MAKEDONYA'YA İNGİLİZ ÇENGELİ
Makedonya isim değişikliği öncesinde İngiltere Başbakanı Theresa May, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'un ev sahipliğinde düzenlenen AB-Batı Balkanlar Zirvesi'nde katılmak için çıktığı Balkan turunda, 25 yıl sonra Makedonya'yı ziyaret eden ilk İngiltere Başbakanı oldu. Theresa May, Makedonya Başbakanı Zoran Zaev ile görüşmesinde 'Desteğimize güvenebilirsiniz. Ülkeniz, Avrupa'nın ayrılmaz bir parçasıdır. Yunanistan ile olan isim sorununda sizleri destekliyoruz.' demişti.
MAKEDONYA'YA İNGİLİZ ÇENGELİ
Balkanlar etnik milliyetçilik üzerinden kaosa taşınıyor. Bu işin mimarı yeni ortaya çıktı. Gerçi her küresel güç bu ateşe odun atıyor ama şimdiye kadar İngilizlerden pek söz edilmiiyordu. Ortaya bir çıktılar pir çıktılar. Birinci Dünya Savaşı öncesinde Slav milliyetçiliği üzerinden bu gerçekleştirildi. 1820'lerde Pan-Cermenizm'den etkilenen Panislavizmin çıkışı, Kırım Savaşı'nın ardından daha belirgin hale gelen Avrupa karşıtlığına bir tepkiydi. Bu nedenle Panslavizm, 1870'lerde Avrupa kamuoyunda “Rusya'nın öncülüğünde bütün Slavların birleşmesi” olarak algılandı. Ancak İngiliz siyaseti, Panslavizmi kendi emperyalist çıkarları doğrultusunda kullanmayı başardı ve Pan-Slavizm'i Avusturya Macaristan İmparatorluğuna karşı kullandığı gibi Osmanlı İmparatorluğunun baş belası yapmayı da becerdi. Slav milliyetçiliği Balkanlar'ı parçalamak için, Rusların ve İngilizlerin maliyeti düşük bir operasyon aracı oldu. Balkan uluslarının birbirlerine düşmesiyle Balkanlar'da en uzun süreli siyasal birlikteliği kuran Osmanlı İmparatorluğu bölgeden tasfiye edildi.
Makedonya isim değişikliği öncesinde; İngiltere Başbakanı Theresa May, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'un ev sahipliğinde düzenlenen AB-Batı Balkanlar Zirvesi'nde katılmak için çıktığı Balkan turunda, 25 yıl sonra Makedonya'yı ziyaret eden ilk İngiltere Başbakanı oldu. Theresa May, Makedonya Başbakanı Zoran Zaev ile görüşmesinde “Desteğimize güvenebilirsiniz. Ülkeniz, Avrupa'nın ayrılmaz bir parçasıdır. Yunanistan ile olan isim sorununda sizleri destekliyoruz.” demişti.
Bu May ile Makedon yetkililer ile arasındaki ilk görüşme değil. 27 Şubat 2018'de İngiltere Başbakanı Theresa May Batı Balkan Liderlerine yönelik düzenlediği kabul törenine Makedonya Başbakanı Zoran Zaev ve Başbakan yardımcısı Buyar Osmani de katılmıştı. Başbakan Zaev ve Osmani, kabul töreninin ardından İngiltere Başbakanı Theresa May ve Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile bir araya gelmiş, görüşmede Makedonya hükümetinin reform çalışmaları, komşularıyla ilişkileri ve bölgesel işbirliği konuları masaya yatırılmıştı. May, Johnson, Zaev ve Osmaninin gerçekleştirdikleri görüşme sonrasında İngiltere'nin Makedonya'ya AB ve NATO yolunda tam destek verdiklerini açıklanmıştı.
