EFREM MOLLOV YİNE SAHNEYE ÇIKTI
Karanlık perdenin arkasındaki tanıdık suflör, görünmeyen bir yerden, sahneye ittikleri Efrem Mollov'a hangi hususlara vurgu yapacağını özenle ikaz etmekte. Smolyan'daki, ona karşı açılan dava, bu mektubundan sonra, acaba tamamen düşecek mi? Norveç'teki derin dondurucudan çıkartılıp, ülkesine rahatlıkla dönebilecek mi? Hep merak konusu bunlar.
EFREM MOLLOV YİNE SAHNEYE ÇIKTI
Pomakları sevip, sayarız. Balkanlar'da ve Türkiye'de onlarla beraber ve kardeşçe yaşamaktayız.
Beraber secdeye durmaktayız. Benim de bir sürü Pomak arkadaşım bulunmakta.
Bugünlerde bana Pomak asıllı Efrem Mollov'un, Lütvi Mestan'a yazdığı bir açık mektup ulaştı.
Bunu sanal ortamda herkes bulup okuyabilir.
Mektubun en ilginç yanı, bunun tamamının kendisinin yazmamasıdır.
Karanlık perdenin arkasındaki tanıdık suflör, görünmeyen bir yerden, sahneye ittikleri Efrem Mollov'a hangi hususlara vurgu yapacağını özenle ikaz etmekte.
Smolyan'daki, ona karşı açılan dava, bu mektubundan sonra, acaba tamamen düşecek mi?
Norveç'teki derin dondurucudan çıkartılıp, ülkesine rahatlıkla dönebilecek mi? Hep merak konusu bunlar.
Türkiye Cumhuriyeti'ni, güya Pomaklar kurmuş da, bizim hiç haberimiz olmamış. O esnada Pomak kardeşlerimizden, hala iade etmediğimiz, tam 300 000 altını borç olarak almışız.
Bunların faizi ne kadar olacak, bize son raconu herhalde Peevski kesecek...
Ne Bulgaristan'da, ne de bütün Balkanlar'da herhangi bir Türk azınlığı yaşamıyormuş.
Hatta Ahmet Davutoğlu bile, bu tezi eserlerinde belirtmekten çok korkmuş. Aynı yazarın, Sofya'da düzenlenen kitap tanıtımına katılanlar ise dosdoğru millet ve vatan haini olarak gösteriliyor. Nerede bu Başsavcı Sotir?
Pomaklar, her yerde çok güçlüymüş, ko güçlü olsunlar! Onların uzun elleri, Ahmet Davutoğlu'nu başbakanlıktan indirmiş ve siyasi kariyerine bile son verilmiş.
Armut ağacından çoban sopasını Lütvi Mestan'a karşı kin ve öfkeyle sallarken ( Biz, Türkler, kızılcık ağacı sopası kullanırız), kendisinin bir Türk olmadığını izah etmekte.
Hatta, Bulgaristan'da, kimsenin anadili Türkçe değilmiş. Efrem Mollov ve suflörleri, bizde Türk yaşamıyor demeye getiriyorlar.
Bay Toşo da aynısını diyordu ama çok şaşkın ve mazlum olarak hatırlıyoruz son yıllarını.
Bir de Türkiye'deki akil Pomaklar, o kadar güçlüymüş ki,
Bulgaristan'daki açılan imza kampanyasına Anavatanımız bize destek vermeyecekmiş. Kahine bak sen...
Bir de "Zaman bul, helallik iste, elimi öp ve ben senin hakkını helal edeceğim" diye Pomakça seslenmekte "büyük düşünür" Efrem Mollov. ( Найди време, потроси халал, полюби рока и йе ша ти сторя халал!)
Sayın Lütvi Mestan, bu boş heyezancıya sadece gülüp geçecektir.
***
Bazı okuyucularım hatırlayacaktır, benim Efrem Mollov ile ilgili eski tarihli başka bir yazım bulunmakta. Tekrar onu ilginize sunuyorum.
POMAK "İSTİHBARATÇISI" EFREM MOLLOV'UN HEZEYANLARI...
Efrem Mollov'un adı, son yıllarda duyuldu, kendisi Avrupa Pomak Enstitüsü, Bulgaristan şube başkanıymış.
