Ülke genelinde, birçok yerde olduğu gibi, Bursa'da da CHP ve İYİ parti ittifak yapma kararı aldı. İki parti açısından bakıldığında, özellikle AK Parti - MHP ittifakı kararından sonra, başka da bir seçenek kalmamıştı ki, onlar açısından doğru bir yaklaşımdır.
Ülke genelinde, birçok yerde olduğu gibi, Bursa'da da CHP ve İYİ parti ittifak yapma kararı aldı. İki parti açısından bakıldığında, özellikle AK Parti - MHP ittifakı kararından sonra, başka da bir seçenek kalmamıştı ki, onlar açısından doğru bir yaklaşımdır.
Büyük şehirde mümkün olan en güçlü aday üzerinde ve zaten CHP'nin elinde olan ilçelerde CHP destekleneceği konusunda anlaşmaya varılmış ve doğal olarak diğer iki merkez ilçe için tercih hakkı İYİ partiye bırakılmasından daha doğal da bir şey olamazdı.İYİ partinin tercihi, önce Büyük Şehir için düşünüldüğü, ancak ittifak olunca merkez ilçelerden birinden aday gösterilme durumu ortaya çıkan göçmen camiasının güçlü isimlerinden Bal-Göç eski başkanı Emin Balkan olmuştur.
İYİ parti ve Emin Başkan'ın da muazzam seçmen potansiyelinden dolayı, tercihleri doğal olarak Osmangazi olmuştur. Genel seçimlerde Yıldırım'da Yüksel Özkan'ın yaptığı hataları yapmadıkları takdirde, doğru bir seçim stratejisi ile orada başarılı olmamaları için bir sebep de yok.
Ancak gelin görün ki, oradaki CHP ilçe teşkilatı tam bir akıl tutulması içinde, kendi adayını çıkarma ısrarını sürdürmekte.
Yav, arkadaş ! Sen neyine güvenip de, kendi adayını çıkarmakta ısrar ediyorsun? Senin etin ne? Butun ne?
Her şeyini toplasan, brüt %25 ancak ediyorsun. Üstelik iktidar partisi,Osmangazi'de, seni her zaman neredeyse ikiye katlamış ve zaten %50'nin üzerinde oy aldığı bir ortamda sen hangi akla hizmet, kendi adayında diretmeye kalkışıyorsun?
Yani seçim kazanabilecek oya sahip olmadığından, orada iddialı olabilmen için parti adayı dışında oy getirecek potansiyeli olan güçlü bir adaya ihtiyacın var demek...
Söylediklerimize örnek olarak, önceki dönem CHP adayı ve şu an Milletvekili olan Erkan Aydın'ı gösterebiliriz. Yerelde o güne kadar Osmangazi'de CHP'ye en fazla oy kazandıranlardan biridir. Niye? CHP teşkilatının içinden geldiğinden değil her halde, çünkü STK kökenli olduğundan arkasında temsil ettiği önemli bir kitle vardı. Ancak Erkan Aydın'ın arkasındaki bu kitle, CHP'ye katma değer kattı ama diğer yandan iktidarı mağlüp etmek için de yetersizdir. Yani CHP sıkıştığı bu %25'lik bandı kırması için mutlaka teşkilat içinden değil, dışarıdan potansiyeli olan bir aday bulmalı ve İYİ parti ile yaptıkları ittifak ortamında, bu profile uyan en etkili adaylardan birini bulmuşken, CHP'nin tutumu tam bir cinnet durumudur.
Ancak bunların niyetinin "Üzüm yemek değil, bağcı dövmek" olduğunu geçen haftaki yazımızda yazmıştık. Uzatmaya gerek yok. Doğruları konuşmak lazım. Mevcut konjoktürde, muhalefetin Osmangazi için bulabileceği en uygun aday, açık ara Emin Balkan'dır.
CHP VE İYİ PARTİ ARASINDAKİ İTTİFAKIN BOZULMASINI EN FAZLA İSTEYENLERİN BAŞINDA NEDEN MUSTAFA BOZBEY GELMEKTE?
Bir konuda daha, siyasetçisinden, medyasına kadar, herkesten önce biz bahsedelim. Osmangazi konusunda CHP cephesi kendi adayında diretmekte. Ama bu konuda en çok ısrar edenlerin başında Mustafa Bozbey gelmekte. Neden?
Çünkü onun hesabı başka. Ne diyor Bozbey: Osmangazi, İYİ partiye verilirse, onun Büyükşehirdeki adaylığı zafiyete uğrayacakmış. Alakası yok. En ufak bir zafiyet söz konusu olmayacaktır. Burada amaç, Osmangazi, İYİ partiye verilmeyerek ittifakın bozulmasına sebep olmak. Amacı mı?
Bu ittifak bozulduğunda, AK Parti - MHP ittifakı sayesinde Nilüfer 'in tehlikede olduğu algısını yaratarak, kendisinin başından beri istediği gibi tekrar Nilüfer'den aday gösterilmesi.
Çünkü CHP, İYİ parti ile ittifak bozulunca, Büyükşehiri alalım derken, Nilüfer'i de kaybederiz telaşına kapılarak, orada seçime güçlü aday ile girme kanaati oluşacak. Bu aday da, tabi ki, Bozbey olacak. Zaten başından beri Bozbey, Emin Balkan'ın İYİ partiden Büyükşehir adayı gösterilmesi için özel gayret sarf etmişti. Amacı Emin Balkan'ın aday gösterilmesini gerekçe göstererek, Büyükşehir adaylığını ret etmesi olacaktı.
Ama ittifak kararı alınınca bu hesap yatmıştı. Şimdi Osmangazi'nin CHP 'de kalmasında diretmesinin arkasında bu ittifakın bozulup, Emin Balkan'ın başından beri istediği gibi İYİ partinin Büyükşehir adayı olarak gösterilip, bu durumda kendisinin Büyükşehir adayı olmasının anlamı kalmadığını anlatmak. Bunun ötesinde yukarıda da bahsettiğimiz gibi, Nilüfer'de ittifak olmadan seçime girmek, CHP açısından risk teşkil edeceğinden, orada seçime güçlü bir aday ile girmek isteyeceklerdir ve Bozbey'i yine oraya çekeceklerdir. Aslında Nilüfer'de CHP'nin adayı ittifak olmasa da rahat kazanacaktır.
Çünkü burada birçok defa yazdığımız gibi tabandaki seçmen, kendi aralarında AK Parti adayına karşı doğal ittifak oluşturacaktır.Bozbey'in Osmangazi'de CHP ısrarı bundan.
Ama bize göre kendine göre haklı da. Büyükşehirde, ittifak olsa da olmasa da, kaybedeceğini ve yok olacağını kendisi de çok iyi biliyor.
EMİN BALKAN MI, ERKAN AYDIN MI?
CHP kanadı, kendi adayını çıkarmakta diretirken, Osmangazi'de çıkarmak istedikleri en güçlü isimlerden biri olarak Milletvekili Erkan Aydın'ın ismi telaffuz edilmekte. Peki Osmangazi'de kim daha başarılı olur ? Balkan mı? Aydın mı?
Osmangazi'nin demografik yapısına göre, göçmen kitlesinin yoğunluğundan dolayı, Emin Balkan, Erkan Aydın'dan misli misli daha potansiyelli aday olacağı aşikardır. (Ancak bu arada bir not düşmek gerekirse, bu potansiyeli çekmek ancak Yüksel Özkan'ın Yıldırım'da yaptığı hataları yapmazsa mümkün olabilir. Y.Özkan'ın nasıl hatalar yaptığını aşağıda anlatacağız.) Ki üstelik muhalefet kanadı olarak, Emin Balkan nezdinde, mümkün olabilecek en etkili adayların başında gelen birini bulmuşken ve aday olmayı kabul etmişken, baş tacı edilmesi gerekirken, ilçe teşkilatı kalkmış illa da kendi adayımızı çıkaracağız diye terane okuyup duruyor. Ya bu nasıl bir akıl tutulmasıdır, bu nasıl bir cinnet durumudur ki, kaybedeceği yüzde bir trilyon belli olan, kendi adayını çıkarmakta diretiyorlar. Üstelik önceki seçimlerde Erkan Aydın'ı denemiş sin ve oradan alınan oy seçimi kazanmak için, iktidarı bırakın zorlamayı, yaklaşamamış sın bile.
