NEYMİŞ BU ÇALGA, BE AGA???

Ne mi olacak? Küresel veya kendi kültürümüzün bir parçası asla değildir. Bakmayın siz, kökeni 'çalgı' olduğuna, aslında belli bazı sebeplerden dolayı, yabanlaşmaya ve yozlaşmaya yüz tutmuş Balkanlar'ın kültürsüzleşme yolundaki son etno 'müzik çalgasıdır.' O da Roman ve Bulgar etnoslarına aittir, bizimle bir alakası bulunmamakta. Bizim toplumumuzun bir kısmı ise çeşitli sebeplerden dolayı, bu 'kültüre' hayranlık duymaktadır. Bunu belirtmek yararlı olacaktır diye düşünüyoruz... Tamamen deforme olmuş, öz kültür kaynakçalarında soyutlanmış bir toplumun tükeniş sendromuyla karşı karşıyayız. Eğlence endüstrisinin, tüketicileri sürekli aldattığı ve sömürdüğü bir dünyada, tüketim açısından 'çalga kültürü' zehirli 'fast food' tüketimine de benzetilebilir...

NEYMİŞ BU ÇALGA, BE AGA???
Ne mi olacak? Küresel veya kendi kültürümüzün bir parçası asla değildir. Bakmayın siz, kökeni "çalgı" olduğuna, aslında belli bazı sebeplerden dolayı, yabanlaşmaya ve yozlaşmaya yüz tutmuş Balkanlar'ın kültürsüzleşme yolundaki son etno "müzik çalgasıdır." O da Roman ve Bulgar etnoslarına aittir, bizimle bir alakası bulunmamakta. Bizim toplumumuzun bir kısmı ise çeşitli sebeplerden dolayı, bu "kültüre" hayranlık duymaktadır. Bunu belirtmek yararlı olacaktır diye düşünüyoruz... Tamamen deforme olmuş, öz kültür kaynakçalarında soyutlanmış bir toplumun tükeniş sendromuyla karşı karşıyayız. Eğlence endüstrisinin, tüketicileri sürekli aldattığı ve sömürdüğü bir dünyada, tüketim açısından "çalga kültürü" zehirli "fast food" tüketimine de benzetilebilir... Gerçek bir sanat ve kültür, uygarlığın gelişimine büyük katkı sağlar. Müziğin gelişimi ile eş değerdir, çünkü müzik insanı duygusal yönden geliştirdiği için onu daima iyiye, doğruya, güzele ve çalışmaya iten büyük bir gücü vardır. Bahsettiğimiz "çalga müzik" ise bütün kültürel değer ve kazanımlarımızı yok saymakta. Sadece otuz yıl öncesi bizim kültürümüzde bunun ne adı, ne de izi vardı. Bir düşünün, Türkiye'de doğmuş ve yetişmiş çocuklarımız bile artık çoluk sahibi oldular ama onlara nereden bulaştı bu "çalga hayranlığı?" "Arabada beş evde onbeş" tarzı bir müziğin neresinin zerre kadar bir kültür değeri olabilir? Bu baş belası bizim aramıza sosyal medya, kınalarımız, düğünlerimiz, göçmen derneklerinin etkinlikleri vasıtasıyla sokuldu, adeta resmen dayatıldı. Şimdilik, bu salgının önüne geçmek için bir uğraş ve caba göstermiyoruz... Eğitim görmüş, belli kültür seviyesine ulaşmış olanlar tarafından asla sevilmeyen, beğenilmeyen ve tercih edilmeyen, bu tiksindirici müzik imitasyon ve hibridine, neden bunca rağbet var? Ayrıca bu şekilde, bizler, kendi öz Türk kültürümüzü benimsemek yerine, ondan uzaklaşıp, yabancı ve gitgide Romanlaşan bir toplumun çamurunda boğulacak insanlar mıyız? Ekran veya sahne görüntülerindeki olgun vücutlu, yarı çıplak silikonlu sarışınlar, genelde havuz başında, yada deniz kıyısında kalça sallarken, bizim genç kuşaklarımız bu müziğin ritminde, kendilerinden adeta geçiyorlar, tükettikleri alkohol miktarı da sınırları aşınca, sıra yerlerde yuvarlanma ve tepinme seanslarına geliyor. Yazık olmuyor mu, bu gençlerimize? Bazı önde gelen belediyelerimiz ve derneklerimiz, salt bir siyasi rant uğruna, sadece bizlere şirin görünebilmek pahasına, tarlamıza yozlaşmış bir kültürün tohumlarını, kendi elleriyle ekmeye devam ediyorlar. Bizler de buna göz yummaya devam etmekteyiz... Mümin TOPÇU

Bakmadan Geçme