BİR ZAMANLAR BİR KADRİYE VARDI

Kadriye Latifoğlu'nun ölümünden tam 55 yıl geçmesine rağmen, kendisinin unutulmaz sesi, bizleri hala gezici tiyatroların bünyesinde konserlerin verildiği, seslendirme tesisatının bulunmadığı 1950'li yıllarının Bulgaristan'ına götürmekte. Köy meydanlarında kurulan sahnelerde mikrofonsuz, billur sesiyle dinleyenlerin gönlünde tahtını kuran, efsane bir Kadriye vardı.

BİR ZAMANLAR BİR KADRİYE VARDI


Kadriye Latifova, bugün Türkiye’de çok bilinmeyen, fakat bizi içimizdeki o naif memleketimize götüren kıymetli bir miras. Bulgaristan Türklerinden olan bu ünlü sanatçımız, 30 Mayıs 1928 yılında Kırcaali ilinin Golemantsi köyünde doğdu. 1952’de tesadüfen keşfedilen, 1953’de Haskovo Türk tiyatrosunda yıldızı parlayan sanatçı, 1955’de Sofya’da düzenlenen ilk halk ulusal yarışmasında “Aliş’imin kaşları kare” türküsüyle birinci oldu ve böylece Bulgaristan’ın güneyinden kuzeyine geniş kitlelerce bilinmeye, takip edilmeye başlandı.

Kadriye Latifova'nın ölümünden tam 55 yıl geçmesine rağmen, kendisinin unutulmaz sesi, bizleri hala gezici tiyatroların bünyesinde konserlerin verildiği, seslendirme tesisatının bulunmadığı 1950’li yıllarının Bulgaristan'ına götürmekte. Köy meydanlarında kurulan sahnelerde mikrofonsuz, billur sesiyle dinleyenlerin gönlünde tahtını kuran, efsane bir Kadriye vardı. Bir gün Soğuk Pınar barajının açılışından dönerken, tiyatro ekibi karanlığa kalmamak için acele ediyor. Fakat yol boyunda dört kadın onları bekliyor. Tütün kazarken konsere gidememişler. Fırsattan yararlanıp şarkıcımız ile iki laf etmekti niyetleri.

Kadriye Latifova, yaşamı boyunca 500’e yakın halk türküsü seslendirdi, bunların 200’e yakını radyoda kayıt altına alındı. 1962’de bir trafik kazasında hayatını kaybeden şarkıcı, ölümünden sonra devlet nişanına layık görüldü. Hayatını konu alan ilk belgesel Mariya Damyanova tarafından ‘Kadriye’nin Tiyatrosu Geliyor’ adı ile çekildi.

 

Bakmadan Geçme