KOCA ÇEŞME

Gece demez, gündüz demez, yaz demez, kış demez ve yıllar boyu akar gider Koca Çeşme'nin suyu. Evet, Koca Çeşme koymuş atalarımız onun adını. Belki de köyümüz Çukurköy'de en büyük ve en bol suyu olan çeşmelerden biri olduğu için, bu çeşmenin tam ne zaman kurulduğunu bilen yok. Artık her şey mazide kalmış. Yalnız bilinen bir şey, yahut da bir tahmin varsa, o da 150 - 200 yıl öncesi ormanın içinde bir su kaynağı bulunmasıdır.

PAYLAŞ
Misyon Gazetesi -

 

Çocukluk çağımda rahmetli babam soba tamirciliği ve yeni sobalar yapıyordu . Pazar günleri okul olmadığında ben de ona yardım ediyordum. Öğle vakti yemek zamanı gelince, babam su testisini elime tutturur ve bir taşa tükürerek;

"Hadi oğlum, şu tükürük kuruyana kadar, Koca Çeşme'den su doldurup getiriver," diyordu.

O zamanlar, evimizde çeşme varken, beni Koca Çeşme’ ye yollamasına, babamın bu davranışına hiç bir anlam veremiyordum. Ancak yılların geçmesiyle işi anladım ve babama hak verdim. Şimdi ben de akşamları işten döndüğümde, hemen torunlarımdan birini soğuk su doldurmaya gönderiyorum. Zaten çeşme de çok yakın…

Gece demez, gündüz demez, yaz demez, kış demez ve yıllar boyu akar gider Koca Çeşme’nin suyu. Evet, Koca Çeşme koymuş atalarımız onun adını. Belki de köyümüz Çukurköy'de en büyük ve en bol suyu olan çeşmelerden biri olduğu için, bu çeşmenin tam ne zaman kurulduğunu bilen yok. Artık her şey mazide kalmış. Yalnız bilinen bir şey, yahut da bir tahmin varsa, o da 150 - 200 yıl öncesi ormanın içinde bir su kaynağı bulunmasıdır.

Adı da zaten Çeşme Kaynağı. O yıllar da Veli’nin Mehmet adında bir köylümüz, bu kaynağın çeşme haline getirilmesi için önemli miktarda bir para ayırmış. Tahta ve ağaç oluklarla ormanın içine bir çeşme kondurulmuş. Köyümüzün etraf köylerinin davarları bile öğle dinlencesini, buradaki ulu meşelerin gölgesi altındaki gür ve soğuk sulu Koca Çeşme’ nin etrafında geçiriyorlarmış.

Daha sonraları orman köklenmiş ve çeşme meydanda kalmış. 1936 yılında, Koca Çeşme, artık isimleri unutulmuş hayırsever insanlar tarafından tamir edilmiş. Ağaç ve tahtaların yerini taşlar almış.

Çeşmenin iki dolu kurnası, o gün bu gün şırıl şırıl akmaya devam ediyor. Bu güne kadar suyunun kesildiğini köyümüzde hiç kimse hatırlamıyor. Yaz günleri suyu buz gibi soğuk, kışın ise ılıcak akıyor.

Artık köyümüzün her hanesinde çeşme var ama yine de komşularımızın bir çoğu ellerindeki testi ya da kalaylı kaplarıyla suyunu Koca Çeşme’den alırlar.

Koca Çeşme’nin bir bardak suyu insanın en susuz zamanında susuzluğunu gideriyor. Hele de orak sıcaklarında içilen bir yudum soğuk su, insan vücuduna bir serinlik ve bir ferahlık veriyor…

Çeşmeyi kurduran ve kuranların isimleri tam olarak bilinmese de, nur ve huzur içinde yatsın bu hayırsever köydeşlerimiz. Mevsimlerin, yılların, yağmurların, rüzgarların, kuşların ve insanların tüketemediği bu çeşmenin bol suyunu bağışlayanların gönül enginliğine ve ruh zenginliğine hayran kalmamak elde değil.

Yılların geçmesiyle çeşmenin taşları yıkılmaya başlamış, olukları çamur, ot ve çöp dolmuştu. Bu durum herkesi üzüyordu. Ancak, durum o zamanki genç ve enerjik köy muhtarı Mehmet Yusuf‘un gözünden kaçmamıştı.

1974 yılında muhtarın ve konu komşunun yardımıyla çeşme yeni baştan onarıldı. Çehresi değişiverdi. Köyümüzün ustalarında Hüseyin Ali Nizam ve Mümün Ali Nizam kardeşler, Hüseyin Arif ve Salih Abas gibileri emeklerini hiç esirgemediler. Balçık'ten getirilen taşlarla çeşmeyi sarıp sarmaladılar. Su içmek için yaptıkları yedi oluğa bir de giysi yıkamak için üç metre uzun ve üç metre geniş bir oluk da eklediler. Çeşmenin suyu bol olduğu için, bir kısmını da yer altından su borularıyla otobüs durağına ulaştırdılar. Oraya da bir kurnalı ve üç oluklu küçük bir çeşme yaptılar.

Bütün bunlar gelecek nesiller için çok değerli bir mirastır, onlar da bu güzel mirasa sahip çıkıp asırlarca koruyacaktır.

Evet, adı şanı bilinen ve bilinmeyen bütün bu hayırsever insanların emeğinin ürününü korumak bizlere ve çocuklarımıza düşmektedir.

Varsın, o adı büyük Koca Çeşme‘nin, o buz gibi soğuk suları hiç durmadan ve hep böyle gür gür akıp gitsin! İçenler huzur bulsun, şifa bulsun, yaşasın!

Mehmet İsmail KEÇİCİ

Çukurköy, Şumnu

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN