KIRKLARERİ ÜNİVERSİTESİNDE 'BALKANLAR'DA TÜRKLER VE TÜRK KÜLTÜRÜ'KONUŞULDU
'Balkanlarda Türkler ve Türk Kültürü' konulu panel, 7 Aralık tarihinde Kayalı Kampüsü II. Merkezi Derslikler Binası Hasan ZAN Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü'nün kuruluşunun 5. yılı dolayısıyla düzenlenen panel, saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
KIRKLARERİ ÜNİVERSİTESİNDE "BALKANLAR'DA TÜRKLER VE TÜRK KÜLTÜRÜ"KONUŞULDU
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet GÜNŞEN, Üniversitemizde düzenlenen panelde; “Biz, 1912 yılında en az Türkistan kadar en az Anadolu kadar bizim olan bir ata yurdunu, vatanımızı kaybettik” dedi.
Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü tarafından organize edilen "Balkanlarda Türkler ve Türk Kültürü" konulu panel, 7 Aralık tarihinde Kayalı Kampüsü II. Merkezi Derslikler Binası Hasan ZAN Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü'nün kuruluşunun 5. yılı dolayısıyla düzenlenen panel, saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
Panelin açılışında bir konuşma yapan ÇTLE bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul KARAKUŞ, günümüz verilerine göre Balkanlarda 3 bin 500 yıllık bir Türk tarihinin, bin yıllık da Türkistan tarihinin mevcudiyetini bilimsel olarak söylenebildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: “Balanlar; İskitler, Hunlar, Avarlar, Peçenekler ve Kıpçaklar'ın rüyasıydı ve bu rüya 10. Yüzyıldan itibaren İslami bir forma büründü. Hoca Ahmet Yesevi'nin nefesiyle Gümülcine'de 1165 mezar taşlı Karamehmet'in rüyası oldu. Sarı Saltuk ve öğrencilerinin rüyası oldu Balkanlar. Ardından Orhan Gazi'nin, Süleyman Gazi'nin rüyası oldu. Karesi Beyliği'nden Gazi Evrenos Beyin rüyası oldu. Hacı İlbey'in rüyası oldu. Hızır Bey'in rüyası oldu Balkanlar. Tabi ki kalbini Kosova'da bırakan Sultan Murat Hüdavendigar'ın rüyası oldu. Kalbini Zigetvar'da bırakan Kanuni Sultan Süleyman'ın rüyası oldu. Kalbini Bosna'da bırakan Fatih'in rüyası oldu Balkanlar. Bu rüya yüzyıllarca sürdü ve 19. yüzyıldan sonra gözyaşına dönüştü. İşkodra'yı terk etmemek için canını feda eden, mezarı bile bulunmayan Hasan Rıza Paşa'nın gözyaşı oldu. Şükrü Paşa'nın gözyaşı oldu. Balkanlar hepimizin gözyaşı oldu. Şimdiye kadar Balkanlara gidip, oraları görüp içi yanmayan bir tek kişi bile tanımadım.”
Yrd. Doç. Dr. KARAKUŞUN konuşmasının akabinde aslen Batı Trakya Türklerinden, Kırklarelili Şair Alaattin İKİCAN, “Seni Yaşarken” adlı şiirini seslendirdi.
Panelin ilk konuşmacısı aynı zamanda panelin oturum başkanı Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet GÜNŞEN, Balkanların Anadolu ve Türkistan kadar Türkoloji'nin konusu ve Türk yurdu olduğunu ifade ederek Türk kültür ve medeniyetinin coğrafyası olduğuna dair önemli açıklamalarda bulundu. “Balkanlar Türk yurdudur. Biz 1912 yılında en az Türkistan kadar en az Anadolu kadar bizim olan bir ata yurdunu, vatanımızı kaybettik” diyen GÜNŞEN; “Balkanların adı Türkçedir. Balkan coğrafyasına Güney Doğu Avrupa diyenlere itibar etmeyiniz. Amaçları vardır. Bu, Balkan adını unutturmak adına yapılan sinsice bir davranıştır. Balkan adı Türkçedir. Bulgarca, Macarca, Rumence, Sırpça, Türkçe, Arnavutça ve Yunanca dillerinin fonetiği içerisinde aynı şekilde telaffuz edilmektedir” diye konuştu.
Panelin ikinci konuşmacısı Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Cüneyt NURESKİ: “Makedonya'da Osmanlı Dönemi Türk Edebiyatı”, panelin üçüncü konuşmacısı Yazar Mehmet TÜRKER: “Bulgaristan Türk Edebiyatında Zirvede Bir İsim: Ömer Osman Erendoruk”, panelin dördüncü konuşmacısı Üniversitemiz Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Bülent Hünerli: “Gagauz Türkleri” ve son konuşmacı Pınarhisar MYO. Öğretim Görevlisi Dr. Ahmet ALTAY: “Bulgaristan Kütüphanelerinde Türk Kültür Mirası” konulu sunumlarını dinleyicilerle paylaştılar.