TÜTMEYEN BACALARIN BOYNU BÜKÜK...

'Dağlar dağlar, ah ulu dağlar / İnsanlar olmasa sizin yüceliğinize / kimler bel bağlar?'

TÜTMEYEN BACALARIN BOYNU BÜKÜK...

Bazen, Rodoplar'ın yanık bağrından çıkmış şairlerimizin eserlerini okuyorum. Bu sefer, bir şiir seçkisine, onların Rodoplar'a adanmış mısralarını topladım...

Sabri Alagöz, bakın neler yazmış;

“Dağlar dağlar, ah ulu dağlar

İnsanlar olmasa sizin yüceliğinize

kimler bel bağlar?”

Uzaklardan bir Süleyman Yusuf Adalı serzenişi;

“Tütmeyen bacaların boynu bükük

Cehennem ıssızlığı sokaklarda

Kırık camların gözlerinde yaş

Paslı kilitler esniyor kapılarda...”

Sanki, Rahim Recep Akdora'nın gür sesini duymaktayım;

“Ben Rodopluyum

Mert insanlar diyarıdır

Bizim memleket

Ellerin ellere akan

Sıcaklığıdır yüreklere

Her taşın doruğunda

Kahramanlık şarkısı

söyler rüzgarlar...”

"Rodoplusuz Rodoplar güzel değildir" diyen Niyazi Hüseyin Bahtiyar;

"Yüklenip baskıyı, ezgiyi bir gün

Ağlamadan çıkarız biz dağlara

Evvel Allah sonra Türk ulusunu

Sorulur bunlar bir gün sorulur

Bunlar bir gün bana.”

Osman Aziz - unutulmaz kadife sesli ozanımız;

”Rodop dağlarında

tan ağarmasını görmediniz mi hiç?

Durdum - şarkısını dinledim dağın -

ağaçların tepeleri sallandı kıpır kıpır

dalların tepesinden bir şarkı doğuyordu

perde perde yükselen, yeniden yayılan

sanki güneşli ovalar gibi geniş geniş!"

Durhan Ali, başka bir beyaz saçlı;

”Rodoplar'ım

Sen ne bir mevsimlik çiçek,

Ne bir yudumluk su,

sana ne desem azdır doğrusu.

Sıcaklığına doyamadığım

en tatlı sözleri hala bulamadığım”

Bir de, ulu çınar Ömer Osman Erendoruk'a kulak verelim;

“Dur dur biraz

Düştük gene

Hem bu sefer yüzüstü

Ama yok bir şey

Düşmez - kalkmaz bir Allah

Biz insanız.

Düşer - kalkarız.

Yürürüz, sürünmeyiz, emekleriz.”

Habibe AHMETOVA


Bakmadan Geçme