MANGAL YÜREKLİLER VE 'SÜS BİTKİLERİ' ARASINDAKİ ÇEKİŞMEYE RAMAK KALA
* Bulgaristan'daki Türklerin sancılı agonisi devam etmekte.
* Genç kuşaklarımız artık bu hasta adam rolünden
usandılar. Daha doğrusu aldatılmaya ve hor görülmeye bıktılar.
* Siyaset meraklısı gençlerimizin saflarında belirgin bir hareketlenme ve dalgalanma göze çarpmakta.
* Ama bizler gerçekten beceremedik, şeytana taptık, bir kere şeytana inandık. Hala da şeytanın esiri olmaya devam ediyoruz.
* Herkes gönlünde yatanı açıkçası belirtmek istiyor. Liderler masasında bir tek yararlı olacak, yaratıcı ruhlu ve mangal yürekli olanları görmek istiyoruz.
PAYLAŞ
MANGAL YÜREKLİLER VE "SÜS BİTKİLERİ"
ARASINDAKİ ÇEKİŞMEYE RAMAK KALA
* Bulgaristan'daki Türklerin sancılı agonisi devam etmekte.
* Genç kuşaklarımız artık bu hasta adam rolünden
usandılar. Daha doğrusu aldatılmaya ve hor görülmeye bıktılar.
* Siyaset meraklısı gençlerimizin saflarında belirgin bir hareketlenme ve dalgalanma göze çarpmakta.
* Ama bizler gerçekten beceremedik, şeytana taptık, bir kere şeytana inandık. Hala da şeytanın esiri olmaya devam ediyoruz.
* Herkes gönlünde yatanı açıkçası belirtmek istiyor. Liderler masasında bir tek yararlı olacak, yaratıcı ruhlu ve mangal yürekli olanları görmek istiyoruz.
Sınırın iki tarafından bana ulaşan son haberlere bakılırsa, siyaset meraklısı gençlerimizin saflarında belirgin bir hareketlenme ve dalgalanma göze çarpmakta. Evet, böyle gençlerimiz de mevcut. Bunlar yeni nesil gençlerimiz, her ne kadar bu neslin temsilcilerini toplumsal gelişmelerden uzak tutsak ta, onlara güvenmesek de, dışlasak da, bu saatten sonra geleceğimizin istikbal ve saadet inşası onların elinde olacaktır. Bugün asıl onlar bizlere güvenmiyor ve gücümüzden şüphe duyuyorlar, çünkü kendilerine pek parlak sayılacak bir yaşam şartları sunamadık, vaatlerimiz genelde hep laylomlom çıktı.
Bulgaristan'daki Türklerin sancılı agonisi devam etmekte. Agoni kelimesi Yunanca bir kelimedir ve can çekişme anlamını taşır. Ayrıca hastanelerde bulunan bir odanın adıdır; agoni odası. Genelde ameliyattan çıkarılan ve canhıraş çığlıkları atan hastaları topluca acı çeksinler diye oraya yerleştirirler...
Biraz uçuk ve abartılı bir kıyaslama oldu ama bunun gerçeklik payı büyük. Aslında hasta olan Bulgaristan devletidir ve bizler de mecburen bu büyük agoni odasının hastalarıyız. Genç kuşaklarımız ise artık bu hasta adam rolünden usandılar. Daha doğrusu aldatılmaya ve hor görülmeye bıktılar...
Ne "güzel" bir kuyruklu yalan uydurmuştuk onlara. "- İşte artık bizim de bir Türk partimiz var ve sizlere çok parlak bir gelecek sunacaktır..." Çocuklarımızı aynı bu yalanla yetiştirdik, artık onların saçları bile kırardı ve kendileri çoluk çocuk sahibi oldular. Ama bizler gerçekten beceremedik, şeytana taptık, bir kere şeytana inandık. Hala da şeytanın esiri olmaya devam ediyoruz...
Bir sürü Türk particikleri türedi, hepsini görevi göz bağlamaktı, taktik icabı toplumsal uyanışımızı ve dirilişimizi erteleyip, uzatmaktı.En son şeytanın yuvasından kopan bir bölük insana çok güvenmiştik. İşte dedik budur, artık arzuladığımız ve özlediğimiz temiz siyaset yolundan yürüyüp,ilerleyebileceğiz. Ama ayağımızın altına fırlatılan bir takım çakıl taşları bizim süratımıza engel oldular, yokuşa sürdüler...
Yine bahaneler üretmeye devam ediyoruz. Gelecek cumartesi günü Filibe'de bir Türk partimizin toplantısı olacakmış. Rutin bir yönetici toplantısı bu. Ama bir çok insan, hele gençlerimiz şimdiden bu toplantının sonuçlarına odaklanmış. Toplantı yönetim kurulu üyelerine ait ama sıradan sempatizanlar da katılmak peşindeler. Bu toplantıdan büyük beklentiler var. Hatta başka partilerin üyeleri bile orada olmak istiyorlar...
Belli ki, siyasi anlayışımızda ve beklentilerimizde artık yeni bir dönemece giriyoruz. Herkes gönlünde yatanı açıkçası belirtmek istiyor. Liderler masasında bir tek yararlı olacak, yaratıcı ruhlu ve mangal yürekli olanları görmek istiyoruz. Bizim artık ağzından bir söz bile alamadığımız "süs bitkilerine" asla ihtiyacımız bulunmuyor. Birilerinin Sofya'da güçlü iş bağlantıları varmış, diğerinin Ankara'da becerikli tanıdıkları bulunuyormuş. A be kardeşim, senin kendi kumaşın bozuksa ve yetersiz bir kişiliğe sahipsen, çeşitli bağlantıların olsa ne yazar.
Lafın kısası, mangal yürekliler ve "süs bitkileri" arasındaki çekişmeye ramak kala, bizim adam gibi siyaset yapabilecek adamlara ihtiyacımız var...