Aynı şeyleri deneyerek farklı sonuçlar beklemek aptallıktır, demiş Einstein. Üstelik iktidar partisi tek başına, ki bu defa MHP de destek verecek, zaten %50'nin üzerinde oy aldığı bir yerde bu konuda diretmek gerçekten ciddi zeka sıkıntısına delalettir. Yani orada başarılı olunmak isteniyorsa, iktidar partisinden oy koparabilecek potansiyele sahip bir aday çıkarılması gerekiyor. Osmangazi'nin, Bursa genelinde olduğu gibi, demografik yapısına bakıldığında böyle bir potansiyel sahip biri, ancak göçmen camiasından oy alabilecek kişi olabilir. Mevcut tabloda o kişi de bellidir.
CHP'NİN YILLARCA YERİNDE SAYMASINA SEBEP OLAN BU ZİHNİYETTİR
Böyle sığ, dar kalıplı, vizyonu olmayan zihniyet ile ana muhalefet partisi daha çok yerinde saymaya devam eder. Oysa bu partinin içinde bizzat tanıdığımız çok değerli insanların olduğu da ayrı bir gerçek. Kastettiğimiz, hem genelde, hem yerelde bu günkü mevcut yönetim anlayışıdır.
CHP'nin içindeki bu anlayış aynı hatayı az daha Ankara'da yapacaktı. Kendi içinden kaybetmesi kesin olan aday çıkarma ısrarı vardı. Bu konuda neyse ki Kılıçdaroğlu ısrarcı oldu da Mansur Yavaş nezdinde doğru adayı çıkarmış oldular. Bakıldığı zaman aslında bu güne kadar belki de Kılıçdaroğlu'nun bu kararı verdiği tek doğru karardır. Zira, Ankara, mevcut adayların arasında ancak Mansur Yavaş ile kazanabilir ki biz de bu konuda, Ankara ancak Mansur Yavaş ile kazanılabilir diye tam bir yıldan beri zaman zaman yazdık.
Ama buna şaşırmamak lazım. CHP zihniyeti dedikleri şey bu olsa gerek. CHP'li arkadaşlar, ki aralarında gerçekten büyük saygı duyduğum kişiler de var, kusura bakmasınlar ama durum bu. CHP camiası illa, kendi aralarından aday çıkarmak için her seçim döneminde temayül yapılması gerektiği konusunda yaygara koparıp duruyor. CHP teşkilatları kendi açılarından tabi ki haklı. Sonuçta oralarda yıllarca siyaset yapmış ve belli mevkilere gelmek için gayet tabi ki talepte bulunma arzusu olacak. Ama senin oy oranın belli.
Yıllarca burada çakılı kalmışsın ve partinin başındaki kişinin kapasitesine ve yönetim anlayışına da bakılınca o seviyelerden çıkmak için en ufak bir umut yokken, her tarafın temayül olsa ne olacak, olmasa ne olacak. Teşkilat içinden kimler aday gösterilirse gösterilsin, alacağınız oy belli.
Oysa iktidar olmak isteniyorsa, çok daha fazlasına ihtiyaç var.
Bu da ancak zihniyet değişikliği ile mümkün olabilecek bir durumdur. Ama bu ancak orta ve uzun vadede elde edilebilecek bir şeydir. Kısa vadede başarılı olman için senin karşı taraftan oy potansiyeli yüksek adaylar çıkarman lazım.
