Bizim buralarda, ayrılık ve hasretlik, milletimizin boynunu büktü. Benim de bir kardeşim Bursa'da soluk aldı. Diğeri ise baskılara dayanamayarak, tarlada kalp krizinden vefat etti. Ben ise yalnız kaldım. Şimdi kapılar açık. Yollar dümdüz. Lakin ne de olsa hasretlik belimizi büküyor. Her zaman beraber olmadığımız için tüm bunlar bize ağır geliyor. Ancak dağ eteklerinde yaşam zor.
PAYLAŞ
RODOPLAR: ACILARIN KADER ORTAĞI
Bizim buralarda, ayrılık ve hasretlik, milletimizin boynunu büktü. Benim de bir kardeşim Bursa'da soluk aldı. Diğeri ise baskılara dayanamayarak, tarlada kalp krizinden vefat etti. Ben ise yalnız kaldım. Şimdi kapılar açık. Yollar dümdüz. Lakin ne de olsa hasretlik belimizi büküyor. Her zaman beraber olmadığımız için tüm bunlar bize ağır geliyor. Ancak dağ eteklerinde yaşam zor.
Adaköy, nüfusu büyük çoğunluğu yaşlılardan oluşuyor. Gençlerin büyük bölümü Türkiye'de, bir kısmı ise Batı Avrupa'da gurbette. Bu Rodoplar köyünde yaşam adeta durmuş. Yaşanan zulmü hafızalarından çıkaramayan insanların en büyük tesellisi ise ibadetlerini özgürce yerine getirebiliyor olmak. Adaköy'deki camimiz uzun yıllar kapalı kaldı ama demokrasiye geçişten sonra yeniden camimize kavuştuk. Buna sebep de 1950 yılı göçmeni Hacı Mercan oldu. Onun tüm uğraşıları sonucunda bir cennet gibi camiye kavuştuk. İnsanlar da rahatlıkla artık ibadetlerini görüyorlar.
Genç nüfusun azlığı ve yaşamak için gurbete yapılan yolculuklar, köyde en fazla eğitimi vurdu. 1989'a kadar çocuk sesi yankılanan okullar bugün sessiz. Adeta terk edilmişliğin ve çaresizliğin birer simgesi halindeler. 1989 göçü Kırcaali ilinde yaşantıyı olduğu gibi, eğitim sistemini de derinden zedeledi. Emirler köyünde 1989'a kadar 300 çocuk eğitim görüyordu. Ancak şimdi gördüğümüz gibi okul binası bir viraneye döndü. Sayısı az olan çocuklar ise, komşu köylere ve kasabalara okula gidiyor. Buradaki okul ise, eski günlerin hatıralarını saklıyor. Ömrümün yarısından fazlası öğretmenlikte geçti. Şimdi emekli öğretmenim. Çocukları görünce eski günlerim aklıma gelmekte. Yıkılmış köy okulunu oyun alanına çeviren çocuklar artık geleceğe umutla bakmak istiyor. Rodoplar dağı da sinesindeki acı hatırlarla Türklerin kader ortağı olmaya devam ediyor. Hasretlik, gurbetlik, milletimizin canına tak dedi. Onun için de ben, şu canım, garip milletime adanan bu şiiri yazdım:
Yıllardır yüzün gülmedi benim canım,
garip milletim ayrılık da sana, hasretlik de sana,
gurbetlik de sana, yetmezmiş gibi,
dede yadigârı bu topraklardan kovulmak da sana.
Neyin yoktu ki, hepsini aldılar.
Adını, dilini, dinini, alamadıkları -
bir gözyaşımız ve unutulmaz Belene'miz!
Geride kalan köylerde de büyük göçün izlerini görmek mümkün. Zira Bulgaristan'da yaşanan dram her hanede tüm çıplaklığıyla halen duruyor. Rodoplar köyleri de, 1989 olaylarının tanıkları. Yıkılmaya, yok olmaya yüz tutmuş, sahiplerini bekleyen pencereler adeta göçün sessiz tanıkları oldu. Bir zamanlar okul, kültür evi, işletmeler ve büyük tarım kooperatifinin bulunduğu Adaköy'de bugün nüfus yok denecek kadar az. Zira ekonomik zorluklar geri dönüşün önündeki en büyük engellerden biri olarak halen duruyor.