ÇİLE KAPISI KAPIKULE

Türkiye'nin Bulgaristan ile olan gümrüklerinde, göçmenlere, yanlarında fazla bir eşya getirilmesine izin verilmiyor, bu da onları üzmekte. Suçumuz nedir? Hele Kurban Bayramları, gidin görün manzarayı Bulgaristan sınır kapılarında. Bulgaristan'la olan hudut kapılarımızda, göçmenler için özel birtakım düzenlemeler yapılması şart olmuştur...

PAYLAŞ
Misyon Gazetesi -

ÇİLE KAPISI KAPIKULE

  • Türkiye'nin Bulgaristan ile olan gümrüklerinde, göçmenlere, yanlarında fazla bir eşya getirilmesine izin verilmiyor, bu da onları üzmekte.

  • Suçumuz nedir? Hele Kurban Bayramları, gidin görün manzarayı Bulgaristan sınır kapılarında.

  • Bulgaristan'la olan hudut kapılarımızda, göçmenler için özel birtakım düzenlemeler yapılması şart olmuştur...

   Hava - kara, neredeyse Türkiye'nin tüm hudut kapılarından geçmiş biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Türkiye'nin Bulgaristan ile olan gümrüklerinde, göçmenlere, yanlarında fazla bir eşya getirilmesine izin verilmiyor, bu da onları üzmekte. Şahsım olarak, Bulgaristan kara hudut kapılarında defalarca, gerek muamele ile gerekse sözle, normal, sıradan vatandaşlarımıza " çok yüksek derecede suçlu-kaçakçı" muamelesi yapıldığını gördüm.

Örneğin; Atatürk Hava Hudut Kapısı'ndan, Fransa'dan gelen birisinin bavulu şarap, peynir, çikolata gibi gıda maddeleri ile dolu bir şekilde, X-ray'dan ve gümrüklerden kolayca geçerken şahit olduğum gibi, Kapıkule Kara Hudut Kapıcısı'nda ise bir şişe şarabı, bir kilo sosisi atılan pek çok kişiye de şahit oldum.

   Ne yazık ki, bu konuda en çok üzülenler de bizim gibi Bulgaristan göçmenleri oluyor. Göçmenler, neredeyse her sene Bulgaristan'daki topraklarını, evlerini, eş-dost- akrabalarını ziyaret etmektedir. İster istemez, tıpkı tüm Türkiye'deki Türkler gibi, memleketinin tadını - tuzunu, hem kendileri, hem de gidemeyenler için yanlarında getirmektedir. Yaşlı teyzenin koyduğu tereyağı burkanı (kavanozu), yengenin koyduğu et burkanı, amcanın verdiği bal, bahçendeki elmanın kurusu, dedenin bakıp beslediği dananın kavurması. Ve koyulursun Türkiye için yola ama gümrük kapısına kadar ve gümrük kapısında sürekli bir stres ve korku hissedersin…

   Nitekim, teyzenin, dedenin, ninenin, halanın, arkadaşının ve ata toprağının verdiği nimetleri, kendi elinle çöpe attırılacaktır ve hata belki de yaktırılacaktır... Ne yapalım ki; bizim memleketimiz, köyümüz, kökümüz, atamız Bulgaristan topraklarında... Suçumuz nedir? Hele Kurban Bayramları, gidin görün manzarayı Bulgaristan sınır kapılarında. Evet, her hafta, hatta her ay giriş çıkış yapan ve bavul dolusu, çuval dolusu bir şeyler getiren kişilerin her şeyi atılabilir. Onlara yüklü cezalar yazılabilir. Bizler mevcut gümrük yasalarına karşı değiliz. Ancak yılda bir; maksimum iki defa giriş - çıkış yapan kişinin etine, balına, cevizine de karışılmasın...

    Gümrük memuru değilim, lakin kişinin pasaportuna ve yüzüne bakınca, kimin kayıtsız ticaret için, kimin aile fertleri için tadımlık, birazcık bir şeyler getirdiğini anlayabiliyorum...

    Bu konuda yazılacak çok şey var. Bunlar tartışılmalı diye düşünüyorum. En sonunda buna bir çözüm de bulunmalı. Niyetim, asla çok sevdiğim ülkem Türkiye'nin devlet kurumlarının imajını zedelemek değil ama sadece birkaç aşırı işgüzarlık gösteren ve haddini aşan kişinin yaptıkları, bunca insanımızı üzmüş olduğunu gördükçe, susmamız da mümkün değil.

Bulgaristan'la olan hudut kapılarımızda, göçmenler için özel birtakım düzenlemeler yapılması şart olmuştur...

Sema KARABULUT

HABERİ PAYLAŞ:

Yorumlar / 1

BUNLARA DA BAKIN