TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 20 Mayıs 2022 17:33
Geçen sabah Bulgaristan'ın tivisinde, Türk asıllı sözde bir profesörün Türkiye karşıtı yorumlarına gözüm ilişti.
Adamı öyle robotlaştırıp programlamışlar ki, birkaç kopeyk uğruna ekrandan ana vatana karşı sadece büyük dozda kin ve nefret fışkırtmaktaydı; aynı zamanda bir sürü aslı astarı olmayan uyduruk deliller de sunmaktaydı.
İşte böyle birilerini "dırven" feylesof, diğerini de profesör olarak bizlere yutturabiliyorlar ve medya aracılığı ile halkı haddinden ziyade zehirlemeye devam ediyorlar. Bunun sebebini anlamak bir hayli zor...
Güya İsveç devleti PKK destekçisi değilmiş ve orada PKK'lı sempatizanlar filan barınmazmış.
Bu uyduruk yalana sarılıp uçuyor, sanki karşımızdaki profesör değil ve bir sokak soytarısı salyalar akıtıyor...
Hiç profesör olmaya gerek yok, bilgi sahibi herkes biliyor ki, terör örgütü PKK, finansörü ve en büyük destekçilerinden biri olan İsveç'in de “ulusal güvenlik sorunu” durumuna geldi.
Soğuk Savaş'tan bu yana tarafsızlık politikası izleyen İsveç ve Finlandiya, şimdi ‘Rusya endişesi' nedeniyle NATO'ya girmek istiyor.
Ancak Türkiye iki ülkenin NATO üyeliğine “terör örgütü PKK'ya desteklerinden” dolayı karşı çıkıyor.
Özellikle İsveç, terörün Avrupa'daki merkezi konumunda. Terör örgütü PKK'nın hamisi konumunda bulunan İsveç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın NATO üyeliği konusunda yaptığı açıklamalar sonrasında Türkiye'yi tehdit etmeye bile kalktıştı. İsveç Parlamentosu, AB'nin Türkiye'ye ambargo uygulaması için baskı yapacağını duyurdu.
PKK ile İsveç'in yakınlığı istihbarat raporlarına da yansırken Türkiye'nin terör karşıtı operasyonları yine İsveç hükümeti tarafından her seferinde kınanıyor. Aynı zamanda dünkü gün İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği sürecine ilişkin yaptığı açıklamayı değerlendirirken "Avrupa Birliği gibi biz de PKK'nın terör örgütü olduğuna inanıyoruz." ifadesini kullandı.
Demek ki sıkışınca hepsi pazarlığa açık...