teğmen Abdülgani Efendi dahil toplam on şehit verilmiştir.

Olayların cerayan ettiği mevkide, İskeçeli Pomak Hakkı namında bir kişinin bölgesinde Sadık, Usturalılar ve Kafalı namında üç müfreze teşkil ettiğini, bu müfrezelerden biri olan Sadık çetesinden bir kişinin yakalanarak kurşuna dizildiği haberi bize ulaştı.

İskeçeli Pomak Hakkı, İskeçe eşrafından İstanbul Mektebi Sultaniye de tahsil yaptıktan sonra, İskeçe'ye dönerek Cemaat-i İslamiye Reisliği gibi yüksek makamlarda görev almış ve Hamdi Bey ismindeki bir kişiyle bölgede çeşitli çalışmalarda bulunmuş. Bu doğrultuda Fuat Balkanla yolları ayrışarak İskeçeli Pomak Hakkı ihanet suçuyla idam cezasına benim tarafımdan çaptırılmıştır.

Rodop, Batı Trakya ve Doğu Makedonya bölgesinde, Pomak tabir edilen hakiki Türklerden üç yüz bin kadarı oturmaktadır. Bulgar Papazları, bu halka Balkan Harbi esnasında siz Türk değilsiniz Bulgarsınız, diye kamilen dinlerini değiştirerek yapmadıkları zulüm bırakmamışlardı.

Fakat Balkan Harbi'nin ardından Batı Trakya Geçici Hükümeti kuruldu, bunlar yeniden Kelime-i Şahadet getirerek Müslümanlığa dönmüşlerdi. Bu talihsiz ülke, daha sonra Yunan idaresine geçince, bu iki hain Pomak Hakkı ile Hamdi adında kişi, ''Pomakların Türk olmadıkları gibi, Bulgar soyundan da değildir, hakiki durumlarının Yunan soyundan da Agriyan değildir '' iddialarını ileri sürerek davalarının ispatını New York'a giderek Birleşmiş Milletler huzurunda davalarına ispata uğraşacak kadar hemşerilerine hıyanet etmişlerdir.

Milli Mücadele'de aldığı emri yerine getirmek esnasında,Yunanlıların benimle askeri kuvvetleri başa çıkamayacağını anlayınca, müfrezelerimi bertaraf etmek için çete usulünü tatbike kalktılar ve bu vazifeyi Pomak Hakkı'ya verdiler.  Pomak Hakkı, ortalama on silahlıdan aşağı olmamak üzere teşkil ettiği Azılı Sadık, Usturalılar. ve Kafalılar çeteleriyle aleyhime harekete geçer.

Bu teşkilatı haber alır almaz, vaktiyle Teşkilat-ı Mahsusa kurulduğundan lağvedildiği güne kadar Şeref Sokağı'nda merkez binasında emniyeti sağlayan meşhur Darıdereli İbrahim Mahkovalı, Resuloğlu Kadir ve Yahyaoğlu Şevket kumandasında vazifelendirdiğim müfreze, Sadık ve avanesini imha eder ve kulağı kesilerek Fuat Balkan'ın Bulgaristan'daki karagahına götürülür.

Sadık'ın müfrezesinden kurtulan arkadaşı Ahmet Uzunoğlu'nu İbrahim Çavuş müfrezesi imha ederken, Kafalılar ve Usturalılar çetelerini de Şeremetoğulları namındaki üç Pomak kardeşlerden oluşan müfreze imha etmiştir.

Şeremetoğulları vazifelerini yaptıktan sonra, ilk önce Manisa'ya, daha sonra İpsala bölgesindeki çiftliklere ve sürecinde Edirne'ye gelerek seçkin bir semte ( Taşlık ) iskan edilir. Günümüzde Şeremetoğulları'nın torunları Edirne'nin en meşhur işkembe çorbacısı ve köftecileri olarak bilinir.

İskeçeli Pomak Hakkı, Batı Trakya'da rey-i am'a müracaat iddiamızı çürütmeye çalışan, bu adamı idama mahküm etmiştim; fakat bu sahte kahraman, silahı boynunda çapraz fişeklerle sadece şehir içinde çalım satarak bir adım İskeçe dışına çıkmaya cesaret edemediği için kararı tatbike imkan bulamamıştım.

Oysa ki İskeçeli Pomak Hakkı, bir müddet sonra tüm yapılanlar unutulurcasına elini kolunu sallaya sallaya Ankara'ya ziyarete gelmesi işin başka bir boyutuydu. Bulgar çeteçileriyle Otel Moller solonunda yapmış olduğum gizli toplantıda, Bulgar ihtilalcilerinden meşhur anarşist çeteci Tane Nikolof, eski Bulgar elçilerinden Mihalçef, Tütün tücarlarından Gavril Volef, Dimitri Dujakof, Doktor Çilof, eski mebuslardan Paldof, Yorgi Minikof vb. gibi tanınmış şahıslar olmak üzere yüze yakın Trakya mümessilleri iştirak etmişti.

Kongreye ittifakla eski elçi Mihaleçef başkan seçilirken, Yunanlılara karşı Bulgar ve Türk milli davası için artık ortak hareket edilecekti. Doğu Trakya için Meşhur Gurcikof, Batı Trakya için de Fuat Balkan kumandan seçilir, benim yardımcılığıma da meşhur çeteci Tane Nikolof getirilir.

Trakya,Trakyalılarındır ibaresi yazılı Trakya bayrağının yapılmasında ittifakla kabul edilerek çatışmalar başlar.

1919 senesi, 5 Hazirandan, 1923 senesi 20 Temmuza kadar, dört sene kırkbeş gün zarfında Yunan kuvvetleri karşısında çarpışmalarda her iki taraftan 80 kişi kayıp verilir ve hiçbirinin mezarları da nerede olduğu belli değildir ve şehitlerimizin ailelerine maatteessüf bir yardım imkanı olmamıştır nedense...

Oysa ki, çatışmalara katılan gerek Trakyalı ve Rodoplu, Nevrekop, Dölen, Paşmaklı, Eğridere ve Darıdere den Türkiye'ye iltica eden ( Pomak) ikiyüzden fazla kişiye efrat heyeti kararıyla,  kendilerine Edirne ve Kırklareli vilayetlerinde emvali metrukeden ev, dükkan tahsis edilerek hayat ve istikballeri emniyet altına alınmıştır.

 

Bakmadan Geçme