Yaşanan geçiş döneminden sonra, artık kimin ne olduğu daha iyi anlaşıldığına göre, yerel teşkilatların başına daha donanımlı ve bundan öte daha sadık kişiler getirilmeli.
PAYLAŞ
GENEL BAŞKANLIKTAN LİDERLİĞE...
Parti, platform ve sivil toplum kuruluşu gibi örgütlerin başına seçilenler Genel Başkan sıfatını kazanır.
Görevi de başına geçtiği örgütün var olmasını ve büyümesini sevk, idare etmektir.
Genel Başkanı bu göreve getiren delege veya üyelerdir.
Ama bu tür örgütlerin başında bir de lider vasıflarını taşıyanlar vardır.
Burada Genel Başkan ile lideri ayırmak lazım.
Her lider Genel Başkan olabilir.
Ama Her Genel Başkan lider olamaz.
Baş olmak ayrıdır, lider olmak apayrı.
Liderin arkasında sadece ona destek veren delege veya herhangi bir örgütün üyeleri yoktur.
Arkasında ön planda tuttuğu, onlar için mücadele ettiği, binlerce on binlerce bireyin ortak iradesi vardır.
Lideri lider yapan bu vasfıdır.
Yani lideri lider yapan halkın bizzat kendisidir.
Genelde lider kişi herhangi bir örgütün başına seçilen değil, halkın teveccühü ile kendi oluşturduğu örgütün kurucu Genel Başkanı olur.
DOST, soydaşımızın büyük teveccühü ile kurulan bir partidir.
Daha ilk kuruluş günlerinde inanılmaz bir ilgi ve beklentilerle karşılandı.
Her ne kadar tescil konusunda bazı sıkıntılar yaşansa da, DOST artık Bulgaristan siyasi yelpazesindeki yerini almıştır.
Ama yeni kurulan birçok örgüt gibi bu parti bocalama dönemini atlattı.
Ancak bu bocalama dönemleri aslında bu tür örgütlerin daha sağlam temeller üzerine oturması için onların lehine olan gelişmelerdir.
Bu süre içerisinde kimlerin ne olduğu, kimlerin gerçekten katkı sağlamak için orada olduğunu, kimler kendi şahsi çıkarları için oraları basamak olarak kullanmak istediği, her şeyden öte neyin nasıl yapılmaması gerektiği net olarak ortaya çıkar.
Bu bocalama döneminden, yeni kurulan bu partinin kurucu Genel Başkanı da nasibini almıştır.
O da partinin kuruluş heyecanını devam ettirmesi konusunda bazı sıkıntılar yaşamıştır ama bu yazının amacı bunun sebeplerine girmek değildir.
Burada önemli olan bundan sonra nelerin yapılması gerektiğidir.
Ve bugün baktığımız zaman görüyoruz ki, son dönemde partinin Genel Başkanı, peş peşe son derece yapıcı ve olumlu adımlar atarak, daha başından beri yapması gerekenleri yaptığını görmek, takdir edilecek bir durumdur.
Teşkilatları gezerek, halkımızla buluşarak, onların sorunlarını dinleyerek ve dertleriyle dertlenerek, yapılması gerekenleri yapmakta.
Tabi hala yapılması gerekenler var ama bunlar süreç içinde düzelir.
Bu gezilerine ülkemizdeki soydaş topluluklarını da eklemeli, onlarla da istişare ederek, ortak stratejiler belirlenmeli.
Eksikler olsa da, Genel Başkanlıktan, soydaşımızın beklediği ve arzuladığı doğrultuda, bu örgütün Liderliğine doğru ve emin adımlarla yürümektedir.
Biz de arkadaşlarımızla beraber, bu yürüyüşünü destekliyor ve tebrik ediyoruz!
Liderlerin kalitesini anlamanın en kısa yolu, etrafındaki insanlara bakmak olduğunu yazmıştık.
Bu konuda da Genel Başkan bazı eksiklikleri tamamlamalı.
Yaşanan geçiş döneminden sonra, artık kimin ne olduğu daha iyi anlaşıldığına göre, yerel teşkilatların başına daha donanımlı ve bundan öte daha sadık kişiler getirilmeli.
Yapması gerekenler olduğu muhakkak ama burada önemli olan bu yola çıkmış olmasıdır.
Kervan yolda düzelir.
Yeni kurulan partinin Genel Başkanı halkın lideri olma yolunda ilerlemektedir.
Önemli olan da budur.
Zira örgütleri asıl başarıya getiren Genel Başkanlar değil, liderlerdir...