İstanbul'da bir dernek etkinliğinde tanıdım kendisini. Bayağı ılımlı görüşleri vardı ve iyi izlenimler bırakmıştı bende, hatta bir de kitabını hediye etmişti.Pomak tarihiyle ilgiliydi, ama daha ziyade belge ve tarih kaynakçası yerine, hayal mahsulleri fışkırıyordu bu “eserden”.
İki yıla yakındır, kendisinden fazla bir bilgim olmadı ama son zamanlarda sosyal paylaşım sitelerinde birdenbire pek aktifleşti ve genelde katı bir Türkiye karşıtlığı sergilemeye yeltenmekte. Artık, görüşleri pek tasvip edilecek cinsten değil, kullandığı saldırgan üslubun yanı sıra, gerçeklerle bağdaşmayan iftiralar ve yalanlar sıralamakta. Olayları ve şahısları manipüle ederek, acaba kimlere yaranmak istemekte.
Avrupa Pomak Enstitüsü, Pomaklar tarafından kurulmadı, finansörü de kimlerin olduğu bilinmekte. Bu sözde enstitüt, Bulgaristan'da pek revaçta değil ve en azından Pomakların ilgisini çekmiyor. Efrem Mollov da Pomakların gönüllü liderliğine soyunmasına rağmen, şimdilik arkasında duranların sayısı iki elin parmağından fazla değildir...Bütün bunlara rağmen, Efrem Mollov'un ağzından Türkiye veya Türkiye'deki Pomaklar asla düşmemekte. Halbuki, Türkiye'de ise, kendisinden ne ilgilenen, ne de bileni var...
Bu yazımın maksadı, Efem Mollov'un bazı görüşlerini geniş okuyucu kitleleriyle paylaşmak, çünkü karşımızda ne yapacağını bilmeyen ve hedeflerini şaşırmış bir şahıs görmekteyim.
Sonuçta, Efrem Mollov, kimin için oynuyor? Türk karşıtlığı kozuyla, asıl Pomak kardeşlerimize büyük zarar vermiyor mu?
İşte Efrem Mollov'un bazı hezeyanları;
“От година и половина не съм ходил в Турция. Преди това направих всичките помашки дружества там и обединих помаците в тази държава. Турция се уплаши и ме обяви за ПЕРСОНА НОНГРАТА. Да им се чудиш на акъла.”
Efrem Mollov, şunu demekte; ”Türkiye'deki Pomak derneklerini ben kurdum ve oradaki Pomakların bütünleşmesini sağladım. Bunun karşısında Türkiye ürktü ve beni “persona non grata” ilan etti”. Aslında, Türkiye'deki bütün Pomak Dernekleri ve Federasyonu, AK Parti hükümetlerinin desteğinle kuruldular.
Kuyruklu yalanın bu kadarı da olmaz yani! Kendi ülkesinde, Pomak derneği kuramayan ve çalıştıramayan bir zat, kalkmış Türkiye'deki Pomak etkinliklerinden bahsetmekte...Efrem Mollov, hiç bir dernek ve federasyon kuruluşunda bulunmadı. Zaten bu örgütleri, kendisi kurmuş olsaydı, Türkiye devleti ona övünç madalyası verirdi. Türkiye'nin azınlıklara karşı tutumunu ise, Efrem Mollov, bu kafayla hiç bir zaman anlayamaz, ya da anlamak istemez... Güya “persona non grata” ilan edilmiş, sanki karşısında bir Muz Cumhuriyeti var ve işini gücünü bırakıp, bizim arıcı Efrem Mollov'u kovalamakta...
“Дори в Османската империя, ние Помаците, не сме позволявали нашите земи да се управляват от османлии. Управлявали сме си ги ние. И сега няма да позволим някой да ни завладява помашките територии.”
Hatta “Osmanlı döneminde bile , Pomaklar kimsenin yönetiminde kalmamış ve istikballerini, kendileri çizmiş”... Ama tarih sayfaları bambaşka gerçekler yazıyor. ”Bizler şimdi de kimsenin Pomak bölgelerini ele geçirmesine izin vermeyeceğiz.” Mollov'a göre, “birileri yeniden Osmanlı İmparatorluğunu inşa etme arzusuna kapılmış.”
