BULGARİSTAN'DAKİ AZINLIKLARA YASAL MİLLİ AZINLIK STATÜSÜ TANINMASI İÇİN ULUSAL İMZA KAMPANYASI DÜZENLEME DEKLARASYONU
Şunu da hatırlatmak isteriz ki, Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesinin No: 2/18.02.1999 tarih ve sayılı kararı ile (RKZZNM) 'Ulusal Azınlıkların Korunması Çerçeve Sözleşmesini' kabul etti ve söz konusu sözleşme Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasası'na da aykırı değildir, ayrıca söz konusu sözleşmenin, 38. Bulgaristan Parlamentosu tarafından onaylanmasına rağmen, Bulgaristan Cumhuriyeti ülkenin bölünmez ve eşit vatandaşları olan milli azınlıkların varlığını hala inkâr etmektedir.
BULGARİSTAN'DAKİ AZINLIKLARA YASAL MİLLİ AZINLIK STATÜSÜ TANINMASI İÇİN
ULUSAL İMZA KAMPANYASI DÜZENLEME DEKLARASYONU
Bizler, DOST Partisi üyeleri ve sempatizanları – etnik, dini ve kültür azınlık temsilcileri olarak, Bulgaristan Cumhuriyeti'nin birlik ve bölünmez bütünlüğü ilkesini koşulsuz kabul ederek;
Bizim vatanımız olan Bulgaristan Cumhuriyeti'nin sınırlarının kutsal olduğunu beyan ediyor, her türlü bölücülük ve otonom taleplerinin düşünce ve fikrini bile reddetmekteyiz;
Şunu da açıkça belirtmek isteriz ki, komünist döneminde Bulgaristan devleti, Balkanlar yarımadası ve Avrupa'da, ülkede yaşayan Türk, Roman ve Pomaklara karşı, kendi gülünç ifadeleriyle “yeniden soya dönüş” süreci veya gerçek anlamda zorla isim değiştirme ve asimilasyon politikasını uygulayan tek devlettir. Söz konusu süreç, iki kademeli olarak, 1971- 1973 yılları ve 1984-1989 yılları arasında uygulanmış olup, bunun sonucunda onlarca masum insan katledilmiş, on binlercesi cezaevi ve temerküz kamplarına gönderilmiş ve yarım milyon vatandaşımız, doğdukları vatan topraklarından yurt dışına gitmeye zorlanmıştır;
Totaliter rejim döneminde işlenen söz konusu en ağır suç, ancak 9 Eylül 1944 yılında, halk mahkemeleri tarafından işlenen suçlarla ilgili kıyaslanabilir, fakat konuyla ilgili kimsenin cezalandırılmaması ve göstermelik açılan davanın zaman aşımı kılıfı ile örtülmesi ve hiçbir karar vermeden sonlandırılmasını infial halinde karşılıyoruz, şiddetle reddediyor ve kınıyoruz;
O dönemde uygulanan “yeniden soya dönüş” süreci veya gerçek anlamda zorla isim değiştirme ve asimilasyon politikasının siyasi anlamda bile ahlaki ve manevi olarak hiçbir ceza almamasını daha büyük bir infial halinde şiddetle kınıyoruz, bazı siyasetçi ve liderlerinin göstermelik sözlü özür dilemeleri, ne yazık ki, zaman içerisinde sahte ve gerçek dışı olduğu ortaya çıkmıştır;
Bu arada şunu da hatırlatmak isteriz ki, ilk görev süresi içerisinde, Bulgaristan Cumhuriyeti Başbakanı'nın “yeniden soya dönüş” süreci veya gerçek anlamda zorla isim değiştirme ve asimilasyon politikasını sözde kınaması, fakat o karanlık eylemlerin amaçlarını haklı bulup desteklemesi, hatta bu konuda kendi “barışçıl asimilasyon” eylem planı önerisini bile sunması – ona göre herkesin isimlerinin tank ve Kalaşnikov silahlarla değil, sadece yeniden doğanların isimlerinin değiştirilmesi ve bu şekilde birkaç nesil sonra Bulgaristan devletinin azınlık sorunu da ortadan kalkmış olacakmış;
