Beraber olunca, önümüz ve ufkumuz açılıyor

*** Kendi aramızda, bizleri ileriye götürecek birlik ve beraberliği henüz sağlayamadığımız için, Türkiye'mize ve memleketimize bir hayli borçlu sayılırız.

Kim ne derse desin, göçmen camiasının nabzı Bursa'da atmakta.

Bu şehrimizin göçmen yoğunluğundan ziyade, çok farklı bir tarihi sihrin ötesinde cazibesi ve çekim gücü mevcut.

Geçen pazar, Ördekli Kültür Merkezi'nde, Koşukavaklılar Yöresi Kültür ve Dayanışma Derneği'nin kongresi tertiplendi.

Aslında, bu kültür merkezin yapısı eski bir Osmanlı hamamıdır.

Yapımına Yıldırım Bayezid döneminde başlanmış olup, Bursa’nın Timur Ordusu tarafından işgali nedeniyle yarım kalmıştır. Hamam, Çelebi Mehmed döneminde tamamlanmıştır. 1485’te Çandarlı İbrahim Paşa, hamamın duvarına bir çeşme yaptırmıştır. Uzun bir süre harap durumda olan yapı, 2006-2008 yılları arasında kültür merkezi işlevi verilerek, restore edilmiştir.

Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmed ve Çandarlı İbrahim Paşa gibi isimlerin yanı sıra, kim bilir bu ortamda daha nice yüce ecdadımızın temsilcileri bulunmuştur.

Sanki günümüzde bile burada Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucularının ayak sesleri duyulmakta, güneşin sızdığı mavi kubbelerde onların unutulmaz simalarını görmekteyiz...

Pazar günü ise büyük salonda, bizim Koşukavaklı hemşehrilerimiz yerlerini almışlardı. Bir nevi Rodoplar'ın kucağından kopup, şimdi buralarda Osmanlının ruhunu hissedebilmek de ayrı bir mutluluk ve özgürlük sayılır.

Farklıdır bizim o yörenin insanı, sevecen ve alçakgönüllüdür, Türklüğe ve Müslümanlığa bağımlılıkları aşikardır. Çalışkan ve güçlüdürler, "Taşı sıksa suyunu çıkarır" deyimi belki de onlar için söylenmiştir...

Bizim göçmen derneklerimiz, aslında birer tipik halk kuruluşudurlar ve bizim insanımız için çalışırlar.

Bunların bünyesinde sıradan vatandaşımız da yer alır, akademisyenlerimiz de yer edinir. Yönetim kurulu üyeleri için de aynı tanım geçerlidir.

Son zamanlarda, bir sürü dernek etkinliğinde bulundum, izlenimlerim taze, bunlar içerikleri dopdolu olan buluşma ve kucaklaşmalardı.

Cebellilerin yeni yıl buluşması muhteşemdi. Balgöç gecesi de sıcak bir atmosferde geçti. Rahmetli liderimiz Mümin Gençoğlu'nu anmak için hep beraber Emir Sultan Mezarlığı'na koştuk. Bu arada Eğridereliler, geleneksel gecesini düzenledi. Yine yoğun kalabalık ve kalpler popüler marşlar eşliğinde coştu.

Bir sözle göçmen camiası gerektiğinde, kenetlenip tek yürek olabiliyor, manevi anlamda ise, bu toplumun her ferdi birer gerçek Türkiye sevdalısıdır. Gerçi, ana vatanın yanı sıra memleketimizi de hiç unutmuyoruz. Oralarla da göbek bağımız var, her ne kadar baba ocağı külleri sönmüş olsa da...

Şimdi birileri çıkıp, diyeceklerdir ki:

"Arkadaş, ne güzel, kulağa hoş gelen şeyler söylüyorsun; ama bizim camianın bir takım çözüm bekleyen sıkıntıları var."

Evet, yöre derneklerimizin etkinliklerini gayet başarılı buluyorum ve özverili yöneticilerini takdir ediyorum; ama göçmen kuruluşu denince, ilk önce akıllara çözüm bekleyen toplumsal sorunlar geliyor, memleket insanımızın desteklenmesi ve sahiplenmesi çağrıştırılıyor.

Asla aciz ve zayıf bir toplum değiliz, zaten bundan dolayı bizlerden çekinenler bile var.

Çağdaş yüzümüz ve yönümüzle, yüksek eğitim seviyemizle ve tavizkarsız vatanperverzliğimizle, bizler gerçekten büyük başarılara imza atabiliriz. Önümüz ve ufkumuz açıktır...

Kendi aramızda, bizleri ileriye götürecek birlik ve beraberliği henüz sağlayamadığımız için, Türkiye'mize ve memleketimize bir hayli borçlu sayılırız.

Yöresel derneklerimiz, birer inkar edilemeyecek gerçektir; fakat büyük sorunlarımızı çözecek güce sahip değiller.

Bu derneklerimizi, bizim üst kuruluşlarımız tek bir çatı altına toplaması artık zaruri olmuştur. İşte o zaman bizim sesimiz Ankara'da veya Sofya'da daha güçlü bir şekilde duyulacaktır...

Mevcut federasyonlarımız ve konfederasyonlarımız var; ama nedense devlet erkanının her Bursa'ya gelişi esnasında mutlaka ve özellikle Balgöç yetkilileri ile görüşmesi ve onlara itibar etmesi, STK yapılanmamızda derin bir eksikliğin ve açığın olduğunun göstergesidir.

Balgöç'ün bir ispatlanmış gücü ve itibarı varsa, federasyonlar ve konfederasyonun çok daha güçlü ve verimli olmalısı gerekmiyor mu?

Koşukavak Yöresi Kültür ve Yardımlaşma Derneği, kongresinde Nejdet Atasoy'u yeni başkan olarak seçti.

On iki yıldır, bu görevi başarılı bir şekilde yürüten kişi ise Yılmaz Mutlu arkadaşımızdı, kendisini camiamız güler yüzü, sıcak kanlılığı ve gayet mütevazi kişiliği ile hatırlayacaktır.

Balgöç Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan'ın, kongrede yaptığı konuşmanın kısaltılmış özetini ayrı bir şekilde dikkatinize sunacağız.

 

Bakmadan Geçme