Bu konularda daha 2015 seçimleri öncesinde birçok yazı yazmıştık. Yani CHP sıkıştığı bandı kırmak için dışarıdan oy potansiyeli yüksek kişiler aday göstermeli diye. Hakkaniyet açısından, kendi içinizde ön seçim de yaparsınız temayül de ama ön seçimden kim çıkarsa çıksın alacağın oy aynı kalacaktır. Bundan dolayı dışarıdan da potansiyeli yüksek kişiler alınmalı. Tabi teşkilat da gözardı edilecek değil.
Bundan dolayı muhalefet için en uygun yöntem "Fermuar" yöntemi olur. Bir teşkilat, bir dışarıdan potansiyeli yüksek aday.Bu genel seçimler için tercih edilebilecek bir yöntem ama yerel seçimlerde, parti oylarının düşük olan bölgelerde, kendi oylarını aşmak istiyorlarsa dışarıdan , tabi ki onların siyasi görüşünü benimsemiş, potansiyeli yüksek aday çıkarmak zorundalar.
Son genel seçimlerde bu yönde Yüksel Özkan adaylığı ile doğru bir hamle yapıldı. Özkan, beklenen katkıyı yapamadı o ayrı ama bunun bazı sebepleri vardı. Seçim stratejisini iyi oluşturamadı, ki bu konuda onu uyarmıştık. Yani seçim çalışmalarını tamamen göçmen camiasına yönelik yapmalıydı.
Çünkü CHP onu zaten CHP'ye oy verecek kişilerden oy getirmek için aday göstermedi. CHP adayı olarak değil, camianın adayı olarak çalışmalıydı. Oysa o gitti hep zaten CHP'ye oy verecek ortamlarda gereksiz vakit kaybetti.
Aynı hatayı Emin Balkan da yaparsa, yani camianın adayı gibi değil de, klasik parti adayı gibi bir seçim kampanyası yürütürse ciddi hayal kırıklığı yaşayacağı kesin. Yüksel Özkan'ın bekleneni verememesinin başka bir sebebi daha vardı.
CHP YILDIRIM, YÜKSEL ÖZKAN'A DESTEK OLDU MU?
Geçen hafta yazmıştık: Bırakın destek olmayı, tam tersi adeta sabote etmişler. Birileri bu konuda anlaşılan alınganlık göstermiş.Neyin alınganlığını gösteriyorsun ya? Bunu söyleyen biz değiliz. Bunu söyleyen bizzat teşkilatın içindeki kişiler. Bir de acaba dernekler, Yüksel Özkan'a destek çıkmış mı? Derneklerin ne kadar destek verdiğini en başta Yüksel Özkan ve bilenler çok iyi bilir. Bunun ötesinde asıl derneklerin desteği ile Yıldırım teşkilatının sabotajı telafi edildi. Yoksa ortaya muhtemelen rezil kepaze bir sonuç çıkacaktı. Ki kim bilir, belki de CHP ikinci vekil bile çıkaramayabilirdi 2. bölgeden.
CHP'li arkadaşlar alınganlık göstermeyecek. Onlar da çok iyi biliyor neyin ne olduğunu. Burada birkaç facebook faresi çıkmış ahkam kesiyor. Bunlar ortalıkta görünmez ama klavye başında her türlü soytarılığı yapar.
Bundan dolayı yerel seçimlerde, Osmangazi teşkilatı da Emin Balkan'ı aday gösterip, alınganlık yaparak sabote etmeye kalkışırlarsa, Genel Merkez'in kimsenin gözünün yaşına bakmadan bunların kellesini alması lazım.
Demokrasi , demokrasi tamam da ama her şeyin de bir sınırı olmalı dimi? Her şeyden önce disiplin ve kurallar olmalı. Disiplin olmayan yerde başarı da olmaz.
Diğer yandan konrtolsüz demokrasi anarşi demektir. Ama bunları da biz öğretecek değiliz. Muhalefet bu sorunlarını, kendi tespit edip, çözsün.