KIRCAALİ İL SAVCISINI GÖREVE DAVET EDİYORUZ

İlk kez Mustafa Mert'i 1985 yılında Sofya'da Adliye Saray'nda yargılanırken gördüm ve tanıdım.

KIRCAALİ İL SAVCISINI GÖREVE DAVET EDİYORUZ

İlk kez Mustafa Mert'i 1985 yılında Sofya'da Adliye Saray'nda yargılanırken gördüm ve tanıdım. Canları pahasına bir grup  Türk kökenli arkadaş,  başkentte gizli bir mücadele grup kurarak, komünist rejime karşı çetin bir çatışmaya  girişmişlerdi, kendisi ve dava arkadaşları uzun yıllar mahkümiyet aldı ve gençlik yıllarını cezaevlerinde geçirdiler. Komünizmin yıkılmasından sonra, kapatıldıkları zindanlardan çıkarak, özgürlüğün yolunu seçtiler ama bu yol da eski rejimin uşakları tarafından mayınlarla döşeliydi.

Mustafa Mert, gerçek bir halk yiğidi olarak, daha evine dönüp, annesinin elini öpmeden, Koşukavak (Krumovgrad) bölgesinde ilk HÖH partisinin örgütlerini kuran ve öncülük eden şahsiyettir. Hatta, Ahmed Doğan bile ilk kez bu bölgeden millet vekili seçtirmişti.

Aynı bu Mustafa Mert, geçenlerde yine doğup yetiştiği Koşukavak bölgesini ziyaret eder. Bu sefer DOST partisi lehine propaganda çalışmalarına katılmış. Balabanlar(Edrino) köyüne uğradıklarında, buranın muhtarı Orhan Kamber, Mustafa Mert ve kendisine eşlik eden arkadaşlarına karşı , ağıza alınmayacak tehditler savurarak, hiç utanmadan Gazi Mustafa Mert'i iteklemeye yelteniyor, yanındaki Ayşe hanımı da yumruk ve tekmesiyle vurarak yere düşürüyor.

Acaba, bu Ahmet Doğan'ın sadık köpeğinin, savunmasız ve suçsuz bir kadına karşı yaptığı bu çirkin saldırı, yanına kar mı kalacak?

Muhtarı Orhan Kamber, köye gelen DOST heyetini şu sözlerle karşılıyor;

" Burası benim köyüm, burada DOST partisi propagandası yapamazsınız, buna asla müsaade etmem. Biz, kan dökülmeden asla seçim vermeyiz!"

Bölge halkından topladığımız bilgilere göre, bu vahşice saldırı, HÖH partili belediye başkanı Sebihan Mehmet tarafından yönlendirilmiş. Orhan Kamber'in diğer bir sabıkası da, Cebel törenleri esnasında Türkiye Cumhuriyeti'nin Sofya'daki Büyük Elçisi'ni yuhalamaktır.

Bu faşizan ve açıkça insan kanı dökmekten bahseden HÖH  piyonuı, gerçekleştirdiği saldırıdan sonra, emniyet güçleri tarafından tutuklanıyor ama 24 saat sonra tekrar serbest bırakılıyor. Mevcut yasalara göre ise, hiç tereddütsüz aynı gün görevinden alınmalıydı. Aynı zamanda köy muhtarı, Balabanlar'daki lokanta ve bakkalın sahibi. Ayrıca, kendi üzerine bir çok tarla ve  orman kayıtlı. Gelirleri yüksek ve şaibeli olan bu şahsa karşı, derhal soruşturma açılmalı ve bu haksız yere edilinen zenginliğin hesabı sorulmalı.

Şuursuz ve terbiye yoksunu Orhan Kamber'i idare eden Sebihan Mehmet ise, aynı kasabadaki Sıçan Ali lakaplı eski istihbarat subayının gelinidir. Vaktinde bu Sıçan Ali yerel halka çok zulümler etti ama nedense cezasız kalmıştı. Onlarca  Türk evladı, bunun ihbarları neticesinde cezaevlerine ve sürgün kamplarına gönderildi.

HÖH partisinin, Balabanlar'daki yasa dışı gövde gösterisinde, kahraman Gazimiz Mustafa Mert'e ve partili arkadaşlarına el uzatılmıştır, kan dökmekle tehdit edilmişlerdir ve demokrasi aşığı bu şahsiyetlerin onur ve gururu zedelenmeye kalkışılmıştır.

Mevcut yasaların çiğnenmesinden dolayı, Sayın Kırcaali İl Savcısı ne gibi yaptırımlarda bulunacak?

Sayın Savcı bey, sizi görevinizi  layıkıyla yapmaya davet ediyoruz. Bu davada suçlular cezasını alıncaya kadar, mağdurların hakları çeşitlil platformlarda aranacaktır.

Kırcaali'deki yerel  satılmış medya kuruluşları, bu olayın içeriğini yine görmezlikten geldiler, hatta siyasi boyutunu okuyucularından  tamamen gizleyerek, tam bir kriminal vukuat olarak verdiler.

Bulut  Rodoplu,

Krumovgrad

Bakmadan Geçme