ARNAVUTLUK PROJESİNE SIRBİSTAN FRENİ

Otto von Bismark'ın 'Arnavut diye bir millet yoktur' sözlerine rağmen, Arnavutlar var ve Balkanlar'ın en güçlü siyasi aktörleri arasında yer alıyor. Arnavutlar günümüzde Adriyatik kıyısı ile Balkanlar'ın diğer bölgelerinde yaşayan bir halk. Arnavutluk'un nüfusu 2.774 milyon kişiden müteşekkil. Ülkenin % 70'i Müslümanlar, %30'u Hıristiyanlardan oluşuyor.

ARNAVUTLUK PROJESİNE SIRBİSTAN FRENİ

Otto von Bismark’ın “Arnavut diye bir millet yoktur” sözlerine rağmen, Arnavutlar var ve Balkanlar'ın en güçlü siyasi aktörleri arasında yer alıyor. Arnavutlar günümüzde Adriyatik kıyısı ile Balkanlar’ın diğer bölgelerinde yaşayan bir halk. Arnavutluk’un nüfusu; 2.774 milyon kişiden müteşekkil. Ülkenin % 70’i Müslümanlar, %30’u Hıristiyanlardan oluşuyor. Ülkede Ortodosk mezhebi Katolikliğe nazaran daha baskın. Ortodoks mezhebinden olanlar 500 bini aşarken, Katolik nüfusu tahmini olarak 300 bin civarında. Arnavutluk’ta yaşayan iki büyük topluluktan Gegaların çoğu İslam dininin Sünni Mezhebi’ne, Toskaların yarısı Sünni Mezhebi’ne, öteki yarısı ise Bektaşi Tarikatı’na bağlı.

Bektaşilikten başka; Halvetiler, Kadiriler, Sadiler, Melamiler, Ticaniler ve Rıfailer, Arnavutluk'ta halen mevcut tarikatlar. Toskalar arasındaki Hıristiyan azınlık, Ortodoks Kilisesi’ne bağlıdır. İkinci Dünya Savaşı başlangıcında yapılan sayımda, ülke halkının % 70’inin Müslüman, % 20’sinin Ortodoks ve % 10’unun ise Katolik olduğu belirlenmişti. Ortodoks Arnavutların din adamı ihtiyacı, Fener Patrikhanesi tarafından karşılanıyor. Patrikhanenin gönderdiği Yunanlı Papazlar, Ortodoks Arnavutlar ile Yunanistan’ın arasındaki buzları eriten faaliyetler yürütebiliyor. Enver Hoca döneminde, bütün kilise ve camiler kapatılmış ve Arnavutluk, 1967 yılında resmi olarak dünyadaki ilk ateist devlet olarak tarihe geçmişti.

Arnavutlar, tüm Balkanlara yayılan demografik özellik gösteriyor. Hemen her Balkan ülkesinde Arnavutlara rastlamak mümkün. Bu sayısal sıklık Arnavutlarda Büyük Arnavutluk, ya da Birleşik Arnavutluk Krallığı idealini diri tutuyor. Arnavutça (konuşma ve yazı dili) aynı zamanda Kosova’da, Karadağ’da, Sırbistan ve Makedonya’da yaşayan Arnavutlar tarafından kullanılıyor ve Avrupa’da 2 milyondan fazla Arnavut yaşıyor. Avrupa’da Müslümanların sayısal çoğunluğu açısından önemli demografik katkılar sunan Arnavutların yaygın ve yoğun yaşadıkları ülkeler; Arnavutluk, Kosova, Karadağ, Makedonya, Yunanistan, Bosna Hersek, Hırvatistan, Sırbistan, Slovenya, Romanya Birleşik Krallık, Almanya, İsviçre; İsveç Avusturya, Fransa ve İtalya.

Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu'nun asli unsurlarından Türklere yönelik Alman Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan Turan projeleri gibi, Büyük Arnavutluk Projesi de, Faşist İtalya ve Nazi Almanya’sı projesidir. Büyük Arnavutluk, Karadağ, Makedonya, Yunanistan ve Arnavutluk’un egemenliği altındaki Katolik, Müslüman ve Ortodoks olan Arnavutların bağımsızlık ve birliğini savunan siyasi görüştür. II. Dünya Savaşı sırasında bu ideoloji, Faşist İtalya’nın ve Nazi Almanya’nın onay ve desteği ile gerçekleştirilmişti. Yugoslavya’nın dağılmasıyla Büyük Arnavutluk’un yeniden kurulması NATO tarafından destekleniyor.

