STATÜMÜZ, ORHAN, AVUKAT VE SOFYA'NIN PİS DEHLİZLERİ
* Mestan, azınlık statüsü için imza kampanyası ilan etti. Doğan, Dal ve Orhan, şimdilik susmayı tercih etmekte. * Yoksa, DPS'nin başına mı konduracaklar, bu acemi siyaset oyuncusunu? * Bunların neresini temizleyeceksin ki? Halkımız gariban, baştaki hak ve özgürlükçüler ise milyoner! Tezata bak sen... * Gerçekten, bu malum parti içeriden mi temizlenecek, yoksa dışarıdan mı yıkılacak?
Mestan, azınlık statüsü için imza kampanyası ilan etti.
Doğan, Dal ve Orhan, şimdilik susmayı tercih etmekte.
Şanlı göçmen derneklerimizin tümü, sağırlık ve dilsizlik babında.
Orhan, bir türlü siyaset adamı olamadı, fakat derin bağlantılı olduğu kesin. Son günlerde adeta tivi ekranlarına abone ve ismi parlatılmakta. Sanacaksın ki, arkasında yüz binlerce seçmen vе sempatizan hep birlikte ayak topurdatmakta.
Parlamentoda yerimizi alacağız, Doğan, siyasetten çekiliyor demekte. Parlamentoya girebilir ama bunu Türk oylarıyla beceremeyeceği aşikar. Bey babasının siyasetten çekilip çekilmeyeceğini, kendisi bilemez. Yoksa, DPS'nin başına mı konduracaklar, bu acemi siyaset oyuncusunu?
Aynı Babuşçu gibi, Orhan'da Mestan'a, parti başkanlığından çekilmesini önermiş. Herif, kendisini basbayağı onunla aynı seviyede tutmakta. Belli ki, Mestan, bunların hepsinin gözünde adeta bir gara diken, ne de olsa Türk olmak hiç de kolay değil...
"Hiç bir zaman, ben Doğan'ın yakınında olmadım," yalanına sarılmakta Orhan. Zaten Doğan ismi, köhne ve kahpe bir sistemle bütünleşti, kendisinin kimliği bizi alakadar etmez. Sistemden bahsetmekten ise nedense çekinmekte...
DPS nedir, bu partide Doğan'ın veya Orhan'ın yeri ve sorumluluğu nelerdir? Bunlar bilinmekte. Herhalde Dosyalar Komisyonuna, Orhan benim dedemin hatırı için oturtulmadı.
Bir de naftalinden Avukat Mümin Yılmaz çıkarıldı. Kırcaali bölgesinde, SDS ve DPS örgütlerinin kurucu aktivistlerindendir kendisi ama daha ilk demokratik seçimler öncesinde, Türkiye'ye göç etmeyi tercih etmişti. Aldığım duyuma göre, son yıllarda yeniden Bulgaristan'da yaşamaktaymış. Umarım, Doğan'ın çevresinden hiç nemalanmamıştır.
Bizim kurduğumuz DPS'yi geri istiyoruz, diyor Avukat. Bu doğru bir görüş ve hamle ama bu siyasi partinin geri iadesi söz konusu bile olamaz, çünkü vermezler, kardeşim.
Ayrıca, ilk parti aktvistleri, kurucu ve temiz idealistler artık inançsızlar, çoktan güven kaybına uğradılar ve üzgün bir şekilde kabuklarına çekildiler.
DPS'nin temizlenme mümkünatı bulunuyor mu? Bulunmuyor, efendim! Bakanından ve milletvekilinden tut, kasaba ve köy muhtarına kadar uzan, hepsinin cepleri çalıntı devlet ve halk sermayesi ile tıka basa doldurulmuş vaziyette. Bunların neresini temizleyeceksin ki? Halkımız gariban, baştaki hak ve özgürlükçüler ise milyoner! Tezata bak sen...
Çoğumuz Türkiye'ye göç ettik, gençlerimiz çoktan Avrupa'yı mesken tuttu. Kasaba ve köylerimizde sadece yaşlı teyzecikler ve amucalar kaldı. Onlar da sindirilmiş ve korkutulmuş vaziyette muhtarın gözünün içine bakmaya mecburlar.
Avukata göre, bizim toplumu bölenler Mestan gibileri oluyormuş. Demek ki, derin devletin hiç bir suçu bulunmuyor. DPS çadırı altından her kaçıp kurtulana, çok kolay bir şekilde bölücü yaftasını yapıştırabiliyoruz. En "iyisi," bu zehirli çadırın altında fosilleşinceye dek durmakmış ama bizi Çernobil bile yok edemedi...
Bize göre ise, Mestan gibileri, DPS'yi yıkmak ve bertaraf etme peşindeler. Artık sonrasını hep beraber düşünürüz. Sonuçta, bizler hiç bir zaman saray gızanı olmadık ki!
Gerçekten, bu malum parti içeriden mi temizlenecek, yoksa dışarıdan mı yıkılacak?
Yakın zamanda, Sofya'nın derin ve pisletilmiş dehlizlerinin temizlenmesi mümkün gözükmediğine göre, bunların duvarlarını yıkmak pek de zor olmaz diye düşünmekteyim...
Mümin TOPÇU