Theresa May'in gündeme getirdiği, Makedonya'nın bağımsızlığını ilan ettiği 1991 yılından beri güney komşusu Yunanistan ile devam eden isim sorunu, Avrupa Birliği (AB) ve NATO'ya üye olamaması, ülkenin gelecek perspektifinde büyük sorun teşkil ediyordu.Yunanistan ise hem Balkanlar'da genişlemeyi ve etkisini arttırmayı hedefleyen AB ve NATO'dan gelen baskılar sebebiyle hem de yıllardır çözüme kavuşmayan sorunu ortadan kaldırarak bölgedeki ilişkilerini geliştirme amacını hep güncelledi. Yıllardır devam edegelen bu sorunun çözümüne yönelik birçok isim teklifi iki ülke arasında müzakere edilmişti. Bu isimlerden bazıları Makedonya bazıları da Yunanistan tarafından reddedilmişti. Yukarı Makedonya, Yeni Makedonya, Kuzey Makedonya, Slavo-Makedonya ve Makedonya (Üsküp) gibi isimler zamanla müzakere masasına yatırılmış ancak şimdiye kadar hiç bir isim kabul görmemişti. Çünkü Atina yönetimine göre
“Bir Tane Makedonya vardır, O da Yunandır.” Neden böyle düşünüyorlar? Çünkü Yunanistan, Makedonya'yı Helen geçmişe sahip bir devlet olarak görüyorda ondan. Yunanlılar işte bu nedenle olsa gerek Makedonya'yı “Makedonya Cumhuriyeti” ismiyle tanıyan 120'den fazla ülke içinde ABD, Türkiye ve Rusya gibi önemli devletler olmasına rağmen uluslararası kuruluşlarda bu isimle kabul edilmesini bir türlü içlerine sindiremediler.
Theresa May ve Zoran Zaev görüşmesi meyvesini verdi! Zoran Zaev; birkaç gün önce Yunanlı yetkilerle müzakerede ülkenin yeni adı konusunda mutabık kaldıklarını, ülkesinin yeni isminin “İlinden Makedonya Cumhuriyeti” olduğunu açıkladı. Bu isimlendirme Türkiye'nin hiçte hoşuna gitmeyecek? İlinden neresi biliyor musunuz? İç Makedon İhtilal Örgütünün Osmanlı'ya karşı ayaklanma başlattığı yer. 2 Ağustos 1903'te Osmanlı Devleti'ne karşı başlatılan ayaklanma sonucu Makedon isyancılar, Manastır yakınlıklarında dağlık bir bölgede bulunan Kruşevo kasabasında “Kruşevo Cumhuriyeti”ni ilan etmişti. Osmanlı askerinin bölgeye gitmesi ile İlinden İsyanı bastırılmış, “Kruşevo Cumhuriyeti”nin ömrü ise sadece 10 gün sürmüştü. Ayaklanmaya adını veren “İlinden” Makedon Ortodoks Azizi İlya'dan geliyor.İkinci Dünya Savaşı'nda 1944'te bugün Sırbistan sınırları içerisinde kalan Prohor Pçinski Manastırında ASNOM'un ilk oturumu yapılmıştı. Bu oturumda bugünkü Makedon devletinin temelleri atılmıştı.İlinden isyanı ve ASNOM'un ilk oturumunun yıl dönümü her yıl Makedonya'da bayram olarak kutlanıyor. Gördünüz mü? Nereden nereye?
Ama Yunan hükümetiyle müşterek belirlenen bu yeni isme sıcak bakmayacak olan Makedonlar da var. Bunlar diyor ki; “Bağımsızlığımızın 27. yılında, isim babamız Yunanlar olacak ve sonsuza dek kullanacağımz bu isimle bizi vaftiz edecekler. Kendi devletimizi nasıl adlandıracağımıza da onlar karar verecek. … Bu yaşananlar, devletin korkakça bir teslimi ve bir ulusun sonsuza kadar utanması için bir sebep değilse nedir, sevgili Makedonlar? Ancak tüm bu meselenin en utandırıcı ve ahlaksız yanı, yeni adımızı [bir referandum yoluyla] kabul etmemiz; böylelikle yarın yeri geldiğinde, bu adı kendimizin seçmiş ve referandumla da teyit etmemizdir.
Kafkassam direktörü Doç. Dr. Hasan Oktay, geçtiğimiz yıl bölgeyle ilgili değerlendirmesinde; “Almanya'nın adım adım Balkanlar'ı AB maskesi adı altında kontrol etmeye çalışması hatta Türkiye ile eski Yugoslavya projesi arasına Yunanistan gerilimin devreye sokarak Türkiyeyi bölgeden uzaklaştırmaya çalışması ters etki yapabileceği gibi Türkiye'nin bu gelişmeleri yakından takip etmesi gerekir. Böylesi bir durumda ilerde yeni projelerin ortaya çıkması ihtimalini yeni imkanlar yeni fırsatlar hatta yeni gerginlikleri de içinde barındırmaktadır..” değerlendirmesinde bulunmuştu. Gelişmelere bakınca haklı olduğu anlaşılıyor.
Ömür ÇELİKDÖNMEZ,
Ankara