ÇİLEKÇİ KADINLARIMIZ SÖMÜRÜLÜYOR

   'Bir havasız ve pis odada 6 kadın kalıyorduk, odalar ise küçücüktü, sadece birer küçük pencereleri vardı. Bulgaristan'dan gitmiş köle kadınlar, upuzun ve sonsuz bir ovada çilek topluyorduk ama ben bir ay dayanabildim bu kötü yaşam şartlarında. Tam 55 tane esir kadının arasında yaşıyordum. Bütün gün, sıcak naylon altında, belini kıvırmış halde, çilek topluyorduk. Belimizi doğrultmaya bile iznimiz yoktu.

ÇİLEKÇİ KADINLARIMIZ SÖMÜRÜLÜYOR

"Bir havasız ve pis odada 6 kadın kalıyorduk, odalar ise küçücüktü, sadece birer küçük pencereleri vardı. Bulgaristan'dan gitmiş köle kadınlar, upuzun ve sonsuz bir ovada çilek topluyorduk ama ben bir ay dayanabildim bu kötü yaşam şartlarında. Tam 55 tane esir kadının arasında yaşıyordum. Bütün gün, sıcak naylon altında, belini kıvırmış halde, çilek topluyorduk. Belimizi doğrultmaya bile iznimiz yoktu.

Çevremiz pisliklerle doluydu, yemeklerimiz berbat durumda, işveren bizlere acımasız bi şekilde davranmaktaydı. İnsanın bir anda delirmesi hiç işten değildi."

Bunları anlatan, Bulgaristanlı Marçela, kendisi 26 yaşında ve yüksek tahsilli işsiz bir kız. Yakında İspanya gurbetinden dönmüş.

İspanya'ya ekmek parası kazanmak için gitmiş ama yaşadığı hüsrandan sonra geri dönmüş. Orada gördükleri için bir de video çekmiş. Bunun adını da "Cehenneme hoş geldiniz" diye koymuş.

Marçela anlatıyor; "Bir arkadaşımla İspanya'ya sezonluk iş aramaya gittik. Malaga'ya yakın bir köyde, çilek toplama işi bulduk. Bizi köye yerleştirmediler ve çilek ovasının içindeki birkaç köhne ve eski barakaya götürdüler.

Cezaevlerinde olduğu gibi yataklarımız iki katlıydı. Bizim odamıza 4 tane de Rom asıllı kadın verdiler. Diğer olumsuzlukları anlatmaya bile değmez. Sabahları beşte uyandırılıyorduk ve iki saat boyunca ayakta iş dağılımı yapılmasını bekliyorduk. İş koşulları o kadar ağırdı ki, başımızdakiler bize su içmemize ve tuvalete gitmemize bile izin vermiyorlardı. Bunu da bize Bulgarlar yapıyordu..."



Yorumlar 1

Bakmadan Geçme