Gerçi, gazeteci Hürol Işın'ın bizleri Süriyeli göçmenlerle eşdeğer tutmasına gülüp geçeriz. Burada, Bulgaristan Türkünün kimlik izahı lüzümsuz, çünkü bir tek kendi etnik kimliğinden şüphe duyanlar ve birilerine yarananlar, bizlere dil uzatmayı bir görev edinirler. Bunara yalnız şunu söyleyebilirim Edirne'nin Osmanl başkenti olduğu yıllarda, daha İstanbul fethedilmeden öncesi, benim akıncı dedelerim Arda ve Tuna boylarında at suluyordu. Kırcı Ali'nin öz torunlarıyız biz. Malkoç Bey'in türbeside bizim Selvi'de bulunur. Ya siz kimsiniz, beyler?
PAYLAŞ
TEK DERTLERİ SUYUN ÖTESİ...
Bursalı gazeteci Hürol Işın'ı kaleminden çıkanları okudum ve bayağı irkildim, çünki göçmen camiasına yakın duran ve içinden birisi olan bir arkadaşımıza kafayı fena takmıştı ve kendisini sanal alemde yerden yere vuruyordu. Belli ki bu ikilinin arasında şahsi bir husumet vuku bulmuş ve yakında savcılıkta öpüşürler. Beni bu ilgilendirmiyor ama bir gazetecinin, bazı konularda hiç bilgi sahibi olmadan ahkam kesmesini doğru bulamazdım.
Eski Bulgar Kralı Simeon'un arkadaşı olmakla suçlanıyor bizim göçmen kardeş. Güya aynı bu kral Bulgaristan'daki Türk halkını katletmiş. Halbüki ismi geçen bu kral, babasından miras kalan tahta, 1943 yılında, altı yaşındayken oturdu ve sadece iki yıl sürdü hükümdarlığı. Daha sonra zaten Türkiye Cumhuriyeti'ne sığındı... Geçen yılın seksenli yıllarında ise Bursalı bir göçmen derneği aktivist ile bayağı mektuplaştılar ve tek dertleri, Bulgaristan Türklüğünün özgürlüğe kavuşmasıydı. İstanbul ve Bursa'daki göçmen kuruluşlarına bayağı ciddi bir katkısı olan bu kardeşimiz, günümüzde gazeteci Hürol Işın'ın haksız hışmına uğrayabiliyor...
Gerçi, gazeteci Hürol Işın'ın bizleri Süriyeli göçmenlerle eşdeğer tutmasına gülüp geçeriz. Burada, Bulgaristan Türkünün kimlik izahı lüzümsuz, çünkü bir tek kendi etnik kimliğinden şüphe duyanlar ve birilerine yarananlar, bizlere dil uzatmayı bir görev edinirler. Bunara yalnız şunu söyleyebilirim; Edirne'nin Osmanl başkenti olduğu yıllarda, daha İstanbul fethedilmeden öncesi, benim akıncı dedelerim Arda ve Tuna boylarında at suluyordu. Kırcı Ali'nin öz torunlarıyız biz. Malkoç Bey'in türbeside bizim Selvi'de bulunur. Ya siz kimsiniz, beyler? Vaktinde bir Ali Bulaç ve Zaman gazetesi vardı. Ona da bazı dersler vermiştik zamanında. Şimdi nerede bu gazeteci militan? Hürol Işın, bizden, ne hayin, ne de vatan düşmanı çıkar. Geçenlerde, Ankara'da bazı bakanlarla görüşmüşsun. Gördüğün gibi onlarda göçmen evladı, suyun ötesinden yani. Galiba, senin hışmına bir tek garibanlar uğruyor...
Hürol Işın'a göre, güya Semih Pala, suyun ötesinden gelip, Bursa'mızda karışıklık çıkartıp, bazı yerlerde kendi çıkarları için mevki ve rant elde etmeye çalışan zavallılardan bahsediyormuş. Bu sözlerin doğruluğunu öğrenmek mümkün değil ama Hürol İşın, acaba bu sözlerle neyin mesajını vermeye kalkışıyor. Bilindiği gbi, günümüzde bile Bursa'daki bir çok mevki ve makamda çok az göçmen kökenli yönetici ve bürokrat vardır. Sayın Hürol Işın, madem ki, bu şehirde göçmenler çoğunlukta, o zaman bir çok mevkinin sahibi de kendileri olacak. Siz bundan neden gocunuyorsunuz ki? Ayrıca, husumetlin haksız yere Bursa'yı karıştıramaz. Buna bir kere biz müsade etmeyiz! Sana da izin çıkmaz...