Beni ısırmayan yılan bin yaşasın modundayız

*** Memleketlerine geri dönmüşler ve şimdi özellikle sosyal medya üzerinden devletimize ve büyük Bulgaristan Türkleri camiasına o kadar edepsizce ve çirkin hakaretler yağdırıyorlar ki, akla ziyan. *** Hiç düşündünüz mü, acaba, bu insanlarımız neden bu riske girdiler? Yaşlı olan büyüklerimize, karantina sürecinde evrak işlemi yapmamaları gerektiğini hiç anlatan oldu mu? *** Birlik olup, sebebini aramayıp,'of çekmeye' devam edersek, bize her şey haktır...

"8 göçmen suç üstü yakalandı" başlıklı dünkü uyarı mahiyetindeki yazımız sanal alemde bayağı yankı uyandırdı, bir sürü tartışmaya yol açtı. Bir kez daha belli oldu ki, bizim insanımız asla tenkit edilmeyi içine sindiremiyor, fakat yaşantımızdaki bütün kişisel ve toplumsal doğruları söylemeye, yanlışları ise açıkça eleştirmeye adeta mecburuz, çünkü asli görevimiz bundan ibarettir. Buna rağmen, doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar buyruğunu da unutmuyor değiliz. Kişisel gelişimi önemseyen bir insan, sadece kendisi toplumsal kurallara uymaz, aynı zamanda " Önce en yakın dostunu uyar!" veya " Sen değişirsen, dünya da değişir!" sloganlarına riayet eder düşüncesindeyiz...

Bahse konu olan yazımızdan sonra işte aldığımız bazı yorumlar;

 

Ne olursa olsun, onlar bizim kardeşlerimiz

 

Gidenlerin kurallara uymadıkları ve yeniden o ülkeyi zengin ettikleri için kızmamak elde değil.

Fakat ne olursa olsun, onlar bizim kardeşlerimiz ve mağduriyetleri üzerinden bayram havası estirmek, "of çekmek" bizim toplumun neden birlik ve beraberlik içinde olamamasının en büyük göstergesidir.

Bu nasıl bir Türklük, Müslümanlık ve hemşehriciliktir, be ayol?

Aynı toplumun birçok ferdi, Bulgaristan Türklerinin milli kahramanı ve gururu Naim Süleymanoğlu yaşarken, kendisine karşı her türlü çirkefliği yaptılar, fakat vefat ettikten sonra, arkasından timsah göz yaşı döküp methiye düzme yarışına girmediler mi?

Bu tür tutum ve davranışlar bize hiç yakışıyor mu?

Bunun dışında yine birileri var ki, uzun süre Türkiye'de yaşadıktan sonra, çeşitli sebeplerden dolayı memleketlerine geri dönmüşler ve şimdi özellikle sosyal medya üzerinden devletimize ve büyük Bulgaristan Türkleri camiasına o kadar edepsizce ve çirkin hakaretler yağdırıyorlar ki, akla ziyan.

Ancak büyüklerimiz ne demiş; "Etme, aranma ve bulma dünyası."

Bunlarla ilgili yakında ilginç haberler alırsanız hiç şaşmayın. Söylemesi bizden.

Sebahin AHMETOĞLU,

Ankara

 

Beni ısırmayan yılan bin yaşasın modundayız

 

Yorumları okudum ve çok üzüldüm.

Biz yine beni ısırmayan yılan bin yaşasın modundayız.

Hiç düşündünüz mü, acaba, bu insanlarımız neden bu riske girdiler? Yaşlı olan büyüklerimize, karantina sürecinde evrak işlemi yapmamaları gerektiğini hiç anlatan oldu mu?

Peki, bu karantina sürecinde nelerin yasakladığını öğrendiniz mi, bütün bunları çevrenize hiç anlattınız mı?

Şimdi "of çekip" sevinenler, bunun bir uyanıklık değilde, bilgi eksikliği olduğunu hiç düşündüler mi?

Birlik olup, sebebini aramayıp,"of çekmeye" devam edersek, bize her şey haktır...

Ayşe ÇELİK,

İzmir

 

Lütfen, biri birimize daha saygılı davranalım!

Yorum yapanları okudum, yazıklar olsun sizlere! Adamlar zaten ceza yemiş, size ne? Siz mi ödüyorsunuz cezayı? Evet, çok şükür Türk'üm! Türkiye'den geldim ve 14 günlük karantina mı kendi evimde bitirdim. Kış aylarında Kırcaali'nin halini görüyorum. Yurt dışında gelen olmayınca, bir çok yerde iş yok. Yazın Avrupa'dan ve Türkiye'den geliyorlar, işte o zaman işler açılıyor. Göçmen kardeşlerinize karşı biraz saygı duyunuz! Sonuçta sizler de birer Türk evladısınız. Ayıp! Edirne'ye sıkça gidiniz, oradaki saygıyı ve hizmeti görünüz. Ben de kaldım karantinada, dışarı çıkmadım. Cahil çok ama kimseyi aşağılamayalım. Lütfen, biri birimize daha saygılı davranalım!

Nilüfer Erişen ŞEN,

İstanbul

Bakmadan Geçme