Resmiye Mümün'den Kemikler yöresine ait iki efsane
Çingene Kızı Efsanesi
Boyacıköy'ün (Bagra) güneybatısında yer alan Kazlar (Kayabaşı) Tepesi'nin doğu yamacında bulunan İnkaya çevresinin bir Çingene kızının ruhu tarafından sahiplendiği iddia edilmektedir. Bununla ilgili yürekleri sızlatan bir efsane anlatılmaktadır. Rivayete göre, bu olay, geçen yüzyılın 80'li yıllarında yaşanmıştır.
Kırcaali şehrinin Çingene Mahallesi'nde / Çamsırtı Mahallesi (Borovets) 12-13 yaşlarında, çok uzun siyah saçlı, güzel bir Çingene kızı yaşarmış.
Başviran (Yavorovo) köyü yöresinden bir delikanlıyla birbirlerini sevmişler. Bir gün Çingene kızının annesi düğüne gitmiş ve kız evde yalnız kalmış. Aynı gün bir arkadaşıyla birlikte gelen yavuklusu, evlenmek üzere kızı evden çıkarmış.
Durbalıköy (Tsarevets) köyünden geçerek Göllü ( Dolna Blenika ) köyüne varmışlar. Bu küçük köyde akşamın olması için biraz vakit geçirmişler, saati filan sormuşlar.
Akşam olunca, delikanlının arkadaşı Çingene kızına göz koyup arkadaşına: “Ya onu ya beni seçersin!”, diyerek açıkça kötü niyetini belli etmiş.
Kızın yavuklusu ise yavaş biri olduğundan, kendisinde güç bulup yavuklusuna sahip çıkamamış.
Çingene kızına Kazlar Tepesi'ni Gullâ Tepesi (Maslar Tepesi) diye tanıtarak oraya götürmüşler. İki arkadaş burada kıza tecavüz etmişler.
Gece yarısı saat 23-24 sularında, kızın memesini keserek, çok büyük eziyet ederek öldürmüşler.
Çingene kızı can verirken çok acı çekmiş, bağırmış, inlemiş, sızlamış; fakat hiçbir yerden kendisine yardım eli uzatılmamış. Katiller, kızın biçimsizleştirilmiş cansız bedenini kuytu bir yere gizlemişler.
Ertesi gün, Kayabaşı (Skalna Glava) köyünden bir çoban, kızın cesedini bulmuş ve Kayabaşılılar onu kızını arayan annesine teslim etmişler.
İşte, bugün de hâlâ her gece yarısı Çingene kızının kanının akıtıldığı yerde, can çekişirken çıkardığı inleme seslerini duymak mümkündür. Ayrıca ruhunun beden şeklinde bazı kimselere göründüğü rivayet edilmektedir...
Deli Kadir'i İşleten Adam
Kırcaali ilçesine bağlı Tilkiler (Lisitsite) köyünde ün salan Deli Kadir, Kırcaali'den Delço ve İvanyo'yu da yanına alıp Boyacıköy'e (Bagra) gelmişler. Onlar, Şaban adında birinin Kırcaali'den birisine olan para borcunu almak için köye uğramışlar.
Misafirler köy odasına alınınca, Şaban'ın kardeşi olan Ferad ile görüşmüşler ve kendisinden ağabeyini çağırmasını istemişler.
Aynı anda yağmur yağarmış. Şaban, odanın kapısı karşısından çetecilere: “Ne var? Ne oldu? Ne istiyorsunuz? Benimle ne derdiniz var?” diye bağırmış.
Deli Kadir ve adamları: “İçeri gel de öyle söyleyeceğiz!” diye seslenmişler. Şaban, elinde mavzeriyle: “Ben yağmurun altında ıslanırken siz içerdesiniz, ama ne istediğinizi söylemezseniz, asla içeri girmeyeceğim!” diye diklenmiş. Adamlar, böylece Şaban'dan hiçbir para alamayacaklarını anlayınca köyden uzaklaşmışlar...
Birkaç gün sonra, geceleyin saat bir sularında eve baskın yapıp Şaban'ı öldürmek istemişler. Adamları kapıda yine Ferad karşılamış. Deli Kadir ve adamları, Ferad'dan yine ağabeyi Şaban'ı çağırmasını isteyip, eğer dışarı çıkmazsa, bu defa kendisini öldüreceklerini söyleyerek tehdit etmişler.
Daha sonra bir silah sesi duyulmuş. Ferad, korkusundan titreyerek, evin bir köşesine gizlenmiş. Anne ve babaları ağlamaya başlamışlar ve: “Vay, bizim oğul gidiyor!” diye inliyorlarmış.
Silah sesleri dinince adamlar ortadan kaybolmuşlar ve Şaban ortaya çıkmış. Bu defa Ferad'a: “Ne oldu? Neden bu kadar korktunuz?” diye sormuş. Ferad: “Silah sesi duyduk. Hepimiz ölebilirdik”, diye cevap vermiş. Şaban ise: “Bubam oğul (babamoğlu), silah eden bendim. İnsanlar da gittiler”, diye açıklamış...
Efsaneleri kaleme alan: Resmiye Mümün
Not: Bu efsanede adı geçen Bozoğulları sülâlesinden Ferad, müellifin dedesi, Şaban ise dedesinin kardeşidir.
Efsaneler, Resmiye Mümün'ün “Kostino Köyü ( Kemikler ) ve Yöresinin Toponimisi“ adlı toponimik araştırma kitabında yer almaktadır.