ÇİTLEMBİKLER ALA BOYANIRKEN
At izinin it izine karıştığı alaca karanlıklarda, ölümü kuşanmış beklerken, pusuya yatmış ölümlerden hiç korkmadık. Hep bizim dirimizden, adımızdan, kanımızdan korktular. Dirimizi ve hayallerimizi amansızca kurşuna dizdiler. Hatta adımızı bile ateşe verdiler ama daha sonra bu yangının alevleri, kendilerini yakıp kül etti. Bizi hep öldürdüler, ama hiç ölmedik!
ÇİTLEMBİKLER ALA BOYANIRKEN
Tuna’da at sularken boylu poslu akıncı, heybesinden el sallıyordu büyük dedem, kavak dallarına konan kuşlara.
Yıllar gelip geçti, akıncı torunlarına çok hain tuzaklar kuruldu. Dağ başında veya yol boyunda kim vurduya gitti nice ömürler.
Nice kudretli yiğit oğlan, nice selvi boylu dilber acımasızca ve teker teker katledildi. Günahsız kuzuların kanı oluk oluk aktı.
Sabah tenhasında otağımız basıldı, ocağımızın ateşi söndürüldü. Yaşlımızın gözyaşı hiç kurumadı, beşikteki bebeler bile susturuldu.
At izinin it izine karıştığı alaca karanlıklarda, ölümü kuşanmış beklerken, pusuya yatmış ölümlerden hiç korkmadık. Hep bizim dirimizden, adımızdan, kanımızdan korktular.
Dirimizi ve hayallerimizi amansızca kurşuna dizdiler. Hatta adımızı bile ateşe verdiler ama daha sonra bu yangının alevleri, kendilerini yakıp kül etti.
Bizi hep öldürdüler, ama hiç ölmedik!
Arda boylarında çınlıyor türkülerimiz.
Tuna boyunda koşuyor beyaz duvaklı akıncı atları.
Türklüğümüzü savunduk, düşman olduk. Benliğimizi koruduk, terörist sayıldık. Evimiz, toprağımız elimizden alındı.
Dost bildiklerimizin ihanetini gördük. Puslu dağ başında bütün umutlarımızı yitirdik. Çaresizliğimiz dip yapmıştı. Önümüzdeki duvarlar yüksek ve kalındı. Suyun ötesi suskunluğa bürünmüştü.
Hıdrellez ayında çitlembikler ala boyanırken, dayaktan sırtımızın derisi avuç avuç soyulurken, özgürlüğümüzü kazandık Cebel meydanında.
Bugün, Türkan 32 yaşında, Meriç’in kıyısında yuvası.
Selimiye’de, Şumnu’da hiç susmuyor ezanımız.
Derdimiz intikam değil, yeter ki katiller yakamızdan sökülsün!
Mümin TOPÇU