GİDİŞAT KÖTÜ, SON KOZLAR OYNANIYOR...

*  Aslında iki tane DPS var. * 'A'grubundaki oyuncuları hepimiz tanıyor ve biliyoruz. Ortak özellikleri zengin ve hırsız olmaları!  * Diğer DPS ise idealist ruhlu, temiz yürekli, melek misali, saf ve tertemiz düşünceye sahip kardeşlerimizden oluşuyor. * Kimler yakında İspanya'ya çilek toplamaya gidebilir? * Az daha utanmasalar, Türkiye Cumhuriyeti, bizim önümüzde diz çöktü diyecekler.

GİDİŞAT KÖTÜ, SON KOZLAR OYNANIYOR...

*  Aslında iki tane DPS var.

* "A" grubundaki oyuncuları hepimiz tanıyor ve biliyoruz. Ortak özellikleri zengin ve hırsız olmaları! 

* Diğer DPS ise idealist ruhlu, temiz yürekli, melek misali, saf ve tertemiz düşünceye sahip kardeşlerimizden oluşuyor.

* Kimler yakında İspanya'ya çilek toplamaya gidebilir?

* Az daha utanmasalar, Türkiye Cumhuriyeti, bizim önümüzde diz çöktü diyecekler.

Bilmem DPS sokağında neler oluyor ama galiba çok derin bir darboğaza düştüler ve artık oradan zor çıkarlar. Derin kelimesine değinmişken, kendi halkından gizlenip, derin ve karanlık işlerle uğraşanların akıbeti en sonunda zaten böyle olur.

Aslında iki tane DPS var.

Birincisi - yöneticiler, liderler, müdürler ve memurlar takımını oluşturuyor. Bu "A" grubundaki oyuncuları hepimiz tanıyor ve biliyoruz. Ortak özellikleri zengin ve hırsız olmaları! Bunların bütün irtibatlarını ve görevlerini çoktan deşifre ettik. Tekrara hiç gerek yok.

Diğer DPS ise idealist ruhlu, temiz yürekli, melek misali, saf ve tertemiz düşünceye sahip kardeşlerimizden oluşuyor.

Bu iki takımın arasındaki belirgin hazımsızlık, kin ve nefret olgusu apaçık ortada. Güvensizlik had safhaya ulaşmış. İleriye dönük bariz bir uyumlu çalışmaktan ve barıştan asla söz edilemez.

100 000 oy DOST'a kaydı. Yeni bir seçimde bu "kayma" daha kapsamlı boyutlara ulaşacaktır. DPS oylarının yarısı zaten ülkedeki Türklerden gelmiyor. Bu yıl ilk okula başlayan afacanların yarısının Roman asıllı olduğunu hatırlatmakta yarar vardır...

Gidişata göre, DPS'nin "A" grubunu  oluşturan az sayıda düz eleman yakın zamanda birer şaşkın ördek gibi tek başına kalacaklar. Maaşları kesintiye uğrayacak. Bazıları İspanya'ya çilek toplamaya gidebilir. Bunlar, kendilerini şimdilik basbayağı siyasetçi olarak görüyorlar ama aslında hepsi birilerinin emrinde birer suskun oyuncak, emir kulu ve basit eleman yani. Bunları siyasete biz sokmadık, ne de belirledik ama mecburen oy verdik. Bu köylü çocuklarına vaktinde kim takım elbise giydirdiyse, kim bunların egolarını bunca şişirdiyse, şimdi yeniden Meclise sokabilirlerse soksunlar...

Bahsettiğim bu kötü gidişatı görenler, geçenlerde yeni bir skandala imza attılar. Güya Türkiyeli bir deputat, DPS merkezini ziyaret etmiş ve bir takım ricalarda bulunmuş. Az daha utanmasalar, Türkiye Cumhuriyeti, bizim önümüzde diz çöktü diyecekler. Halbuki, yaptığımız araştırmaya göre, devletin, hükümetin ve iktidar partisi adına ne böyle bir görüşme gerçekleşmiş, ne de birilerine bir takım mesajlar götürülmüş. Sanki, DPS merkezine her giren Türkiyeli, oraya devletin adına uğramakta. Az daha yazmayı unutacaktım, bir de bu "görüşmede" bazı DOST partili yöneticiler hazır bulunmuşlar. Bu da insana pes dedirten cinsten bir kuyruklu yalan olmalı...

Geçenlerde de yazmıştık, DPS'nin şaibeli "A" grubunun tamamını tasfiye edilmeden (Aynısı diğer siyasi oluşumlar için de geçerlidir.), Bulgaristan'daki Türkler herhangi bir siyasi çatı altında asla birleşmez, birleşemez...

Lafın kısası, DPS'nin gidişatı kötü. Son kozlar oynanıyor...

Mümin TOPÇU

 

 

Bakmadan Geçme