Kaybedilen 300 bin seçmen geri dönmüyor

* 11Temmuz seçimleri onlar açısından adeta 'tamam mı devam mı' yarışına dönüşmüştü. * Sonuç yine değişmedi, yani kaybedilen 300 000 üzerindeki seçmen geri dönmediği gibi daha da ciddi oy kayıpları yaşandı.* Ülkemizdeki sandıklara bakıldığında neredeyse her yerde ırkçı partisi Ataka'ya veya benzeri aşırı milliyetçi Bulgar  partilerine oy çıktığını da gördük. * Neden hiç bir olumlu veya olumsuz satır yazmadık?

Bu seçimlerde DPS siyasi tarihinin en kapsamlı seçim çalışmasını yürüttü. Gayet, tabi ki, bunun sebepleri vardı. ,

Son yıllarda DPS'den kopan Türk asıllı seçmen kitlesi partiye geri dönmüyordu. Kopan kitle, daha önce partiye destek verenlerin 2/3 gibi bir yüzdeyi işaret ediyordu. Bu durum soydaşlarımızı temsil etme iddiası ile kurulan bir parti açısından büyük sorun demekti.

DPS, o yüzden daha 4 Nisan seçimlerine özel önem vermişti. Tüm enstrümanlarını sahaya sürmüş ve bu durumu düzeltmeye çalışmıştı, ancak tüm gayretlere rağmen kaybettikleri seçmeni geri kazanamamışlardı. Bundan dolayı tekrarlanan 11Temmuz seçimleri onlar açısından adeta "tamam mı devam mı" yarışına dönüşmüştü. İşte bundan dolayı, siyasi tarihlerinin en kapsamlı ve büyük bütçeli seçimleri oldu bu son seçimler. Ama sonuç yine değişmedi, yani kaybedilen 300 000 üzerindeki seçmen geri dönmediği gibi daha da ciddi oy kayıpları yaşandı.

4 Nisan seçimlerinden sonra aslında bu durum belli olmuştu ama DPS, birlik ve beraberliği kendi çatımız altında tekrar tesis edebilir miyiz diye son bir gayret içine girmişti.

Bundan dolayı can havliyle her yerden destek almak için çalıştılar. STK'ları, siyasileri, bazı kurumları devreye sokma gayretlerinde bulundular. Bunun dışında bir çok Türkiyeli ünlü sanatçı Bulgaristan'a davet edildi. Ancak bu kadar mobilizasyona rağmen, bütün gayretlerin hiç bir etkisi olmadığı çok net olarak belli oldu sonuçta.

Mevcut ve hantal yapısıyla, DPS'nin soydaşımızın çatı kuruluşu ve birlik adresi olamayacağı artık tartışmaya yer bırakmayacak şekilde belli oldu.

Bu hakikati son yıllarda ısrarla ve bir çok defa karar verici mekanizmalara anlatmıştık. Büyük bir anti DPS kitlesi ortaya çıktığını, ki bu kitle soydaşımızın çok büyük bir kısmını kapsadığını, bunlar hiç bir koşulda geriye dönüş yapmayacaklarını, hatta şunu da özellikle belirtmiştik, tepki için gerekirse aşırı milliyetçi Bulgar partilere oy vereceklerini ama DPS'ye dönmeyeceklerini özellikle vurgulamıştık....

Nitekim, ülkemizdeki sandıklara bakıldığında neredeyse her yerde ırkçı partisi Ataka'ya veya benzeri aşırı milliyetçi Bulgar partilerine oy çıktığını da gördük. İşte bunlar bahsettiğimiz tepki oylarıdır...

11 Temmuz tarihinde tekrarlanan Bulgaristan Parlamento seçimlerinde küçük nüanslar dışında ülkenin siyasi yelpazesi açısından 4 Nisan tablosu yeniden tekrarlandı.

Yani denklem değişmedi. Ama bazı partiler açısından sonuç tam bir fiyasko oldu. Bu partilerden birisi de DPS'dir, çünkü çıkardığı milletvekili sıralamasında üçüncülükten artık beşince pozisyona geriledi.

Yazılarımızı takip edenler seçimlere son iki hafta kala, ne kendi gazetemizde ne de sosyal medyada hiç bir şekilde siyasi yorumlar yapmadığımızı fark etmiş olacaklar ki, bu konuda gazetemizin ekibine bayağı sorular yönettiler. Bunu yapmamamız için, tabi ki, belli sebepler vardı: Parti içinde, üst yönetimin anlayışına katılmayan ama şu veya bu sebeple orada bulunmak durumunda olan, bu partiye mecburen destek vermek durumunda kalan ve saygı duyduğumuz şahıslar bulunmakta. Sonuçta ileride konjöktür değiştiğinde yine bu arkadaşlarımızla beraber soydaşlarımız için beraber mücadele vereceğiz.

Asıl büyük seçmen kitlesine karşı beslediğimiz saygı ve sevgiden dolayı hiç bir olumlu veya olumsuz satır yazmadık, böylece herkes özgür iradesini kullanmış oldu. Böylece seçimleri kesin bizim manipule etmediğimiz ortaya çıkmış oldu.Yazmadık ki, tablo bir yerde daha net görülsün.

DSP bir ara 600 000 oy oranına ulaşmıştı. Son yıllarda bu sayının yarısı ortadan kayboldu. Yani 300 000 kişi bir daha geri dönmemek üzere oradan ayrıldı. Geri kalan 300 000 kişinin de neredeyse yarısı soydaşlarımızdan oluşmuyor. Yani daha önce DPS'ye destek verenlerin 2/3 artık bu partiden uzaklaştıkları anlamına geliyor bu durum.

Bu gerçekler ortadayken, DPS nasıl soydaşlarımızı temsil eden bir parti oluyor? Bunu anlamak ve izah etmek mümkün değil.

Bu partinin lider kadrosunun derhal değiştirilmesini istemeyip de bazı cılız ve yetersiz destek girişimlerinde bulunan ilgili kurumlara, siyasilere ve STK temsilcilerine neyin peşinde koştuklarını sormak gerekiyor. Bu desteği verenler oturup, bu tür yaklaşımlarını ivedilikle gözden geçirip ortaya çıkan konjöktüre göre yeni politikalar geliştirmek zorundalar...

Op.Dr. Gürçay CEM

Bakmadan Geçme