*** Bizleri istila etmiş olan bu suskunluk ve çaresizlik, sanki üzerimize serpilmiş bir ölü toprağı... *** Kültür alanında faaliyet gösteren fazla bir etkin sivil toplum kuruluşlarımız bulunmuyor ama Bulgaristan'daki Türklerin arasından bir çok yetenekli ve değerli yazarımız, şairimiz, ressamımız, heykeltraşımız, müzisyenimiz ve başka sanat dallarının temsilcileri çıkmıştır. *** Bir an önce, Bulgaristanlı Türk Yazarlar Birliği kurulmalı. Bir yazarlar birliği ortaya çıkmış olsa, edebiyatımız ve yaratıcılarımız daha kapsamlı bir şekilde tanıtılmış olacak.*** Kültür alanındaki çalışmalarımız, Türkiye'nin bazı otorize edilmiş kurumlarının desteği ile gerçekleşmeli. Ankara'nın kapıları bizim insanımız için her zaman açıktır...
PAYLAŞ
Bu notları, Şumnu'daki kültür çalıştayı henüz bitmeden yazmaktayım. Umarım başarılı geçer ve yakın zamanda kültürel hayatımızda yeni bir canlanma hissedilir. Buna benzer çalışmalar daha öncede yapıldı ama ne gibi kararlar alındı, nelerin hedeflendiğini hiç anlayamamıştık, çünkü eli kalem tutan arkadaşlarımız bile hep suskun kaldılar. Bizleri istila etmiş olan bu suskunluk ve çaresizlik, sanki üzerimize serpilmiş bir ölü toprağı...
Şumnu'daki son çalıştaya katılan bazı arkadaşlarımızdan, geniş okuyucu kitlelerinle, panel kararlarını, kendi düşünce ve kaygılarını anlatmalarını rica ediyorum.
Kültür alanında faaliyet gösteren fazla bir etkin sivil toplum kuruluşlarımız bulunmuyor ama Bulgaristan'daki Türklerin arasından bir çok yetenekli ve değerli yazarımız, şairimiz, ressamımız, heykeltraşımız, müzisyenimiz ve başka sanat dallarının temsilcileri çıkmıştır.
Örnek olarak, Türkiye'ye göç etmiş olan ressamların ve heykeltraşların arasından beş on tanesi, dallarında profesör oldu ve çeşitli sanat akademilerinde görev almaya devam ediyorlar. Bir yontucu Ziyaettin Nuri, bugün Türkiye'nin önde gelen sanat ustasıdır. Bütün olumsuzluklara rağmen, yazar takımımız da boş durmadı.
Son 30 yılda en az binden fazla yeni kitap üretildi. Göçmen yazarların olanakları daha geniş olduğundan, kendileri daha üretkendi. Memlekette yaşamını sürdürenlerin arasında da yeni kitap çıkarmayan kalmadı ama bir çoğunun basılmamış eserleri de bulunmakta...
Bilindiği gibi, Türkiye'nin çeşitli kentlerinde çok büyük kitap fuarları düzenlenmekte. Ben bunları her yıl merak ve ilgiyle gezerim. Hele Bursa'daki fuarı bir hafta içinde bir milyondan fazla ziyaretçi geziyor, bunların yarısı neredeyse bizim göçmenlerden oluşuyor. Bunların çoğu stantların arasında Bulgaristanlı edebiyatçıların eserlerini arayıp ta bulamamakta...
Bir an önce, Bulgaristanlı Türk Yazarlar Birliği kurulmalı. Daha yıllar öncesi bu konuda yazmış, hatta Bursa'da bir yazarlar toplantısı bile düzenlemiştim ama bir türlü arkası gelmedi, çünkü bazılarının siyasi kaygıları ağır gelmekte. Bir yazarlar birliği ortaya çıkmış olsa, edebiyatımız ve yaratıcılarımız daha kapsamlı bir şekilde tanıtılmış olacak.
Son yıllarda Türk Dünyası'nın çeşitli kuruluşları bir çok uluslararası edebiyat ve kültürel etkinlik düzenlenmekte. Bakıyorum ki, Bulgaristan'ı temsil edenler, çoğu zaman edebiyatımızda yeterince yer edinememiş şahıslar. Bunlar, bu fırsatı kendi şahsi bağlantıları ve "torpille" yakalamakta, fakat bir Türk Dünyası edebiyat şölenine, öncelikle bizim edebiyat üstadlarımız katılmalı.
Şumnu'daki çalıştaya baktığımızda, salonda yine önde gelen edebiyatçılarımızı ve entelektüellerimizi görememekteyiz. Bir de bizim kültür alanından faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarımız neler yapmakta? Hangi yaşlı yazarımızın bir kitabını çıkarma teşebbüsünde bulundular? Ya da ressamlarımızın bir karma sergisini düzenlediler? Daha geniş kapsamlı konser turneleri hazırlanamaz mı? Bizim eski popüler şarkıcılarımızın bir çoğu hala yaşamakta...
Kültür alanındaki çalışmalarımız, Türkiye'nin bazı otorize edilmiş kurumlarının desteği ile gerçekleşmeli. Ankara'nın kapıları bizim insanımız için her zaman açıktır...
Gelin ve biraz göçmen derneklerimizin rahatını bozunuz. Ortaklaşa bir çok kültürel program hayata geçirilebilir.