Prof. Dr. Emin Balkan: Bulgar asıllı birisini HÖH başkanı olarak onaylamıyoruz

* Bulgaristan'da Türkçemiz için, dinimiz için koşarken, bizden olan kardeşlerimizin Bulgarca konuşmayı bir şeref gibi algıladıklarına tanık oluyoruz. * Bizim karşımıza Bulgar asıllı bir siyasi lider çıkarılmak isteniyor.

Geleneksel hale getirilen, Balgöç ailesinin aralık ayı "Pazar Buluşması'nda", derneğin Genel Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan, kamuoyuna anlamlı ve dikkat çekici mesajlar vermeyi ihmal etmedi.

İşte Prof. Dr. Emin Balkan'ın uzun konuşmasından bazı satır başları:

"Bugün, başta devrim şehidimiz Kubilay olmak üzere, bu hafta Kuzey Irak'ta şehit düşen askerlerimiz ve Bulgaristan'da 39 yıl önce şehit edilen Türkan Bebek ve diğer şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılında, büyük mutluluk ve keyif yaşıyoruz. Bu Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarının çoğunluğu bizler gibi Balkanlı idi.

Acılar da tattık, vatan kaybettik; ama Anadolu coğrafyasına sahip çıktık. Cumhuriyeti kuranlar, bu vatanı bize emanet etti. Tarih boyunca, Cumhuriyetimizin ne kadar büyük sıkıntılar yaşadığını gördük. Dış güçlerin geçmiş yıllarda, ülkemiz üzerinde oynadığı oyunları, bugün de görmekte ve yaşamaktayız. Maalesef, bu gün askerlerimizi şehit edenler de o yıllardakiler gibi aynı kişiler.

Bir başka özelliğimiz de Balkanlar'daki kardeşlerimizin ötekileştirilmesidir. Bizi vuranlar ve vurduranlar orada da var.

Bulgaristan'da geçmişte yaşanan acı olaylarda yitirdiğimiz şehitlerimiz için anma haftasındayız. Her yıl 25, 26 ve 27 Aralık'ta anma günleri düzenleniyor.

İnsanlarımız, Bulgaristan'da 1984 yılında isimlerimizi ve kültürümüzü yok sayan bir yönetime karşı "Hayır!" dedikleri için bir kısmı öldürüldü, bir kısmı işkence gördü, sürgün edildi ve hapislere atıldı.

Onları anmak da bizim görevimiz. Bu insanlar ne için şehit oldular? Bu insanlarımız ne için zorluklara göğüs gerdiler, acılar yaşadılar?

Maalesef, son yıllarda 26 Aralık, şehitlerimizi anma günü gibi değil de kutlama gibi gerçekleşiyor. Bu kutlama törenlerine gittiğimiz zaman, Bulgaristan'da Türkçemiz için, dinimiz için koşarken, bizden olan kardeşlerimizin Bulgarca konuşmayı bir şeref gibi algıladıklarına tanık oluyoruz. Bu tür etkinliklerde dinleyenlerin çoğunun ana dili Türkçe olmasına rağmen Türkçe konuşulmuyor...

Ana dilimizde konuşmaktan kaçınmamamız lazım. Bulgaristan'ın resmi dili belli; ama sonuçta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine imza atmış bir ülke. Kişilerin özlük haklarını, yani ana dilini de muhafaza etmeyi, destek vermeyi taahhüt etmiş bir ülke.

Tamam, siyasi propaganda yaparken Bulgarca konuşulacak. Onu bile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu sene yanlış buldu. Yanlış olduğunu teyit etti. İnşallah, en kısa zamanda düzelecek diye düşünüyorum. Bulgaristan'daki kardeşlerimizin de birazcık kendine gelmesi gerekiyor.

Şu günlerde bizlere başka bir sıkıntı daha yaşatılıyor. Bizim karşımıza Bulgar asıllı bir siyasi lider çıkarılmak isteniyor. Bizim bir çok kardeşlerimiz de bunu kabul etmeye başlamışlar...

Bulgaristan'daki Türk varlığını biz yüzyıllardan beri sahiplendik, sahiplenmeye de devam ederken öğreniyoruz ki, bizlere liderlik yapanlar artık Bulgaristan Türklerine Bulgaristan Müslümanları diyeceklermiş.

Bulgar devletinin yıllardan beri ısrarla söylediği de o zaten, 1989 yılı öncesi politikalarını yeniden sahiplenmeye kalkan kardeşlerimiz var.

Bunu hiç bir zaman kabul edemiyoruz, etmeyeceğiz de, etmememiz de lazım.

Bu, Balgöç'ün misyonuna uymayan bir hadisedir.

Bulgaristan Türkleri vardır ve şu anda ülkenin yüzde 15'ini oluşturmaktadırlar. Ana dilleri de Türkçedir.

Şimdiye kadar Türklük adına oradaki siyasi partiye destek verdik, vermeye de devam edeceğiz; ama yanlış bir mesaj da verilmiş olursa, Bulgaristan'daki Türkleri başka bir lider bulur ve başka bir yola çıkabilir. Bunu da buradan herkese duyurmaktayız..."

Bakmadan Geçme