“От друга страна се запознай с методите на асимилиране в Турция, приложени над 10 милиона Помаци там. Сменили са им фамилиите, яли са бой да не говорят помашки в къщи и в училище. Разселвали са ги, за да няма компактни помашки анклави.По отношение на кюрдите смятам, че този 50 милионен народ трябва да му се осигури възможност да си направи държава.”
“Türkiye'deki 10 milyondan fazla Pomak asimile ediliyor. Familyaları değiştirilmiş, evde ve okulda Pomakça konuşmamaları için dayak yemişler. Anklavlar oluşturmamaları için sürgün edilmişler. 50 milyonluk Kürt halkının ayrı devlet oluşturması için imkanlar yaratılmalı...”
Gerçekten bu sözde Avrupa Pomak Enstitüsü'nde “çok akıllı” yöneticiler çalışmakta. Bunlar bilimde adeta çağ “atlamışlar.” Demek ki, Türkiye'deki Pomakların sayısı 10 milyon, Kürtlerin ise 50 milyon... Ayrıca, şahsen ben, Türkiye'deki statüsünü ve yaşamı beğenmeyip, Bulgaristan'a geri dönen bir Pomaka rastlamadım...
“В момента населението на Турция е съставено от 18 етноса и най-големите са както следва: кюрди - 25 милиона; алевити - 27 милиона; помаци - 10 милиона; шиити - 3 милиона. А къде са турците от 76 милионна Турция?”
“Bilimsel verilerine” göre, Türkiye'de 18 etnik grup yaşamakta. Kürtler 25 milyonmuş (Acaba, Kürt partisine neden bunca az oy çıkmakta?). Aleviler - 25 milyonmuş.(Belli ki, Mollov, bunları tek tek saymış, ama alevi diye bir etnosun olmadığını, kendisi de çok iyi bilmekte...). Pomaklar 10 miliyon. Şiiler ise 3 milyonmuş. Mollov'a göre, 76 milyonluk Türkiye'de, Türk yaşamıyor. Galiba, Mollov'un ilk önce ülkemizin nüfus sayısını öğrenmesi gerekiyor...
“Махмуд, самият Премиер на Турция Давутоглу е с еврейски произход. Знаеш, че при тях произходът се определя по майчина линия. Ние бяхме първите, които съобщихме на света тази подробност. Нашето помашко разузнаване работи с пълна сила.”
Aferin Mollov, Başbakanımızın “Yahudi kökenli” olduğunu bile “öğrenmişsin”. İlk bunu Avrupa Pomak Enstitüsü bütün Dünya'ya duyurmuş. ”Bizim Pomak istihbaratımız var gücünle çalışmakta!” Vay be, gerçekten korkulur bu Pomak kardeşlerimizden...
“Знаете моето отношение към сегашна Турция. Това е държава от недемократичен тип с апетити за нашите земи и нашия етнос. Това не е държавата създадена от Помака Мустафа Кемал Ататюрк. Държава, имаща желание да възстанови Османската империя чрез военни операции и натиск. Аз и моите верни другари работим това чудовище да бъде спряно, поне на Балканите.”
Büyük Pomak “istihbaratçısı” Mollov'a göre, “Türkiye, Bulgaristan'daki Pomaklara ve onların topraklarına göz dikmiş. Bu demokratik olmayan devletin, Pomak Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu devletle hiç bir bağlantısı yokmuş, askeri operasyon ve baskılarla Osmanlı İmparatorluğu yeniden inşa edilecekmiş.”
Mollov ve dava arkadaşları, bu “yaratığın”, en azından Balkanlar'da durdurulması için mücadele ediyormuşlar... Adeta bir kahin bu Efrem Mollov! Askeri operasyon ve baskılar sonucunda Osmanlı İmparatorluğu'nu yeniden kurulacağını bile biliyor. Bu arada bizim Türk bildiğimiz, Mustafa Kemal Atatürk, bile meğer bir Pomakmış...
Bu ruh hastası Mollov, Türkiye'yi bir “yaratık” olarak görmekte...Herhalde, sadece bundan dolayı iki buçuk milyona yakın Pomak kardeşimiz, daha çok yıllar öncesi Türkiye'yi sevmişler ve vatan edinmişler...
Böylece, Efrem Mollov'u, kendi ağzından biraz tanımış olduk.
Daha fazla yoruma ne gerek?
Mümin TOPÇU