Şunu da hatırlatmak isteriz ki, kendi partisinden yardımcısı ve diğer pek çok ünlü Bulgar siyasetçi, bunların içinde Başbakan Yardımcıları bile özellikle Bulgaristan'da yaşayan Türkleri, etnik kökeni ile ifade etmeyi reddediyor ve onlarla ilgili “Bulgar Müslümanı”, Pomaklar için ise “Bulgar - Mohamedanları” gibi çirkin ve mesnetsiz ifadeler kullanmaktadırlar;
Ülkeyi yöneten bazı siyasetçilerin ve parti liderlerinin, hatta Bakan ve Başbakan Yardımcılarının, Türklere yönelik Müslümanlaştırılmış Bulgarlar gibi çok daha ağır ifadeler kullanmalarını ve aleni hakaret etmelerini büyük bir infial ve öfke ile karşılamaktayız;
Şunu da belirtmek isteriz ki, devlet, azınlıklara mensup öğrencilerin devlet okullarında tam manası ile ana dilinde eğitim görmemeleri için devamlı engeller çıkardığı gibi, 30 yıldır toplu eğitim sistemi içerisinde, ana dilde zorunlu eğitimi ısrarla reddetmektedir;
Seçim kampanyaları esnasında, ana dilinde konuşanlara uygulanan para cezalarını dikkate aldığımızda, “yeniden soya dönüş” süreci veya gerçek anlamda zorla asimilasyon politikasının değişik bir şekilde aynen devam ettiğini görmekteyiz;
Şunu da belirtmek isteriz ki, azınlık mensubu vatandaşların Bulgar devletinin kurumlarına ve sosyal sistemine dâhil edilmesi sadece kâğıt üzerine yazılı olup, fiili olarak böyle bir şey söz konusu bile değil, azınlıklara mensup temsilcilerin yönetim kadrolarında, mahkemelerde, savcılıklarda, askeriyede, emniyet ve özel birimlerinde, diplomaside çok ender ve istisnadır;
Şunu da hatırlatmak isteriz ki, Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesinin No: 2/18.02.1999 tarih ve sayılı kararı ile (RKZZNM) “Ulusal Azınlıkların Korunması Çerçeve Sözleşmesini” kabul etti ve söz konusu sözleşme Bulgaristan Cumhuriyeti Anayasası'na da aykırı değildir, ayrıca söz konusu sözleşmenin, 38. Bulgaristan Parlamentosu tarafından onaylanmasına rağmen, Bulgaristan Cumhuriyeti ülkenin bölünmez ve eşit vatandaşları olan milli azınlıkların varlığını hala inkâr etmektedir;
Tüm Bulgaristan hükümetlerinin, yurt dışında yaşayan Bulgarların söz konusu ülkelerde milli azınlık statüsü kazanma konusundaki devamlılık arz eden ısrarlı ve istikrarlı politikalarını şartsız ve koşulsuz olarak desteklemekteyiz;
Fakat, Bulgaristan devletinin, kendi vatandaşlarının milli azınlık taleplerine uyguladığı çifte standart politikalarını şiddetle kınıyoruz, hâlbuki onlara verilecek haklar yurtdışında yaşayan Bulgarlar için istenen hakların aynısıdır;
Şu soruyu kesin olarak soruyoruz; Arnavutluk'ta yaşan birkaç bin Bulgar milli azınlık statüsünde ise, Bulgaristan'da yaşayan bir milyondan fazla Türk ve Müslüman nedir?
