*** Komünist rejimin istihbarat gilotini çok acımasızdı. Yemyeşil bir bahar sabahının erken saatlerinde, Varna'nın büyük ve geniş deniz parkında bir bank üzerinde şairin cansız bedeni bulunuyor. *** Recep Küpçü'nün ölümü, o dönem ülke çapında yaşayan Türklerin arasında büyük yankı ve infial yaratmıştı.
Böylece, bütün rejim karşıtı Türklere, ciddi bir şekilde korku salınmış ve mesaj verilmişti. *** Şimdiye kadar fazla dillendirilmeyen başka bir rivayete göre ise, güya gece yarısından sonra şair yakın bir arkadaşı tarafından o parkta öldürülmüştü...
PAYLAŞ
Şair Recep Küpçü'nün ölüm nedeni ve gizli yollardan Türkiye'ye gönderdiği eserlerinin akıbeti günümüze dek tartışılmakta.
Komünist rejimin istihbarat gilotini çok acımasızdı. Yemyeşil bir bahar sabahının erken saatlerinde, Varna'nın büyük ve geniş deniz parkında bir bank üzerinde şairin cansız bedeni bulunuyor.
Şair, hangi sebepten dolayı ölmüştür, daha doğrusu kimler tarafından öldürmüştür?
Bu konuda elimizde resmi bir belge ve delil bulunmuyor, zaten resmi bir evraka ulaşılmış olsak dahi, tatminkarlık mümkün olmaz.
Bütün duyum ve araştırmalar sadece rivayetlerden ibaret. Rivayetler ise çoğu zaman doğru çıkmıyor! Ama bazen doğruluk payı da taşırlar..
Şairin cesedi, o sabah gerçekten Varna deniz parkında mı bulundu?
Güvenilir bir kaynaktan aldığım gizli bilgiye göre, cesedini yıkayan cami görevlisi, öldürülme vakasının çok gaddar ve hunharca işlenmiş olduğunu belirtiyor. Şimdi bile bunu açıkça yazmaya elim varmıyor...
Recep Küpçü'nün katline bir veya iki kişi katılmış olabilir.
Bunlar istihbarat mensubu, istihbarat tarafından görevlendirilen bazı Türk veya Bulgarlar, ya da şairin yakın arkadaşlarından birileri olabilirler.
Yazar Georgi Markov'u ve başka onlarca özgür ruhlu şahsiyeti acımasızca katleden eski dikta rejimi, bir Recep Küpçü'yü öldürmüş olabilir mi?
Kesinlikle olabilir! Çünkü, şair yaşamının son yıllarında, artık gerçek bir dissident ve rejim muhalifi olarak yaşantısını sürdürmekte.
Recep Küpçü'nün ölümü, o dönem ülke çapında yaşayan Türklerin arasında büyük yankı ve infial yaratmıştı.
Böylece, bütün rejim karşıtı Türklere, ciddi bir şekilde korku salınmış ve mesaj verilmişti.
Şimdiye kadar fazla dillendirilmeyen başka bir rivayete göre ise, güya gece yarısından sonra şair yakın bir arkadaşı tarafından o parkta öldürülmüştü.
Bunu birilerinin ricası üzerine mi yapmıştır, yoksa özel şahsi bir nedenleri mi bulunmaktaydı? Bunlar bilinmiyor. Tahmini katil bilinmekte ama delil yetersizliğinden dolayı şimdilik isimlendirilmiyor.
Birkaç yıl öncesi, Edirne'de Recep Küpçü'nün anısına muhteşem bir anma etkinliği düzenlenmişti. Ben de katılmıştım. Bu etkilikte önde gelen bir çok şair, yazar ve gazetecimiz hazır bulunmuştu. Bahsettiğim zan altında kalmış tahmini katil de bir şekilde bu törene davet edilmişti, fakat kendisi bir türlü icabet etme cesaretinde bulunmadı. Sadece bir gün bütün gerçekleri anlatacağını bildirmişti...
Recep Küpçü'nün gizli yollardan Türkiye'ye gönderdiği şiirleri ve romanına gelince. Tahminlerime göre, bunları ömrünün son yıllarında göndermiş olabilir, çünkü daha öncelerinde ulusal bir merkezi gazetenin Burgaz il muhabirliğini yapmaktadır ve soğuk savaş unsuru gereği, kendisinin daha erken sonu gelebilirdi veya cezaevine düşebilirdi.
Aziz Nesin vasıtasıyla şiirler gönderdiği biliniyor, ama nedense bu eserlerin akıbeti günümüze dek gizli kaldı. Yazar Aziz Nesin, Bulgaristan'daki komünist rejimle dostane ve sıcak ilişkiler içindeydi, her ne kadar şair Lübomir Levçev ile bizim isim değişikliğimize karşı bayağı polemik yürütmüş olsa bile, kendisine güvencemiz tam değildir. Recep Küpçü'nün ünlü mizahçıdan gönderdiği şiirler Bulgaristan sınırlarını hiç aşmamış da olabilirler...
Evet, Recep Küpçü'ye borcumuz var. Bütün eserlerini bir şekilde derleyip ilelebet yaşatmalıyız...