Bulgaristan ile mükemmel bir güvenlik işbirliğimiz ve dayanışmamız var.

*** ' Bulgaristan'ın bu konuda sağduyulu bir yaklaşım sergilediğini ifade eden Erdoğan, 'Karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde Bulgaristan ile mükemmel olarak nitelendireceğim bir güvenlik işbirliğimiz ve dayanışmamız var. Bu işbirliği ve dayanışma anlayışının bütün Avrupa Birliği ülkeleri için örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlayışı benimseyen bütün ülkelerle Türkiye'nin de parçası olduğu Avrupa coğrafyasının tamamını ilgilendiren bu hassas süreçte işbirliğine hazırız.'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki görüşmeleri ve katıldıkları çalışma yemeği sonrasında ortak basın toplantısı düzenledi. Borisov'u Ankara'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden ve en son TürkAkım Açılış Töreni vesilesiyle İstanbul'da bir araya geldiklerini hatırlatan Erdoğan, "İlişkilerimizdeki olumlu ivmeyi inşallah bu sene Sofya'da gerçekleştireceğimiz, büyük ihtimalle mayıs ayı son haftasında 2. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Toplantısıyla sürdüreceğiz." ifadesini kullandı. Görüşmelerinin ana gündem maddesini Suriye'de yaşanan gelişmelerin oluşturduğunu söyleyen Erdoğan, "Rejimin İdlib'e yönelik saldırganlığının durdurulması yönünde atılabilecek adımları ele aldık. Bu kapsamda verdiğimiz mücadelede şehit düşen evlatlarımızın ailelerine bir kez daha şahsım ve milletim adına başsağlığı diliyorum. Gösterdiği dayanışma için Başbakan Borisov'a teşekkür ediyorum." dedi.

Hâlihazırda İdlib'de 1,5 milyon insanın evlerini terk ettiğini ve Türkiye'nin sınırlarına dayanmış bir vaziyette beklediğini dile getiren Erdoğan, "Görüşmelerimizde maalesef Avrupa Birliği üyesi ülkelerin büyük bir çoğunluğunun bu konudaki duyarsızlığını da dile getirmek durumunda kaldım. 4 milyondan fazla sığınmacıya 9 yıldır ev sahipliği yapan Türkiye'nin durumunu maalesef Avrupa Birliği üyesi ülkeler ve tüm dünya hala anlamış değil." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce "Eğer adil bir yük paylaşımına Avrupa Birliği bizimle beraber destek vermezse kapıları açmak durumunda kalırız" dediğini hatırlatarak, "Türkiye ile Avrupa Birliği arasında varılan uzlaşı çerçevesinde 18 Mart 2016 tarihinde yayınladığımız bildiride yer alan taahhütlerimizi şimdiye kadar harfiyen yerine getirdik. Bu kapsamda adil yük ve sorumluluk paylaşımı beklentilerimiz ise ne yazık ki cevapsız kaldı. Avrupa Birliği ise 18 Mart Bildirisinin gereklerini tam olarak yerine getirmemiştir. Avrupa Birliği bugün de çifte standart uygulamaktadır. Bakınız hala Avrupa Birliği üyesi ülkelerin önde gelenleri bizim sınırlara şu anda yürüyen mültecilerle ilgili Türkiye'nin burada yanlış yaptığını söyleyecek kadar çifte standart uyguluyorlar. Hani adil yük ve sorumluluk paylaşımı, bu yükü biz mi kaldıracağız?" ifadesini kullandı. Türkiye'nin 40 milyar doları aşkın bir harcama yaptığını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Söz verdiniz 1 yıl içerisinde 6 milyar avro Türkiye'ye verecektiniz, onu da bize değil, milli bütçeye değil, STK'lara vereceklerdi. Peki bunu verdiler mi? Hayır. Bu ara görüşüyoruz 'Size 1 milyar avro göndereceğiz.' diyorlar. Kimi aldatıyorsunuz? Ben bu akşam Sayın Başbakana da söyledim, biz artık bu parayı da istemiyoruz dedim. 40 milyar doları harcayan Türkiye Cumhuriyeti onların vereceği parayı da bulur, üretir ve harcar. Türkiye'nin onuruyla oynamaya kimsenin hak ve yetkisi yoktur. Avrupa Birliği hala çifte standart uygulamaya devam ediyor. Türkiye'nin güvenlik kaygılarını görmezden gelirken Yunanistan'ın 1951 Cenevre Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin hilafına aldığı ölümlere dahi yol açan tedbirleri desteklemektedir."

Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye'nin kendisinden koruma isteyen kişilere uluslararası koruma sağlamaya devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Sığınmacılar, mülteciler bulundukları ülkeleri terk etmekte ve gidecekleri yeri seçmekte özgürdürler. Bu lokal bir hukuktan bahsetmiyorum, uluslararası hukuka göre bu kişilerin zorla bir ülkede tutulması mümkün değildir. Bu kişiler kendi özgür iradeleriyle ülkemizden ayrılmaktadır. Yunanistan gibi tüm ülkelerin uluslararası yükümlülüklerine riayet ederek sınırlarına ulaşan göçmenlerin, sığınmacıların başvurularını milliyetine bakmadan alıp inceleme ve gerekli korumayı sağlama zorunluluğu bulunmaktadır. Nitekim bugün Yunan askerleri 2 tane mülteciyi öldürdü, 1 tane de ağır yaralı var. Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel de yarın Türkiye-Yunanistan sınırını ziyaret edeceğini açıkladı. Herhalde mültecilerin Yunan sınırında kaldığı insanlık dışı muameleleri görecektir. Yunanistan sahil güvenlik yetkililerinin Ege'de yaptıklarını da izlemesini tavsiye ediyorum." Bulgaristan'ın bu konuda sağduyulu bir yaklaşım sergilediğini ifade eden Erdoğan, "Karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde Bulgaristan ile mükemmel olarak nitelendireceğim bir güvenlik işbirliğimiz ve dayanışmamız var. Bu işbirliği ve dayanışma anlayışının bütün Avrupa Birliği ülkeleri için örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlayışı benimseyen bütün ülkelerle Türkiye'nin de parçası olduğu Avrupa coğrafyasının tamamını ilgilendiren bu hassas süreçte işbirliğine hazırız." dedi.

Borisov ve heyetine ziyaretinden ötürü teşekkürlerini ileten Erdoğan, Bulgar Milli Günü'nü tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Borisov'un konuşmasının ardından şunları söyledi: "Özellikle şunu söylemem lazım; ülkemizden çıkmakta olan bu mülteciler her şeyden önce aylardır konuştuğumuz adil, hakça paylaşım konusundaki sürecin bir tezahürüdür. Eğer bugün 100 binler kapıları zorluyorsa bunun bir sebebi var. Avrupa Birliği maalesef sözünde burada da durmadı. Hele hele Yunan askerinin bugün 2 kişiyi öldürmesi, 1 kişinin de ağır yaralanması özellikle bu süreci olumsuz etkilemiştir. Bunların uluslararası göç hukukuna da saygıları yok. Nasıl olsa Türkiye 9 yıldır bütün bu göçmenleri baktı, besledi, barındırdı. Herhalde diyorlar ki 'Bir 19 sene daha bakar', kusura bakmasınlar artık böyle bir süreç yok."

Bakmadan Geçme