KAN KUSUYORUZ AMA KIZILCIK SUYU İÇİYORUZ DEMEKTEYİZ... ( -1. )
* Bulgaristan'ın iliklerine kadar sızmış, adeta devletle bütünleşmiş bu çeteyle bizim halkımızın ne gibi bir organik bağı vardı? * Yıl olmuş 2019. Bizler ise hala Çinli Mao Zedong ve Arnavut Enver Hoca'nın devrinin birer esiri muamelesi görmekteyiz. * Kan kusmaya devam ederken, kızılcık suyu içiyoruz demenin ne anlamı var?
Komünist rejim yıkıldı diye sevinirken, baş ucumuzda beyaz güvercinler uçurmuştuk, hayali yeşil zeytin dalları sallamıştık. Meğer, o güvercinler masonların sembolü kartal, zeytin dalları da akasya yeşili çıktı.
Basbayağı güvercin uçurduk, zeytin dalından taçlar yaptık diye biz kendimize kandırmaya devam edelim duralım...
Rusların ileriye dönük stratejisi sayesinde, fena bir şekilde "işlenmiş" olduk, yani epeyce bir zamandır resmen aldatılıyoruz.
Büyük balıkları tutmakta kullanılan küçük balık biçiminde ucu iğneli kurşun parçasına ne dendiğini herkes bilmeyebilir. Zokadır bunu adı. Buradan da "Zokayı yutunca aklı başına geldi!" deyimi ortaya çıkmış.
Bizler de bir nevi balık misali aldatıldık, mağdur olduk ve zarara uğradık.
Ya bütün bunlardan akıllandık mı dersiniz?
Bütün bu olup bitenlerden ders çıkardık mı?
Hayır!
Bir gram vicdanı bile olmayanlar, hala bizleri Rus ayısının kucağına itelemekte.
Aslında beyaz Rus ayıları Sibirya'da yaşamakta. Benim dem vurduklarım ise Vitoşa dağının eteklerindeki yoz ayılardır. Tasmalarında takma adları var; Mityü Gestapoto, Şişman Dilyan ve Mason Ahmet.
Neden ki, yıllar boyu bu dağdan inmiş ayı dayıların kucağına yatmamız gerekiyordu?
Yıl olmuş 2019. Bizler ise hala Çinli Mao Zedong ve Arnavut Enver Hoca'nın devrinin birer esiri muamelesi görmekteyiz.
Şimdi bana söyleyin, Bulgaristan'ın iliklerine kadar sızmış, adeta devletle bütünleşmiş bu çeteyle bizim halkımızın ne gibi bir organik bağı vardı?
Bunların her belediyede en az 500 kadrolaşmış azılı militanı bulunmakta. Biz bunlarla mı bütünleşip sarmaş dolaş olacağız?
Sanmayın ki, bunlara bizlere hemen koltuklarını devredecekler.
Bizden çaldıkları milyonları bize bağışlayacaklar.
Gestapoto ve diğer general arkadaşları apoletlerini söküp atacaklar.
Şişman Dilyan, bütün lavkalarını (bakkal) bizlere devredecek. Mason Ahmet, saraylarını terk edecek ve Cebel'in Ustra sırtlarında bir derme çatma kulübede yaşamaya başlayacak.
Ayrıca, Türkiye'deki milyonlarca göçmen kardeşimizi birleştirmeye muvaffak olamayanlar, şimdi Gestapo'nun adamlarıyla flört etmeye kalkışmışlar.
Kan kusmaya devam ederken, kızılcık suyu içiyoruz demenin hiç bir anlamı yoktur...
Mümin TOPÇU