BOYKO, KİM KİME BORÇLU ACABA?

Müslümanların vakıf mallarına devlet hiç bir ücret ödemeden el koyarken hiç sorun çıkmamıştı, ama ne zaman Müslümanlar bu malların iadesini istemişlerdi, aynı bu devlet mahkeme kapılarını işaret edip, yıllarca süren bu mahkemeleri sonuçsuz bırakarak, yüz binlerce meblağlık mahkeme masraflarını ve bunların faizlerini de yeniden bizim gariban sırtımıza yüklemeye kalkışmakta...

BOYKO, KİM KİME BORÇLU ACABA?

Bulgaristan gene kaynıyor. Her zaman olduğu gibi birilerinin bir günah keçisine ihtiyacı vardı ve hemen o bulundu.

Tabi ki, bizler Müslümanlar ve akabinde Türkler "suçlandık," hatta "borçlu konumuna" düşürülmemiz istenmekte.

Seçim öncesi suni bir günden yaratılması gerekiyordu. Hemen Müslümanlara 8 milyonluk bir borç faturası icat edildi ve bunun sonucunda ülke yeni bir polarizasyona sürüklendi.

Bilindiği gibi, Osmanlı - Rus Harbi'nden sonra, Bulgaristan'ın yeniden inşasında, ülkedeki Türkler de devletin ana kurucu unsurları olarak yer aldılar.

Müslüman cemaatler, kendi vakıflarının, mallarının ve mülklerinin tapulu sahipleri oldular.

Ama komünistler idareyi ele geçirince, hele 1949 yılından sonra, bütün dini varlığımız tamamen çarçur edildi ve 1989 yılına gelindiğinde, Başmüftülüğümüz artık azılı istihbaratçıların ve ateistlerin yuvası haline dönüştürülmüştü...

Ya 30 yıl sonra değişen ne oldu?

Perde önündeki ve perde arkasındaki art niyetli figüranlar ve aktörler çoğaldıkça çoğaldı. Bir takım doyumsuz oligarslar ve sultancıklar türedi.

Başmüftülüğümüz halkımızın menfaatlerine sadık kalamadı ve siyasilerin elinde oyuncak olmaya devam etti.

Hatta bir dönem, gizli anlaşmalar gereği, Amerikalıların sayesinde, FETÖ'nün güdümüne girdi.

Bir kere vakıf mallarımızın tamamı iade edilmedi. Alın terimizle kazandığımız ve dedelerimizden kalan mirasa, devlet bir şekilde el koymuş durumda. Nerede burada demokrasi, insan hakları ve özgürlük?

Hocalarımıza ve imamlarımıza, devlet tarafından maaş sağlanmadı. Bunun yerine bir anlaşma gereği, komşu devlet Türkiye bunları karşılamaya başladı. Acaba papazlara ödenek bulunurken, imamlara neden bulunmuyordu?

Müslümanların vakıf mallarına devlet hiç bir ücret ödemeden el koyarken hiç sorun çıkmamıştı, ama ne zaman Müslümanlar bu malların iadesini istemişlerdi, aynı bu devlet mahkeme kapılarını işaret edip, yıllarca süren bu mahkemeleri sonuçsuz bırakarak, yüz binlerce meblağlık mahkeme masraflarını ve bunların faizlerini de yeniden bizim gariban sırtımıza yüklemeye kalkışmakta...

Belli ki, Başmüftülüğümüz, birilerinin işgüzarlığı sayesinde sorunlar yumağı haline dönüştürülmüş. Bu konuda söylenecek ve yazılacak çok şey var.

Bulgaristan'daki Türkler borçlu olamaz ama birilerinin bize ödenecek büyük borçları olduğu aşıkardır.

Şimdi bariz bir örnekle noktalayayım.

Kırcaali şehrinin ortasında çok güzel bir bina bulunmakta. Dedelerimiz yapmış bunu, Medrese koymuşlar adını. Güya, bu mülkümüz şimdi devlet malıymış. Nasıl oluyor bu iş? Bizlere bir anlatır mısınız, beyler!

Bir de 1949 yılından beri bu Medrese binasını rahatlıkla kullanmaktasınız ve bir hayli yüksek miktarda kira borcunuz birikmiştir.

Bunu ödeme zamanı gelmedi mi?

Binlerce vakıf malımızın akıbeti aynısı değil mi?

Boyko, kim kime borçlu acaba?

Mümin TOPÇU

Yorumlar 1

Bakmadan Geçme