- Haberler
- BİZİM İMAMLARIN MAAŞLARINI BAY RUBİN'İN ÜLKESİ Mİ ÖDEYECEK?
BİZİM İMAMLARIN MAAŞLARINI BAY RUBİN'İN ÜLKESİ Mİ ÖDEYECEK?
* DPS açısından hangi ülke daha değerlidir ve yakındır - ABD mi veyahut Türkiye mi? * Rubin görüşmesi için henüz ulusal çaptaki ağır toplardan herhangi bir yorum gelmedi * Ahmet Doğan ve Mustafa Karadayı, bizzat kendileri neden Büyükelçimiz ile görüşmüyorlar? Onun tarafından kabul görmüyorlar. * Geçelim bu saçmalıkları, çünkü DPS'nin hangi inkübatorün ürünü olduğunu bilmeyen kalmadı.
BİZİM İMAMLARIN MAAŞLARINI BAY RUBİN'İN ÜLKESİ Mİ ÖDEYECEK?
* DPS açısından hangi ülke daha değerlidir ve yakındır - ABD mi veyahut Türkiye mi?
* Rubin görüşmesi için henüz ulusal çaptaki ağır toplardan herhangi bir yorum gelmedi
* Ahmet Doğan ve Mustafa Karadayı, bizzat kendileri neden Büyükelçimiz ile görüşmüyorlar? Onun tarafından kabul görmüyorlar.
* Geçelim bu saçmalıkları, çünkü DPS'nin hangi inkübatorün ürünü olduğunu bilmeyen kalmadı.
Aynı günde, başkent Sofya'da DPS kurmayları iki Büyükelçi ile görüştü.
Kuşkuluyum ve bayağı manidar buluyorum bu ziyaretleri.
DPS'nin merkezinde, Ahmet Doğan ve Mustafa Karadayı, ABD Büyükelçisi Eric Rubin'i kabul ederken, Türkiye Cumhuriyeti'nin Sofya Büyükelçisi Hasan Ulusoy ise, Bulgaristan Ulusal Meclisi Bulgar- Türk Parlamentolararası Dostluk Grubu'nun daveti üzerine bir tanışma ziyaretinde bulundu. Görüşmede Dostluk Grubu Başkanı Milletvekili Ahmed Ahmedov ie Başkan Yardımcısı Milletvekili Petar Kanev hazır bulunmuşlardır.
Rutin birer görüşme diyebilirsiniz. Acaba, gerçekten öyle midir? Yoksa gene yeniden bir algı operasyonuyla mı karşı karşıyayız. DPS ödenekli bazı medyalar, ikinci görüşme için daha aynı gün, Ankara ile ilişkiler düzlüğe çıkıyor yorumları sallarken, Rubin görüşmesi için henüz ulusal çaptaki ağır toplardan herhangi bir yorum gelmedi ama belli ki, bu görüşmeden sonra, Bulgaristan siyasetini bayağı çalkantılı günler bekliyor.
Bir Büyükelçinin, bulunduğu ülkenin Parlamentoların arası dostluk grubu üyeleriyle tanışma nezaketi gayet normal ve sıradan bir diplomatik olaydır.
Sonuçta, muhalefette bulunan DPS'nin tekelinde değil bu grup. Ayrıca iki komşu devletin parlametoları her zaman dostane ilişkiler içindedirler.
Madem ki, Ankara ile gerçekten iyi ilişkiler kurma peşinde bu malum siyasi parti, o zaman Ahmet Doğan ve Mustafa Karadayı, bizzat kendileri neden Büyükelçimiz ile görüşmüyorlar? Onun tarafından kabul görmüyorlar. Beni asıl işte bu ilgilendirmekte!
Neden Amerikan Büyükelçisi ile görüştükleri tarihte, bizim Büyükelçimize davetiye gönderilmekte ve randevu verilmekte? Çok ucuz bir taktik...
Bu durum tespitini en iyi şekilde diplomatlarımız değerlendirecektir. Biz bu konuyu sadece bir soru ile noktalayalıyoruz;
- DPS için hangi ülke daha değerlidir ve yakındır?
Aynada birkaç başlı bir algı operasyonu görebiliyoruz.
ABD, artık Boyko hükümetinin yıkılmasını istiyor ve gelecek bir iktidar koalisyonun arasında DPS'yi de görmeyi arzuluyor. Ayrıca, DPS, son zamanlarda açık bir Türkiye düşmanlığı sergileyen ABD yönetimin kanatları altına alınmış durumda. Bir de ABD, DPS için Türkiye ile kıyaslandığında daha önemli bir stratejik partner...
Geçelim bu saçmalıkları, çünkü DPS'nin hangi inkübatorün ürünü olduğunu bilmeyen kalmadı. Varna'daki termik santralın kömürü bile gemilerle Rusya'dan taşınmakta. Geçenlerde sadece iki üç bin kayme karşılığında, bu santralın yeni sahibi Ahmed Doğan oldu. Santral hiç çalıştırılmadan, Rezident Reşetnikov'un sadık kulunun cebine yılda 30 milyoncuk girecek. Eric Rubin de kim oluyormuş, yahu?
Amerikan Büyükelçisi Erik Rubin, bizim açımızdan çok tanıdık birisi. Lakabı “Mr. Cyprus” yani “Bay Kıbrıs”. ABD hükümetinde ve Dış İşleri bakanlığında Kıbrıs dendi mi, akla gelen en yetkili kişi Bay Rubin. ABD’nin Kıbrıs politikasının temellerini oluşturan kişi de denilebilir kendisine ve onun sayesinde yıllar boyu adadaki barış nedense sağlanamamakta. İşte böyle tipler Rezident Reşetnikov'un sadık kulunu tercih ediyor.
Herhalde, bizim imamların maaşlarını da artık Bay Rubin'in ülkesi ödeyecektir...
Mümin TOPÇU