Azınlık konusu ayak altına alınacak konu değildir
Azınlık statüsü ile ilgili imza kampanyası başlatılıp, gerekli imzalar toplanamazsa, gerekli ilgiyi görmezse, bu statünün elde edilmesine karşı olan devletin kurum ve bazı kesimlerin eline koz geçmiş olacaktır: 'İşte sizin kendi insanınız azınlık statüsünü istemiyor' diyeceklerdir.
Azınlık konusu ayak altına alınacak konu değildir
Damarlarında Türk ve Müslüman kanı taşıyan hiç kimse yoktur ki, Soydaşlarımızın bulunduğu ülkelerde onlara azınlık statüsü verilmesini istemesin. Bu ülkelere Bulgaristan da dahildir.
Ama bu konu son derece ciddi ve önemli olmakla beraber, bu tür bir girişim yapılacaksa, ancak çok geniş tabanlı ve kapsamlı istişare ve görüşmeler sonucu yapılmalıdır. Bizi temsil eden partiden başlayın da, her iki ülkedeki STK ve örgütlere kadar ortak akıl ile ele alınması gereken bir konudur.
Ama her şeyden öte, ülkemizdeki ilgili kurumların görüşü, onayı ve desteği alınarak, teşebbüs edilmesi gereken bir konudur. Zira bu konunun ülkemizi de ilgilendiren boyutu olmakla beraber, kendi içinde çok fazla denklem barındıran bir konudur.
Bundan dolayı ilgili kurumlarla ancak çok yönlü istişareler sonucu karar alınması gereken bir husustur. Yeni kurulan partinin genel başkanı bir ara bu konu hakkında demeç verip, birden sessizliğe gömülmesi tesadüf değildir.
Her şeyden öte bu konu o kadar ciddi bir konudur ki, böyle bir girişimin başarısız olma durumu olmamalı. Ki bunun alt yapısını oluşturmadan, ortak akıl ile bir girişim yapılmadan, başarılı olma şansı yoktur.
Yoksa azınlık statüsü ile ilgili imza kampanyası başlatılıp, gerekli imzalar toplanamazsa, gerekli ilgiyi görmezse, bu statünün elde edilmesine karşı olan devletin kurum ve bazı kesimlerin eline koz geçmiş olacaktır: “İşte sizin kendi insanınız azınlık statüsünü istemiyor” diyeceklerdir.
Bunun için böyle bir teşebbüste bulunulacaksa, bunun alt yapısını, örgütlenmesini çok iyi yapılarak girişilmesi gereken bir teşebbüs olmalıdır. Bu da ancak örgütlü, STK, parti ve bundan öte ülkemizdeki belli kurumların onayı ve desteği ile başarılı olunabilecek konudur.
Yoksa bu iş ne olduğu belli olmayan, bırakın iki kişiyi bir araya getirmeyi, iki koyun güdecek kapasitesi olmayan kişilerin girişimi ile olacak iş değildir. Bundan dolayı bu konuda her türlü bireysel girişime karşıyız. Hele akşam başka, sabah başka, ruh hastası elemanların girişimlerine aynen de karşı olduğumuzu üzerine basa basa söylüyoruz.
Hiç kimsenin böyle ciddi ve önemli konuyu istismar etme hakkı olamaz. İtirazımız buna. Bu mu camianın en akıllısı? Bu konuyu, gerek görüldüğü zaman, üstlenecek fazlasıyla kurum ve kuruluş vardır.
Tekrar ediyoruz: Konu son derece ehemmiyetlidir ve böyle bir girişimde başarısız olma lüksümüz yoktur, ki bireysel girişimlerle bu yönde herhangi bir başarı elde etmek mümkün değildir. Bunun dışında buradaki karar verici kurumların onayı, desteği ve yardımı olmadan hiç mümkün değildir. Bu konularda fazlasını biliyoruz da, burada yazmayı uygun bulmuyoruz.
Kaldı ki bunu bu tür bireysel girişimlere iten belli güçler vardır. Hangi güçler? Azınlık statüsüne şiddetle karşı olan güçler.
Buna bu tür teşebbüste bulunmasını teşvik etmelerinin sebebi nedir? Bu tür bireysel teşebbüslerin başarısız olacağını bildikleri için aynen de böyle bir girişim başarısız olunca, yukarıda da bahsettiğimiz gibi;
“İşte sizin kendi insanınız azınlık statüsü istemiyor“ diyeceklerdir.
Bundan dolayı bu şaşkının gayri ciddi ve dayanaksız sözlerine itibar edilmemesinin ötesinde, özellikle de karşı konulmalı ve hiç kimse de bunu savunmaya kalkışarak ucuz klavye kahramanlığı yapmaya kalkışmasın. Bunu destekleyen varsa , yanında durur, çıkar basının karşısına ve; “Evet, biz aynen de bunun girişimini destekliyoruz ve bu girişiminde sonuna kadar yanındayız“ der.
Yoksa, yok öyle facebook memuru gibi 24 saat buralarda takılıp, ceviz kabuğunu doldurmayan yorumlar yaparak, destek olmak...
Gürçay CEM