Cebel olaylarını siyasetçiler değil akademisyenler aydınlatmalılar

Ayşe Hanım, Edirne'ye kadar gelmişken, Cebel'e de buyursaydınız. ( Prof.Dr. Ayşe Kayapınar'dan bahsedilmekte)

Bugün, 19 Mayıs Cebel Bayramı'nı kutladık.

19 Mayıs 1989 yılında, Cebel halkı, beş yıl (1984- 1989) süren suskunluktan sonra, Gorbaçov'in yeni bir açılım ve "halkın sesini duy ve izin ver" ( glastnost ve perestroyka) politikasından yüz bularak, insan hakları ve özgürlükleri aramak için barışçıl bir gösteriye çıkmıştı.

Komünist rejim karşıtı, bu ilk protesto yürüyüşü, derhal kaba kutvetle bastırılmış olsa da, sadece birkaç gün içerisinde bütün ülke çapına yayıldı ve böylece rejimin yıkılmasına kadar gidildi...

Totaliter rejim düştükten sonra, 19 Mayıs tarihi, bu sebepten dolayı Cebel Bayramı olarak ilan edildi.

Şahsen ben, 19 Mayıs 1989 yılındaki ayaklanmayı bütün ayrıntıları ile biliyorum.

Lakin, bu ayrıntıları şimdilerde Cebel'i yönetenler, yakın tarihimizden ilgilenen araştırmacı arademisyen gruplar davet edip, bilimsel sempozyumlar sayesinde aydınlatılmasını arzu etmiyorlar, ya da bu onların işine gelmiyor, ya da kirli hesaplarına uygun görülmüyor...

Geçmiş yıllarda, yerel yönetime, bunu on defa teklif ettim; ama kabul ettiremedim.

Geçmiş yönetimler, en azından bizim gibi siyasi mahkumları, bahsettiğim kutlamalar esnasında protokol kürsüsüne davet ediyordular, her ne kadar söz alıp nutuklarımızdan çekinselerde.

Şimdikiler ise bizleri protokole bile davet etmiyorlar ve çıkarmıyorlar...

Birçoğu yetmiş yaşını aşmış siyasi mahkumlarımız ve Belene gazilerimiz, kalabalığın arasında dimdik ayakta durmaya mecbur bırakılıyorlar.

Ne arayan, ne ilgilenen, ne soranımız oluyor...

Benim iğrenç kişiler olarak tanımladığım mevcut siyasiler, siyasi mahkümlarımızın ve gazilerimizin isimlerini kullanarak, hiç utanmadan kendilerinden kahramanarımız diye söz ediyorlar.

Evet, spor müsabakaları, müzik gösterileri, yeme içmeler, alış verişler, her bayramda olağan şeylerdir. Olacaktır ve olmalıdır.

Lakin, o tarihi günlerin önem ve tarihsel gerçeklerini bir bilimsel şölende ( sempozyumda ), akademisyenlerin dilinde anlatması gerekiyor.

Yine hala hayatta olan gerçek kahramanlarımızı, bizim halkımız, gençlerimiz ve çocuklarımız, yakından görmeli ve onları canlı olarak dinlemeli; çünkü dava adamlarımızın mücadelesini ve eylemini, her kesimin temsilcileri sadece bu şekilde öğrenebilirler.

Sahiden, her 19 Mayıs'ta, bizler neden Cebel'e gidiyoruz?

Benim paylaştığım fikirler ve dillendirdiğim açık teklifim, yaşanan bütün acıların ve trajedinin bir daha tekrar etmeyeceğinin teminatıdır diye düşünmekteyim.

Sayın Prof. Dr. Ayşe Kayapınar, sağ ve hoş olursak, seneye buyurun ve Cebel'de bizim misafirimiz olunuz.

Aslında Balkanlar'da bilim ve kural dışı, antidemokratik iğrenç siyaset örneklerini her yerde görebilmekteyiz.

Beni bağışlayınız, hem uzattım ve hem de, belki de, ilgi alanınıza girmeyen konularla sizleri meşgul ettim.

Ramazan AYYILDIZ

Fotoğraflar: Misyon Gazetesi arşivinden

Bakmadan Geçme