KATİLE, ALKIŞ TUTULMAZ...

Bizim zaten toplumsal değerlerimizi birleştirecek, önümüzü gösterecek, ne bir kurultayımız, ne de bir kuruluşumuz olmuştur. Ülke çapındaki bu geleneksel anma törenlerini bile nasıl organize edileceğini bilmiyoruz ve bundan dolayı her yıl sonunda utanç manzaralarına şahit olmaktayız.

 

 

 

KATİLE, ALKIŞ TUTULMAZ...

   Mestan, demiş ki;

"Gelin bu sefer Aralık ayı anma merasimlerinde günümüz siyasetini bulaştırmayalım!"

   Doğru olan budur ama kim takar bu sözlere. Bizim zaten toplumsal değerlerimizi birleştirecek, önümüzü gösterecek, ne bir kurultayımız, ne de bir kuruluşumuz olmuştur. Ülke çapındaki bu geleneksel anma törenlerini bile nasıl organize edileceğini bilmiyoruz ve bundan dolayı her yıl sonunda utanç manzaralarına şahit olmaktayız.

   Ülke bazındaki etnistelerin arasındaki onarımsız çatlakların varoluşu, göz önünde bulundurulursa, bu seremonilere sadece Türk Toplumu tarafından katılım sağlanması gayet normal. Ama şimdiye kadar aramıza ne bir Cumhurbaşkanı, ne bir Başbakan veya ne de bir vali teşrif etmiştir.                             Halbuki yanımızda olmaları gerekiyor, çünkü eski totaliter rejim, bu ülkenin bunca suçsuz ve masum vatandaşını kurşuna dizmişti. İşte bu tür anma törenleri, toplumu barıştırır, birleştirir ve yüceltir.

  Biraz da kendi kırık camlı penceremizi açalım. Bu törenler yıllar boyu şaibeli bir siyasi partinin ve militanlarının tekelinde bulunmaktadır. Bunun güçlü bir propaganda aracına dönüşmesinin, kimlere neler sağladığını herkes biliyor. Biz katilleri yargılayacağımıza, onları milletvekili seçmekteyiz, protokol konukları yapmaktayız..

   Bir kere, davamız uğruna şehit düşen, hapishanelerde yatan, sürgünlerde bulunan kardeşlerimizin hiç birinin, zamanın Bulgaristan derin devletiyle bağlantısı bulunmuyor.

   Bunca şehidimiz aynı derin devletin emriyle kurşuna dizildi. Aynı bu totaliter mekanizmanın içinden çıkarılan peyklere, kurdurulmadı mı, bu sözde Türk partisi? Bizim gerçek liderlerimiz siyasi mahkumlar ve sürgün edilenlerdi. Ama hepsi bertaraf edildiler, hatta ülkeden kovuldular...

   Bizim alnımıza silahın namlusunu dayayan acımasız zihniyet, masum kardeşlerimizi şehit eden kanlı eller, günümüzde kurbanlarının anısı önünde çelenkler bırakıyorlar, saygı duruşunda bulunuyorlar. Hatta, bazı derme çatma anıtların bir köşesine imzasını bile atmışlar...

   Bunların kabul görmesi imkansız. Bir şehit anısı veya mezarı başında nasıl bir duruş sergileyeceğimizi artık öğrenmeliyiz. Türk Toplumunun liderleri olma hevesinde bulunanlar, acaba neden bir araya gelemiyor ve halkıyla bütünleşemiyor?

   Kürsüde nutuk tutan katilin temsilcisine, öldürülen şehidimizin alkış tutması beklenemez...

   Mümin TOPÇU

Bakmadan Geçme