Arnavutluk’un burnunun dibinde küçük Arnavutluk sayılan Kosova’da, ABD askeri üssü var. Amerikan istihbaratının Balkanlar'daki en güçlü faaliyet sahası Kosova. Amerika’nın yabancı topraklarda kurduğu gelmiş geçmiş en büyük askeri üs Kosova’daki Bondsteel Camp’ta şimdiye kadar en az 500 civarında Selefi Arnavut’a silahlı eğitim verildiği biliniyor. ABD, bu faaliyetlerinde yalnız değil. Suudi Arabistan merkezli bazı yardım kuruluşlarının, 1999 yılındaki NATO müdahalesinden sonra Vahhâbîlik akımını yaymaya çalıştıkları kayda değer bir gerçek. Kosova’da, “Kosova Halkına Destek İçin Suudi Komitesi” adı altında faaliyet gösteren Suudi sivil toplum kuruluşları mevcut. Kosova yönetimi, Suudilerin çalışmalarını memnuniyetler karşılıyor, çünkü Suudi çığırtkanların/misyonerlerin icazeti Kosova’da görev yapan KFOR askerleri ‘Uzaydan görünen iki şey var. Biri Çin Seddi, diğeri burada’ diyorlar. Kosova’nın Ferizovik kentinde, ABD’nin kurduğu Bondsteel, 7000 asker kapasitesine sahip bölgenin en büyük ABD askeri üssü. Kosova’daki ABD askeri üssü Bondsteel Camp, 21. Yüzyılın silah deposu” olarak anılıyor. Üs, Presevo Vadisi’nde.

İngiliz diplomatların ve casusların hatıralarında Birinci Dünya Savaşı öncesinde Arnavutları Osmanlıya nasıl kışkırttıklarını okuyabilirsiniz. Şimdi de Avrupa Birliği ve ABD, Arnavut halkı üzerinden Balkanlara nüfuz etmenin, Balkanları, kendi çıkarlarına göre dizayn etmenin peşinde. Türkiye’nin Balkanlar'da üç önemli müttefiki var; Boşnaklar, Makedonlar ve Sırplar. Türkiye için Balkanlar, coğrafi, siyasi ve ekonomik açıdan olduğu kadar, tarihi, kültürel ve insani bağlar bakımından da önceliğe sahip. Hatta Osmanlı hanedanı Sırplarla akraba bile. Sırp Kralı Lazar’ın oğulları Prens Stefan ve Prens Vuk, kız kardeşleri Prenses Olivera Destina ile Yıldırım Bayezid’i evlenmeye ikna etmişlerdi. Sırp prensleri Osmanlı ile ilişkilerini güçlendirmek ve akrabalık kurmak için kardeşlerini Yıldırım Bayezid ile evlendirerek, böylece Osmanlı ile akrabalık kurup, toprak kazanmayı amaçlamışlardı. Yıldırım’ın Timurla savaşında, 20 bin Sırp askeri Osmanlı ordusu safında yer almıştı.

Türkiye; İkinci Dünya Savaşı'nda, Alman ordusuna direnen Sırp Çetniklere yardım etmişti. ‘Çete’ kelimesinden türeyen ‘Çetnik’ hareketi, tüm Sırpları tek çatı altında toplayarak, Büyük Sırbistan’ı hedefliyordu. İkinci Dünya Savaşı’nda işgalci Mihver kuvvetlerine ve onların Hırvat işbirlikçilerine karşı direnen Çetnikler, Yugoslavya’nın eski devlet başkanı Josip Broz Tito’ya bağlı komünist gerilla hareketi Partizanlarla da savaştı. Türkiye Sırbistan’ı kaybetmek istemiyor. İlişkilerini sıcak tutmaya çalışıyor.

Türkiye’nin inisiyatifi ile gerçekleştirilen Türkiye-Hırvatistan-Bosna-Hersek ve Türkiye-Sırbistan-Bosna-Hersek üçlü danışma mekanizmaları bu amaçla oluşturuldu denilebilir. Bölgede kısa sürede kayda değer güven artırıcı önlem olarak kabul gören bu işbirliği mekanizmaları ile Bosna-Hersek’in nefes alması, barış, istikrar ve refah ortamının gelişmesi sağlanıyor. Türkiye, Sırbistan’ı bölgenin istikrarı açısından önemli gördüğünden 14 Aralık 2015’te AB’yle tam üyelik müzakerelerine başlayan Sırbistan’ın AB’yle bütünleşmesini destekliyor. Bu nedenle Sırbistan’daki gelişmeler, Türk diplomatların merceği altında.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ukrayna sonrası uğradığı Sırbistan gezisi sırasındaki temasları birde bu gözle değerIendirin. ​Erdoğan, Belgrad Nikola Tesla Havalimanı’nda, Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic ve kabine üyeleri tarafından karşılanmıştı. Sırbistan’da çok sayıda devlet ve hükümet lideri ağırladığını anımsatan Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic’in, “Bugüne kadar hiçbir konuğumun, kendisine Cumhurbaşkanı Erdoğan kadar yoğun bir program yaptığını, onun gibi 24 saat boyunca çalışacak enerji ve güce sahip olduğunu görmedim. Siz Türk halkına çağrım, buna saygı duymayı bilmenizdir.” ifadelerini kullanması, Sırplarında bu ilgiye ve Türkiye’nin Sırplara yüklediği misyona sıcak baktıklarını gösteriyor.

Ömür ÇELİKDÖNMEZ

Yorumlar 1

Bakmadan Geçme