DOST'UN İÇİNDEKİ BRUTÜSLER VE BULGARLARIN YENİ PLANI

Dr.Gürçay Cem'in çarşamba yazıları...

DOST'UN İÇİNDEKİ BRUTÜSLER

Yaklaşan yerel seçimlerle beraber siyaset borsası da kızıştı.

Yeni kurulan DOST partisi, Avrupa Parlamentosu'nda çok iyi bir sonuç elde edemedi, ancak bunun sebebi DOST seçmeninin sandığa gitmemesinden kaynaklanmıştır, eski partiye dönüş yaptığından değil.

DOST, ne olursa olsun, hala çok güçlü potansiyele sahip partiden öte bir harekettir. Bunun farkında olan eski partinin kurmayları, DOST'u içten fethetme girişimlerini arttırmışlardır.

Menfaat karşılığı ele geçirdikleri kunduracı ve ayakçıları deşifre edilip partiden atıldıklarından ve DOST'a zarar veremediklerini görünce, bu yıkıcı girişimleri farklı kişiler üzerinden yapma gayreti devam etmiştir.

DOST'tan, bu bahsettiğimiz hırsızlar atıldığında, kovulması gereken birkaç satılmış kişi daha var demiştik.

Bu satılmış Brutüsler kimler?

Eski partinin, bunları satın alarak, amacı nedir?

Bu soruların cevaplarını haftaya haftaya okuyacaksınız.

BULGARLARIN YENİ PLANI

Totaliter rejimin yıkılmasından hemen sonra, DPS'nin Bulgaristan derin devleti tarafından soydaşlarımızı kontrol altında tutmak için kurulduğunu, dağdaki çobanın bile idrak edeceği şekilde deşifre olunca ve Çingenelerden menfaat karşılığı alınan oylara rağmen, her geçen gün eriyip gidince, yeni bir plan devreye sokulma zarureti ortaya çıktı. Nasıl bir plan?

DPS'nin, her geçen gün daha da yıprandığı gizlenemeyecek şekilde ortaya çıkmaya başlayınca, görevini tamamlayarak yok olma sürecine girdiğinden, onun yerini alacak başka bir örgüt oluşturma planından bahsediyoruz.

Güya, her partiye mensup kişileri bir araya getirip, soydaşları temsilen yeni bir oluşum kurulacak...

Böyle bir grubun, ileri ki süreçte daha sık bir araya geleceğini hep beraber göreceğiz.

Bu grubun arkasında, kulislerin derinliklerinde, tabi ki, yine DPS'nin onursal başkanı ve onu kontrol altında tutanlar olacaktır.

Ama bu sadece bir hedef saptırmadır. Bu oluşumun arkasında, alenen kendilerinin olduğunu herkesin anlayacağı şekilde göstere göstere yapacaklardır.

Asıl hedefleri başka bir oluşumdur. Hangi oluşum olduğunu, bu oluşum kimlerden oluşacağını ve tam olarak ne yapmak istedikleri konusunda ayrıntıları, ileri ki haftalarda zamanı gelince yazarız.

KARAMANOĞLU MESELESİ

Geçen hafta, Balkan Türklerinin ataları sadece Karamanoğulları'ndan ibaret değildir diye yazmıştık.

Aldığımız bir çok yorumun yanı sıra, birileri hala ısrarla soydaşların soyu Karamanoğulları'na dayandığını iddia etmekte.

Hiç tarih bilmeyen sokaktaki vatandaş bile, bunun tam olarak böyle olmadığını idrak edebilirken, birileri hala nasıl bunu iddia edebiliyor anlamak mümkün değil.

Evet doğrudur! Karamanoğlu beyliği yenilgiye uğratılınca bin dört yüzlü yılların ikinci yarısından itibaren, yaklaşık yirmi yıl boyunca, bu beyliğin fertleri Balkanlar'a sürülmüştür. Yani Balkanlar'daki soydaşlarımızın önemli bir kısmı Karamanoğulları'nın torunlarıdır ve hatta, belki de, çoğumuz onların soyundanız.

Geçtiğimiz hafta da belirttiğimiz gibi, oralara Karamanoğulları'ndan yüz yıl önce, başta Akıncılar olmak üzere, başka Türkmen gruplar da yerleşmiştir.

Bunun dışında, bin dört yüzlü yıllarda Karamanoğulları'nın yirmi yıl süren oralara sürülmesinden sonra, Osmanlı Balkanlar'da tam dört yüz yıl daha kalmıştır.

Yani, bu dört yüz yıl boyunca başka hiç bir Türkmen Yörük grubu oralara göç etmemiş mi? Böyle bir şey mümkün olabilir mi?

Tabi ki, Karamanoğlları'nın sürülmelerinin ardından, Balkanlar'a Türkmen Yörük göçebe yerleşmeleri devam etmiştir. Hiç bir şey bilmeyen bile, düz mantık yürüterek, bu sonuca ulaşabilecekken, birilerinin hala ısrarla Balkanlar Türklerinin kökenleri sadece Karamanoğulları'na dayandığını iddia etmesi, saçmalık ötesi bir şeydir. Ayrıca, bunun ötesinde oralara göç eden diğer Türkmen grupların soyundan gelenlere karşı haksızlıktır.

Yani, Balkanlar'da yaşayan soydaşlarımızın sadece Karamanoğulları'nın soyundan değil, başka değişik Türkmen grupların soyundan geldiklerini kabul etmek lazım.

Ki zannedersek bu yönde yazılmış fazlasıyla material da var ama, belki de, bu konuda tartışmaya yer bırakmayacak daha kapsamlı yazmak gerekecek.

Bundan dolayı bizim içimizden öğretmen, tarihçi ve araştırmacı olan arkadaşlar, bu konuda kitaplar yazmalarını önerdik...