Benim tablolarıma değinecek olursak, evet, karşınıza kadın portreleri çıkacaktır, kadın ve onun üstlenmiş olduğu yaşamındaki rol biçimleri. Resimlerimde sadece figürü, kadını ve onun gözlerindeki ruh halinin bakışlarında yoğunlaşan duyguların içten ve dışa yansıması değildir sadece, bu ifadelselliğin ardındaki büyük çabam, kendime seçtiğim konu üzerinden,matematiksel kompozisyon, renk harmonisi, figürde stilizasyon ve teknik çatışmasını ustaca kullanarak, sadelik ve uyum içerisinde onlara birbirlerini kabullettirerek, eserimi oluşturmak. İşte bu ağır sancı içerisinde oluşan tabloya sanat eseri denilmekte.
PAYLAŞ
RESİM DÜNYAMDAKİ BEN
*Resim, hayatımda vazgeçilmez bir unsurdur
* Ruhumun derinliklerinden gelen karşı koyulmaz içsel bir dürtüdür
*Ben bu süreci bir ibadet ve meditasyon olarak da adlandırabilirim
* Yaradan'ın büyük özenle ve üstün özelliklerle yarattığı en üstün varlık kadındır
Resim, hayatımda vazgeçilmez bir unsurdur. Ruhumun derinliklerinden gelen karşı koyulmaz içsel bir dürtüdür. Bu sadece bana değil, tüm gerçek sanatçılar için geçerlidir. İşte bu duygudur, kişiyi zaman içinde biçimlendirip sanatçı yapan. Sanatçı ise bu olguyu sinesinde besleyip bir sosyal sorumluluk haline getirir. Kimse mecbur etmez, ancak o özel hayatından bile feda ederek(sosyal yaşam, aile), özenle bu eyleme kendini adamıştır. Benim için iş saati kavramı yoktur, cumartesi ve pazar günü bilmeden, gece gündüz demeden, atölyeme kapanıp, sadece kendim ile baş başa kalarak, çalışmaktadır. Daha doğrusu üretmek, yaratmaktadır...
Ben bu süreci bir ibadet ve meditasyon olarak da adlandırabilirim, ruhumun terbiyesidir bu aynı zamanda. Bir kitap yazarının veya bir ressamın sergisinin ardında görünmez uzun bir zaman, belki aylar, yıllar vardır. İşte bu emeğe benim saygım sonsuzdur.
Kanımca, kadın, Yaradan'ın büyük özenle ve bir çok üstün özelliklerle yarattığı en üstün varlıktır. Geçmişten günümüze, her zaman ilham kaynağı ve yaşamın vazgeçilmez bir olgusudur. Hem dinlerde ve hem çağdaş medeniyetler kültüründe özel bir yere sahiptir. Dünyanın bir çok kentlerine ismi verilmiştir; Paris, Sofia, Smirna. Ben artık güzide şehir Kastamonu'da yaşıyorum, ne ilginçtir ki, bir rivayete göre, Kastamonu da adını Moni isimli bir kadından almıştır. Bu sebeple, genellikle çalışmakta olduğum kadın portrelerini son sergide Moni ile özleştirmiş bulunmaktayım...
Benim tablolarıma değinecek olursak, evet, karşınıza kadın portreleri çıkacaktır, kadın ve onun üstlenmiş olduğu yaşamındaki rol biçimleri. Resimlerimde sadece figürü, kadını ve onun gözlerindeki ruh halinin bakışlarında yoğunlaşan duyguların içten ve dışa yansıması değildir sadece, bu ifadelselliğin ardındaki büyük çabam, kendime seçtiğim konu üzerinden,matematiksel kompozisyon, renk harmonisi, figürde stilizasyon ve teknik çatışmasını ustaca kullanarak, sadelik ve uyum içerisinde onlara birbirlerini kabullettirerek, eserimi oluşturmak. İşte bu ağır sancı içerisinde oluşan tabloya sanat eseri denilmekte.