BALKANLAR'A HOŞ GELDİN, REİS!

 Yakın gelecekte, Sayın Tayyip Erdoğan, Kırcaali ve Şumnu'yu da ziyaret edecektir. Zaten acilen ziyaret etmesi gerekiyor, çünkü Balkanlar'da en fazla Türk, Bulgaristan'da yaşamakta ve onların durumu hiç de iç açıcı sayılmaz. Vahşi ve köhne bir komünizim diktasının pençesinden kurtulan Bulgaristan'daki Türkler, otuz yıla yakındır da bir takım oligarkların ve mafiyotların eline düştü.

BALKANLAR'A HOŞ GELDİN, REİS!

   Evet, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Novi Pazar ve Gümülcine ziyaretlerinde nasıl bir sıcak coşku ve sevgiyle karşılandığını hepimiz gördük, gıpta ile izledik. Sonuçta bu ziyaretler, Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı gösterilen büyük bir saygı gösterisi ve nümayişidir.

   Yakın gelecekte, Sayın Tayyip Erdoğan, Kırcaali ve Şumnu'yu da ziyaret edecektir. Zaten acilen ziyaret etmesi gerekiyor, çünkü Balkanlar'da en fazla Türk, Bulgaristan'da yaşamakta ve onların durumu hiç de iç açıcı sayılmaz. Vahşi ve köhne bir komünizim diktasının pençesinden kurtulan Bulgaristan'daki Türkler, otuz yıla yakındır da bir takım oligarkların ve mafiyotların eline düştü.

   Medyadan takip etmişsinizdir, Yunanistan gezisi esnasında, Tayyip Erdoğan'ın bir çok ilginç mesajı oldu. İşte bunların ikisini, kendimiz için adapte etmeye çalışacağım.

  "Şu an Yunanistan Parlamentosu'nda 4 tane milletvekilimiz var. Şimdi bu 4 milletvekilimizin Parlamento'da çok şeyler yapması gerekiyor..."?

   Ya Bulgaristan Parlamentosu'ndaki bizim Türk kökenli vekillerimiz ne işe yaramakta? Tivilerin sabah programlarına veya Meclis kürsüsüne çıkmasına çıkıyorlar, konu mankenleri gibi bacak bacak üzerine atıyorlar ama bizim yararımıza olacak herhangi bir önemli konuya ise asla değinmiyorlar. Bunların herhangi bir icraasını veya icraa teşebbüsünü gördüğümüz yok. İşte, kaç aydır imamlarımız devletten maaş bile alamıyor, çocuklarımız ana dili eğitimini iyice boşadılar, ekonomik darboğazlık hat safhada, gaspedilen bütün haklarımız, malımız mülkümüz iade edilmiyor...

   Son dönemde, siyasi partilerimizin öncülüğünde, Sofya caddelerinde, imamlarımızın haklarını savunacak, bir protesto yürüyüşü gördünüz mü? Ya da herhangii bir siyasi liderin ağazından," "Gelin, çocuklarımızı Türkçe okutalım!" çağrısı çıktı mı? Göremezsiniz, duyamazsınız, efendim! Çünkü, vaktinde Türkiye'nin de çok takdir ettiği, bir Sadık Ahmet'imizi henüz belirleyemedik. Ne demişti akademisyen Ali Fuat Başgil; "Toplumlar, maddi yoksulluktan değil, manevi yoksulluktan yıkılr. Maneviatını terk ettiğin gün, dinini ve dilini anlayamadığın gün yıkılırlar." Bu sözlerin yorumunu, kendiniz yapınız...

   "Burada asimilayon değil, entegrasyon noktasında bizim Yunanistan bayrağını bir kenara koymamız mümkün değil. Bu devlette burada benim 150 bine yakın soydaşım Yunanistan devleti bayrağı altında yaşıyor..."

   Her yaşadığımız devlete karşı saygınlığını yitirmeyen bir topluluğuz bireyleriyiz. Zaten Bulgaristan'a karşı duyulan sevgi ve saygı bağmızı içimizde koparmıyoruz. Bulgaristan, bizim memleketimiz, yurdumuzdur. Her ne kadar şuursuz Bulgar milliyetçileri, bizleri bu vatandan mahrum etmek isteseler de, bunu asla başaramazlar, çünkü onların olduğu kadar, bu topraklar bizimdir. Dedelerimizin tapulu malı ve müküdür...Bizim topluluğumuz, ülke bazına zaten fazlasıyla entegre olmuş durumda, daha ziyadesi bizi tehlikeye düşürür ve zarar verir, çünkü biz diğer Balkanlar ülkelerindeki kardeşlerimiz gibi, bir olgunlaşmış azınlık toplumu anlayışı, düşünce ve gayreti içinde yaşamıyoruz. Bizler hala her değer ve kazanımı, devlet tarafından sunulmasını bekliyoruz. Komünist sistem, bizi hazıronculukla şımartttı. Ve en niyahettinde, çoğu değer ve bilincimizi kaybetmiş ve unutmuş durumdayız. Anadolu'daki veya Balkanlar'daki Türklerin yaşam tarzlarında bazı bölgesel farklılıklar sezilebilir ama dinimiz, bütün örf, adet ve geleneklerimiz birdir. Bunu kimse inkar edemez!

   Balkanlar'daki bütün Türkler ve diğer Müslüman kardeşlerimizin ana derdi nedir? Çağımıza yakışan bir şekilde insanca yaşmak ve Anavatanımız Türkiye'yi yakınımızda hissetmektir...

Mümin TOPÇU

Bakmadan Geçme