Şairler hep hüzünlü olurmuş, derler. O da hüzünlüydü. Derdi vardı şairin. Türk gençliği için üzülüyordu. 'Nereye gidecek bu yollar?' diye endişeleniyordu.
Ondan çok şey öğrendi gençler ama bir türlü öğrendiğine ikna edemediler kendisini. Hocamız, daha fazla ciddiyet istiyordu. Kırgındı belki. Şairler ve hocalar kırılırmış bazen halkına. Haklıydı belki. Şair olmayanlar anlayamazmış şairleri...
İsmail Çavuşev, ömrünü Türkçe'ye ve Türk gençliğine adamıştı.
PAYLAŞ
ÇAVUŞOĞLU, YOKSA BİZE DARGIN MISIN?
Şairler hep hüzünlü olurmuş, derler. O da hüzünlüydü. Derdi vardı şairin. Türk gençliği için üzülüyordu. “Nereye gidecek bu yollar?” diye endişeleniyordu.
Ondan çok şey öğrendi gençler ama bir türlü öğrendiğine ikna edemediler kendisini. Hocamız, daha fazla ciddiyet istiyordu. Kırgındı belki. Şairler ve hocalar kırılırmış bazen halkına. Haklıydı belki. Şair olmayanlar anlayamazmış şairleri...
İsmail Çavuşev, ömrünü Türkçe'ye ve Türk gençliğine adamıştı.
1940 yılında doğmuştu ve 1965 yılında Sofya Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun olduktan sonra, aynı üniversitede öğretim görevlisi olarak tayin edildi. Sonra siyasette bazı değişiklikler meydana gelmeye başladığında görevden alındı.
Ama halkından vazgeçmedi, ne de davasından. Yıllarca “Filiz”, “Halk Gençliği”, “Yeni Işık”, “Hak ve Özgürlükler”, “Müslümanlar” dergisi ve “Hilal” çocuk dergisi ve gazetelerinde yazılar yazıp, editörlük yaptı, “Gazetecinin Artık Yılı”nı yaşadı. Kitaplar yayınladı. “Totaliter ve Posttotaliter Devrinde Bulgaristan'da Türkçe Basın”, “Bulgaristan Türklerinin Çocuk Şiiri”, “Dilek” ve “Yay Burcu” kitaplarından sadece bazıları.
Kalbe dokunan bir uslupla yazıyordu şiirlerini. Mevsimlere, yıllara, aylara şiirler yazmıştı ve Eylül'e! 30 Eylül 2017 yılı, cumartesi günü onun için açılan özel parantezin kapanacağını kim bilebilirdi ki? O gün kaybettik Şairi...
Herkesçe bilinmeyen, şairlerin başka bir özelliği daha vardır. Hayatla da, ölümle de barışıktırlar. Okadar ki “Unutulmak”'tan geçme ihtimallerinin olması bile vazgeçirmez onları, inandıkları yolda yürümekten...
“Unutulmak-bu en eski bir masal.
Gönül bir türlü razı gelmiyor buna.
Biliyorum, ardımdan bir özlem kalacak en son
Görmediğim, duymadığım, bilmediğim şeylere.
Bir gün, bir yıl, beş yıl sonra ölümden,
Ve bu yolda ne ilk, ne sonuncu olacağım,
Toprağa düşmüş küçük bir zerre -
Bir gün unutulacağım…”
dedi İsmail Çavuşev son kitabı “Yay Burcu”nda….
Ama unutulmayacaksın, İsmail Çavuşev! Kalbimizde sevgi ile yaşayacaksın hep!