Bu konuyla ilgili, Bulgaristan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Parlamentosu, Başbakanı ve tüm kamuoyundan cevap beklemekteyiz;
Bizler, DOST Partisi üyeleri ve temsilcileri olan etnik, dini ve kültürel azınlıklara mensup kişiler olarak, kesin cevap vermekteyiz. Bizler kesinlikle ve kesinlikle Arnavutluk, Ukrayna, Moldova, Macaristan ve diğer ülkelerde yaşayan etnik Bulgarlardan daha az milli azınlık değiliz. Bu gerçeği inkâr etmek, bizim etnik, dini ve kültürel azınlık olmamızı ortadan kaldıramaz, fakat etnik gruplar arasındaki ilişkilerde gerilim yaratmaya devam edecektir. Komünist rejim döneminde, kaba kuvvet ve şiddet ile bizi asimile edemediniz, ayni şekilde şu anda uyguladığınız gizli asimilasyon politikanız da başarısız olacak ve hüsranla sonuçlanacaktır.
Bizim Bulgaristan Cumhuriyeti'nin birlik ve bölünmez bütünlüğü ilkesini ve sınırlarının kutsal olduğunu şartsız olarak kabul ettiğimiz gibi, bizim vatanımızın da, bizim kutsal kimliğimizi kabul ederek, bizim haklarımızın tam anlamda saymasının ön şartıdır, ondan sonra da azınlıkların demokratik Bulgaristan Cumhuriyeti'nin eşit vatandaşları olarak, toplumunun bir parçası halinde bütünleşmesini sağlamaktır.
Bir defa daha her türlü bölücülük ve otonom taleplerinin düşünce ve fikrini bile reddederek, tek amacımızın demokratik bölünmez ve bütün bir Bulgaristan Cumhuriyeti sınırları içerisinde, tüm Bulgaristan vatandaşlar arasında gerçek anlamda eşitliğin sağlanmasıdır.
DOST Partisi olarak, şu çalışma ve faaliyette bulunacağız;
YASAL OLARAK MİLLİ AZINLIK STATÜMÜZÜN TANINMASI TALEBİYLE ULUSAL SEVİYEDE İMZA KAMPANYASI DÜZENLEYECEĞİZ.
Bu bağlamda, tüm azınlık mensubu ve temsilcilerine bir çağrıda bulunuyoruz, totaliter rejim döneminde, komünist partisinin asimilasyon politikasına karşı, cesurca ve fedakârca vermiş olduğunuz mücadelede olduğu gibi, şimdi de demokratik bir ortamda, kendi haklı taleplerinizi mesuliyet taşıyarak, fakat cesur bir şekilde uluslararası anlaşmalardan doğan haklarınızı talep etmelisiniz. Her insan, kendi – etnik, dini ve kültürel kimliği ve ona bağlı olan hakları ile dünyaya geliyor. Bu hakların tanınması ve güvence altına alınması gelişmişlik siyasetin göstergesidir, az veya çok onların inkârı ise, ortaçağı milliyetçiliği ve ırkçılığıdır, tüm bunlar Bulgaristan Cumhuriyeti'nin NATO ve Avrupa Birliği üyeliği ve statüsü ile örtüşmemektedir.
Tüm Bulgaristan vatandaşlarını, bunların içinde Bulgar asıllı kardeşlerimizi de, bizim başlatmış olduğumuz, bu haklı ulusal imza kampanyasına katılmalarını davet ediyoruz, çünkü bizim inancımıza göre, ancak beraber ve karşılıklı kimliklerimizi tanımamız ve saygı duymamız durumunda, birlikte ortak vatanımız olan Bulgaristan Cumhuriyeti'nde demokratik geleceğimizi inşa edebiliriz.
Çok kısıtlı maddi imkânlarımızı dikkate aldığımızda, bizler elektronik imza kampanyasına öncelik vereceğiz. Bunun için özel elektronik sayfa hazırlanarak üzerinde “Ben Milli Azınlık Statüsü istiyorum” ibaresi olacaktır. Söz konusu sayfa tüm Bulgaristan vatandaşlarının erişimine açılacaktır. Elektronik imza sayfasına ulaşmakta zorluk çeken Bulgaristan vatandaşları için, ıslak imza kısımlı formlar hazırlanacaktır ve bunlar kişisel bilgileri koruma kanunu koşullarına göre düzenlenecektir. İmza kampanyası, 2019 yılının sonuna kadar geçerlidir.
Zamanıdır!
DOST PARTİSİ
26.03.2019,
Sofya